15.bölüm

51 13 2
                                    

Mert'ten devam

İçimde aniden bir korku belirmişti. Sanki Kalbim sıkışıyordu. Hemen arabaya bindim. Masalı görmem gerekiyordu. Evine gittiğimde benden sonra evden çıktığını öğrenmiştim. Telefonla defalarca aramama rağmen açmıyordu. Melek teyzenin telefonundan da aramayı denedim ama cevap vermiyordu. Aklıma bir sürü kötü düşünce gelirken ayakta durucak mecalim kalmamıştı.

Eve gelmesini sabırsızlıkla beklerken geçen her saniye dakika benim içimden çekiliyor gibiydi. Oturup beklemekten daha acizce birşey yoktu. Saat çok geç oluca dışarı çıkıp gerekirse şehri talan edicektim ama oturmaya niyetim yoktu. Aniden melek teyzenin telefonu çalınca yanına koştum melek teyze konuşurken telefonu hızla elinden aldım masalın sesini duyunca nefes aldığımı hissettim. Onu alıcağımı söylememe rağmen kendi gelmekte ısrar edip telefonu yüzüme kapayınca çok sinirlenmiştim.

Bu nasıl bir işkenceydi bana nasıl hâlâ böyle soğuk davranabiliyordu. Onu nasıl deli gibi merak ettiğimi düşünemiyor muydu. Gelmemişti. Bekliyordum ama gelmiyordu. Geliceğini söylemesine rağmen gelmemişti. Telefonu kapalıydı. Şarjı bitmiş olabilirdi. Ya bu saatte başına birşey gelmişse diye düşünmekten kendimi alamıyordum.

En sonunda melek teyzeye mesaj atmıştı. Geç olduğunu bir arkadaşında kalacağını yazmıştı. İyi olduğunu en azından biliyordum. Sabaha kadar uyuyamamıştım. Sabah okula gittiğimde masalı bir çocuğun motorundan inerken gördüğümde gözüm dönmüştü. Masal beni farkedince hızla yanına gidip bileğinden tuttum.

Bütün gece neden telefonunun kapalı olduğunu onu merak ettiğimi söylediğimde sesimi yükseltmiştim. Masal sakin olmamı söylüyordu. Bu durumda  benden nasıl sakin olmamı bekliyebiliyordu motorundan indiği çocuğun kim olduğunu sorduğumda kolunu acıttığımı farkettim. Onu incitmek aklımın ucundan bile geçmezken bana neler yaptırıyordu.

Kolunu bıraktığımda bana şarjının bittiğini gece taksi bulamadığını ve motorundan indiği kişinin ona yardım ettiğini söyledi. Ben hâlâ sinirle solarken sakinleşmeye çalıştım en azından iyiydi. Masalı kendime çekip hızla sarıldım bana karşılık verdiğinde yaşadığımı hissetmiştim.

Benden ayrıldığında bir süre bana bakıp kahvaltı yapıp yapmadığımı sordu bu benim şu an düşüneceğim son şey bile değildi. Aç olmadığımı söyleyince bana okulu asmamızı teklif etmişti. Ona sorgulayan gözlerle bakarken yorgun olduğunu ve bana yemek yapıcağını söylemişti. Bu İki gündür duyduğum en güzel şeydi.  eve gittiğimizde melek teyzenin yokluğundan faydalanıp kanepeye yayıldım.

Yeterince yorgun ve uykusuzdum. Ama masal yanımdayken bunların önemi yoktu. Bana hâla piknikteki olay yüzünden kızgındı. Mutfağa gittiğinde arkasından gidip özür diledim ona sormadan herkese açıkladığım için en çokta okulda bilinçsizcede olsa onu incittiğim için beni affettiğini söyleyince hızla sarıldım.

Geri çekilmezsem vazgeçiceğini söyleyince  hemen ayrıldım ondan masal elindeki sebzeleri uzatınca şaşkınca baktım daha önce mutfağa girmişliğim yokken benden sebze doğramamı istemişti. Ona anlamadığımı söyledğimde onunla ilklerimi yaşamak isteyip istemmediğimi sordu. Hemen elinde bıçağı aldım. Masalın anlamadığı şey ben zaten bütün ilklerimi onunla yaşıyordum acısıyla tatlısıyla ama nasıl doğrayacaktım.

Ben bunu çözmeye çalışırken masal kahkahalarla gülmeye başladı. Ben neye güldüğünü çözmeye çalışırken o hâlâ gülüyordu. Neye güldüğünü sorduğumda ciddileşmeye çalışsada duramıyordu. Tuhaf olan şu ki bu gülüş acıtan bir gülüştü. Masal sanki gülüşünün arasında hüznünü saklıyor gibiydi. Aniden elimden bıçağı alıp biberler yerine soğan doğramaya başladı. Benim yanımda ağlamak istemiyordu.

SEN SEVDA MISIN#wattys2016Where stories live. Discover now