-Kolum-

5K 339 42
                                    

5 gün sonra

İlk günlerim çok hızlı geçmişti. Artık kampa iyice alışmıştım. Şuan ise Ben'in eğitmenlerimizin isimlerini okumalarını bekliyorduk. Bizimkilerden Alex de eğitmendi. Onlar eğitim alanında bizim gelmemizi bekliyorlardı.

Ben'in kulübesinin kapısı açılırken herkes susmuş ona bakıyordu. Elindeki listeye baktı ve okumaya başladı ,sanırım alfabetik sıralama vardı "Angel River, "umarım çok kötü biri çıkmaz "Alex Jones"

İlk başta birkaç saniye algılamam gerekti. Oha!Alex bana çıkmıştı. Tanımadığım biri çıkmadığı için mutluydum. Yan taraftaki eğitim alanına bakarken etrafı gözlerimle taradım. Marcus da eğitmen olmalıydı. Alex'i görünce yanına yürümeye başladım.

Yanına vardığımda bana şaşkınca bakınca gülümsedim "Şanslıyım ha?"
Hafifçe gülümsedi ve konuşmaya başladı ,

"Tamam o zaman sana yapacaklarımızı anlatıyım. İlk olarak ok, yay ve mızrak arasından hangisine daha yatkın olduğunu bulucaz. Sonraki günler yatkın olduğun silaha göre ya diğerlerine geçicez ya da o silah kullanımını ilerleticez" dedi.

Kafamı olumlu anlamda salladım. "Şimdi yanıma gel Angel" yanına ilerledim. "Şu sol taraftaki hedef tahtası var ya, amacın onun ortasındaki kırmızı alana mızrağı olabildiğince yakın atmak." Dedi. Elindeki mızrağı bana uzattı. Yavaşça alırken anlatmaya devam etti.

"Önemli olan atarken hedefe odaklanmış olman ve mızrağa verdiğin yön. Mızrağı yere doğru atarsan yere gider. İleri atarsan ileri gider" dedi ve iki örnek verdi. İlkinde mızrağı atarken ucu yere eğikti ve mızrak tahtaya ulaşamadan düştü. İkincisinde ise mızrağın ucu ileri bakıyordu. Hedefi ikinci daireden vurdu.

Elimdeki mızrağa baktım. Pek de kolaymış gibi gözükmüyordu. İlk başta hedefe odaklandım. Ardından mızrağı hızla attım. Mızrak sertçe en kenardaki daireye sapladı.

"Tamam Angel. Mızrak zaten zordur, sonradan seninle çalışırız "

Alex yerdeki deftere birşeyler yazdıktan sonra tekrar yanıma geldi. "Şimdi sıra ok ve yayda, zaten bunda ne yapman gerektiğini biliyorsundur"
dedi. Ağaca yaslı duran yayı ve yerdeki oklardan birini bana uzattı.

Elime alıp oku yaya yerleştirdim. Oku çekerken tahtanın ortasını hedef aldım. Yayı bıraktıktan sonra ok hızla ilerledi ve ikinci ile ortadaki daire arasında bir yere saplandı. Aman tanrım!

"Çok güzel Angel ,bir atış daha atar mısın?" Derken yavaşça bir ok daha uzattı. Tekrar oku yaya yerleştirdim, yayı çektim, hedef aldım ve bıraktım. Oha!Yok artık! Tam ortaya saplanan oka bakarken aklımdan geçen tek şey bunlardı.

"Çok iyi! Gerçekten çok iyi Angel!" Deyip defterine birşeyler daha not aldıktan sonra defteri yere bıraktı, ok ve yayı alıp tekrar ağaca yasladı ve yanlarında duran iki kılıcı alıp yanıma geldi.

"Kılıç kullanımında şuan için yapman gereken tek şey onu kolunun bir parçası gibi kullanıp kendini savunmak. Saldırılara daha sonra geçicez" dedi ve kılıçlardan birini bana uzattı. Kılıcı incelerken sordum "Bunda iyi olup olmadığımı nasıl bilicez? "

"Deneyerek" deyip kılıcını bana doğru savurduğunda hızla kendi kılıcımla omzumu yarmasını engellerken korkuyla ona baktım "Başka yolu yok mu? Senin tarafından kesilerek öldürülmek istemiyorum da"

"Malesef başka yol yok ama merak etme o kadar sert yaralamam" derken kılıcını sağ taraftan belime savurdu.

10 dakika sonra

Kollarımın ağrımaya başladığını hissediyordum. Alex ilk baştaki dinçliğiyle bana saldırmaya devam ederken yalvarmaya başladım "Acı bana Alex, lütfen. Ben sen miyim de saatlerce dövüşeyim. Kollarım çok kötü ağrıyo , lütfen"

Melez TanrıçaDove le storie prendono vita. Scoprilo ora