6.bölüm

94 14 1
                                    

Mert bana sinirle bakarken ondan kolumu kurtarıp göğsümde kollarım birleştirdim. "Seni dinliyorum mert ne söyleyeceksen söyle" dedim bir süre bana baktıktan sonra konuşmaya başladı.

"Sen söyleyeceksin ne olduğunu" dediğinde Mert'in karşısına geçip omuzlarımı dikleştirdim. "Ne oluyor biliyor musun? mert bilmediğim bir sebepten beni görmezden geldin. Bir yabancıymışım gibi davrandın. Bu da yetmezmiş gibi bana besleme diyen kızı korudun. Olan bu"

konuştukça sinirleniyordum. Ama mert tepkisiz bir şekilde bana bakıyordu. Sonunda sessizliğini bozup "Ne yapma mı? istiyorsun masal beni görmezden gelirken ne yapmamı bekliyorsun?"

Mert bunları söylerken nedense suçluluk hissettim. Ben mert'i görmezden mi? geliyordum. "O gece bizdeyken nihal'le konuşmanızı duydum." O gece ne konuşmuştuk biz nihal'le tabi ya o gece nihal bana başka biri mi? var demişti. Bende...

Demek mert o gece bu yüzden bana öyle davranmıştı. Olamaz! mert benden hoşlanıyor muydu?
"Sen bizi mi? dinledin" Dediğimde mert bir an şaşırdı. "konumuz şu an bu mu? gerçekten mi? masal"

"Mert konuştuklarımızın seninle bir ilgisi yoktu. Bu bana ters davranmanı açıklamıyor tamam mı?" Mert bir şey söyleyecek gibi bana bakarken "ben gidiyorum" deyip arkamı döndüğümde duyduğum şeyle adeta olduğum yere çivilendim.

"Beni ilgilendiriyor çünkü seni seviyorum" ben duyduklarımın şokundan hareket edemezken "bana bakmayacak mısın?" Dedi.
Bir süre sonra yavaş yavaş arkamı döndüğümde gözlerim mavileri buldu. Ne diyecektim ona...
++++++
Dün gece bütün gün mert'in söylediklerini düşündüm. Mert beni seviyordu. Ama nedense mutlu olup olmadığımı bilmiyordum. O mert'ti. Ona hislerim olmadığını söylersem yalan olur. Ama benim mert'le aramda hiç bir şey olamaz..

Mert beni sevdiğini söyleyince bir cevap vermeden yanından ayrıldım. Ama er yada geç konuşmam gerekiyordu. Ben ve mert olmazdı. Olmamalıydı. "İyi misin? kızım" annem'in sesiyle daldığım düşüncelerden çıkıp annem'e gülümsedim "iyiyim anne neden? sordun"

"Hiç iyi görünmüyorsun bir şey mi? oldu." Deyince annem'e yorgun olduğumu söyledim. İnanmadığını biliyordum. Ama ben anlatmak istemedikçe ısrar etmenin gereksiz olduğunu bildiği için fazla üstelemedi. Okul çin hazırlandıktan sonra kulaklığımı takıp evden çıktım.

Kapı'nın önünde mert'i görünce bir an afallayıp geriye sendeledim. Dengemi kaybedip düşecekken mert beni belimden kavrayıp kendine çekti. Bana o kadar yakındı ki, nefes alamıyordum. Mavi gözler gözlerimi bulunca hemen mert'in kollarından ayrıldım.

Kalbim benden bağımsız hızla atarken mert'e dönüp "ne işin var burda?" dedim "bu durumda teşekkür etmen gerekmiyor muydu?" Dediğinde "teşekkür ederim ama bir daha yardım etmezsin sanıyordum" dedim.

Dün hiç yaşanmamış gibi davranmak en iyisiydi. Mert bana kaşlarını kaldırmış bakarken kaşımı ne var anlamında kaldırdım. Masal dün gece" dediğinde mert'in konuşmasına fırsat vermeden okula geç kalıyorum gitmem lazım dedim.

Mert'i arkamda bırakıp yürümeye başladım bu konuyla ilgili konuşmak istemiyordum. Kulaklığımı tekrar kulağıma taktım. Mert bana yetişince hiç birşey olmamış gibi yürümeye devam ettim. Mert'in gözlerinin üzerimde olduğunu biliyotdum.

Ama ne yapabilirdim. Ona vericek bir cevabım yoktu. Okulun kapısına geldiğimi farkedince birden aklıma gelen şeyle mert'e döndüm. "Mert nihal nerde? o niye yanında değil?" dedim.

"Bugün annem'le vakit geçirmek istediği için gelmedi"
"Hımm" dedim başımı sallayarak mert bana bakıp gülünce "ne o niye gülüyorsun?" Dedim "hiç çok tatlısın ona gülüyorum" mert'in söylediği şeyle yüzüm kızarırken "ben sınıfa gidiyorum" dedim, ve adımlarımı hızlandırdım  sınıfa  giderken koridorda  o utangaç kızı gördüm.

Tek başına olduğunu görünce yanına gittim. Kız bana şaşkınca bakarken "selam aynı sınıfta olmamıza rağmen hâlâ tanışmadık. Ben masal" dedim elimi uzatarak o da elini uzatınca "benim adım ayda" dedi.

"Ayda tanıştığımıza memnun oldum"deyip koluna girdim. "hadi ayda sınıfa gidelim ders başlayacak" dediğimde beni bozmadan gülümseyince beraber sınıfa girdik.

Daha öğretmen gelmemişti. Nihal gelmediği için ayda'ya yanımda oturmasını teklif ettim. Ayda'da kabul etti. Ayda'yı ne zaman görsem hep tek takılıyordu. O yüzden onunla arkadaş olmak istiyordum...

Ders çok sıkıcı geçiyordu. bütün sınıf neredeyse uyumak üzereydi. Bir an kuzey denen çocukla gözgöze geldik. Bu defa kafamı çevirmedim. Niye sürekli bana bakıyordu. Merak ediyordum. Başta umursamasam da artık rahatsız olmaya başlamıştım.

Tenefüs'te ayda ile kantine gittik. Yiyecek birşeyler alıp boş bir yere oturduk. "Bunu neden yapıyorsun?" Ayda'nın sorduğu soruya şaşırıp "neyi niye yapıyorum?" dedim "neden benimle ilgileniyorsun?"

"Seninle arkadaş olmak istiyorum" dediğimde kaşlarını kaldırdı
"Neden" sorusuna omuz silktim "arkadaş edinmek için bir sebebimin olması gerekmiyor" bana uzaylıymışım gibi bakınca "Hiç arkadaşın yok mu?" Dedim

"Hayır yok" "neden yok" dediğimde bir süre bana baktı. "çünkü ben bir katil'in kızıyım" dediği şeyin şaka olduğunu düşünsemde yüzündeki ciddiyet'ten şaka olmadığını anladım...

"Benle arkadaş olmak istemezsen anlarım" dedi masadan kalkarak "neden arkadaş olmak istemeyeyim? sonuçta senin bunda bir suçun yok" dedim gözlüğünü çıkarıp bana baktı. Koyu kahverengi gözleri çok güzeldi.

Hala bana şaşkın şaşkın bakarken "gözlerin çok güzelmiş niye gözlük takıyorsun?" dedim gözleri dolmuş bir şekilde gülümsedi. Hâlâ bana bakarken gözlerinden akan yaşları gördüm.

"Niye ağlıyorsun? ayda ne oldu?"yerimden kalkıp yanına oturdum. "Bunları duyduktan sonra bile benimle arkadaş olmak  istiyor musun? gerçekten" başımla onaylayınca bana bakıp gülümsedi...

Gözyaşlarını elimle sildim "yalnız seninle arkadaş olmam için şu gözlükleri çıkatman gerekiyor çok çirkinler" güldüğünü görünce bende gülmeye başladım ilk defa onu böyle gülerken görmüştüm. Mutlu olması hoşuma gitmişti.

Zavallı ayda kim bilir ne kadar acı çekmiş ki kimsenin onunla arkadaş olmayacağını düşünüyordu. Babasının ne yaptığı umrumda değildi. Onunla arkadaş olmak istiyordum...

Bütün gün mert'i görmediğim için şanslıydım. Onunla bugün karşılaşmamalıydım. Ayda ile sınıfa gitmek için kalktığımda mert'i arkadaşlarıyla konuşurken gördüm. Beni görmemesi gerekiyordu...

Lavabo'ya gitmem gerektiğini söyleyip ayda'yı  sınıfa yolladım. Bende mert kafasını çevirene kadar masanın arkasına saklandım. Mert kafasını çevirince hemen masanın arkasından çıktım.

Geri geri giderken sert birşeye çarptım. "Özür dilerim" deyip kafamı çevirdim. Kuzey denen çocuğa çarpmıştım. "önüne bakıp yürümelisin" dediğinde  Mert'in olduğu tarafa bakıyordum. "sana diyorum" dediğinde "özür diledim ya uzatma istersen" dedim Mert'in bakmadığını emin olunca  kuzeyi umursamadan hemen sınıfa koştum.

Koşarken yine birine çarpınca "yine mi sen?" başımı kaldırdığımda karşımda mavi gözleri görünce şaşırdım. "kimden bahsediyorsun" dedi. "hiç kimseden" dediğimde bana inanmayarak "yoksa geçen nihal'in bahsettiği şu çocuk mu? Seni rahatsız mı? ediyor" deyince "sanane mert kimse kim seni ilgilendirmez" dedim bıkkın bir sesle " mert sesli bir şekilde nefesini verince "hem dersim başlayacak ne işin var burda?" dedim.

Seni görmeye geldim"
"sebep?" "seni" Mert sözünü bitirmeden "ben gidiyorum sınıfa öğretmen gelicek şimdi" dedim hemen sınıfa girdim. Karşımda kuzey bana bakarken umursamadan sırama geçtim.

Ben bugün bir şekilde konuşmaktan kurtulmuş gibi görünsem bile mert benden bir cevap bekliyordu. Ona ne diyecektim... Onu geri çevirirsem sonra pişman olmaz mıyım?...

Peki ya kabul etsem hayatım boyunca nefret ettiğim minnet duygusu beni yiyip bitirmez mi? Ne yapmalıyım. Sonradan pişman olacağım birşey yapmaktansa yaşayıp kaderin ne getireceğine mi bakmalıyım?....

Lütfen bol bol vote ve yorum

SEN SEVDA MISIN#wattys2016Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora