17. bölüm

70 12 2
                                    

Gözlerimi açmaya çalışınca gözkapaklarım inadına açılmamak için savaş veriyor gibiydi. Kulağıma gelen uğuldamalar çoğalırken zorda olsa gözlerimi açabilmiştim. Gözlerimdeki bulanık yavaş yavaş netleşince tavandaki ışık gözlerimi rahatsız etmişti. "Masal beni duyuyor musun?"  Duyduğum tanıdık sesle gözlerimi bana bakan endişeli gözlere çevirdim...

"Doktoru çağırın çabuk masal gözlerini açtı"
"Masal güzelim beni duyuyor musun" bana endişeyle bakan mert'e bakınca konuşmak istesemde konuşamıyordum. Boğazımdaki acı konuşmama engel oluyordu.

Doktor gelince bakışlarımı mert'ten alıp doktor'a çevirdim. Beni muayene ettikten sonra "masal hanım konuşabiliyor musunuz?"dedi  Başımı olumsuz anlamda sallayınca "bir süre konuşamayabilirsiniz.  Ama merak etmeyin. Geçici bir şey boynunuzdaki  boğazlık bir süre boynunuzu haraket ettirmemeniz için takıldı." Elimi boğazıma götürdüğümde boğazlığı çıkarmak istedim.

Buraya nasıl geldiğimi bilmiyordum tek hatırladığım işe giderken hızla bana doğru gelen bir araba sonrası karanlıktı.
"Masal kızım iyi misin anneciğim?" Gözlerim annemi bulduğunda endişeli gözleri ağlamaktan şişmişti. Başımı hafifçe sallayıp iyi olduğumu anlatmaya çalıştım.

Gözlerim tekrar mert'i bulduğunda onunda dağılmış olduğunu gördüm kahverengi saçları anlına düşmüştü. Gözlerinin içi kançanağı na dönmüştü. En azından onu gördüğüm için mutluydum. özlemiştim onu ama konuşamamak çok sinir bozucuydu.

Annem doktor'la konuşurken ben mert'e odaklanmış onun gözlerinde kaybolmuştum. Ayağımdaki sızı kendini belli edercesine sızlayınca gözlerim bacaklarıma kaydı. Olamaz en azından ayaklarım sağlam kalsaydı. Mert ayaklarıma baktığımı farketmişti.

"Bacağın incindiği için bir süre böyle kalıcak" mert'in sözleri üzerine ellerimi oynatarak kalem kağıt istediğimi belirttim. En azından ellerim hâlâ sağlamdı. Mert söylediklerimi anladığında cebinden kalemi çıkarıp elini uzatınca bir süre şaşkınca baktım.

"Elime yazabilirsin" mert'in eline kalemi değdirince ne yazıcağımı düşündüm bir süre mert'in gözlerine bakarken içimden gelen şeyi yazdım. "İyi misin?" Mert yazdığımı okuyunca şaşkınca bana baktı. "İyiyim sen şimdi beni düşünme nasılsın canın çok acıyor mu?" Mert'in sözleri üzerine tekrar eline yazmaya başladım.

"Ben buraya nasıl geldim?" Mert gözlerime bakmadan "ambulansla geldin" dediğinde yüzümde alaycıl bir gülümseme peyda olmuştu.Ambulanslar zamanında yetişebiliyormuş demek ki oysa babam kaza geçirince yetişememişlerdi. Mert bana bakarken yüzünde merak oluşmuştu bunu görebiliyordum.

Mert'in eline tekrar yazıcakken elini çekti. Ben ona şaşkınca bakınca "elime sadece az önce ne düşündüğünü yazabilirsin" demişti. başımla onayladım. Elini tekrar uzatınca bunları yazdım.

"Ölümü hissettim. Çok yakınımdaydı. Ama acıtmadı neden mi? çünkü gözlerin aklımdaydı" mert bana  bakınca tekrar yazdım. "Artık elini kullanabilir miyim?" Mert donuk ifadeyle bakıyordu. "eve gitmek istiyorum beni eve götürür müsün?" Mert yazıyı okuyunca başını olumlu şekilde salladı.

"Bekle beni hemen doktor'la konuşup geliceğim" mert odadan çıkınca etrafıma göz gezdirdim. Hastaneleri sevmiyordum.
Buradan bir an önce çıkmak istiyordum. Mert odaya dönünce gözlerim tekrar onu buldu, "doktor en azından bugünlük müşade altında kalman gerektiği konusunda ısrarcı bugünlük burdasın yani"  mert tekrar elini uzatınca gülesim gelsede bunu yapamıyordum canım acıyordu.

Tekrar bişeyler yazdım mert'in eline "ne zamandır buradayım?"
"İki gündür buradasın çoktan uyanman gerekiyordu. Ama bedenin çok yorgun  ve zayıf düştüğü için şimdi açabildin gözlerini" mert in sesindeki kızgınlık ve sitem gözlerine yansımıştı. "Özür dilerim endişelendirdiğim için" mert bana hala soğuk bakınca son kez birşeyler yazdım.

SEN SEVDA MISIN#wattys2016Where stories live. Discover now