Melez Tanrıça

-Yarışma-

Ben yarışmanın kurallarını anlatıyordu "Şuanda sizi ayırdığımız üç grup için üç gemi var. Amacınız koyun çıkışının biraz ötesindeki bayrağı alan ilk ekip olmak. Kazanan grup gelecek ay olacak etkinlikte öncelik kazanıcak"

"Her türlü güç kullanımı var. Ama gemiyi yakamazsınız" son cümleyi Andre'ye bakarak söylemişti. Gruplarımız şöyleydi,

-Aria, Alex, Laura , Anabeth , Ben , Andre

-Brian, Marcus, Damon , Emily, Stephanie, Max (Ares melezi)

-Dean (Afrodit melezi), Helen (Hephaistos melezi), Dilara(Ares melezi), Maria(Athena melezi), Mia (Demeter melezi), Diego (Apollon melezi)

Herkes gemilere geçerken Ben sahilde gemilerin gerisine geçti. Gemiler bildiğiniz korsan gemilerindendi. Hani böyle kocaman olanlardan. Ama tek farkı arka güvertede duran altı şezlong ve köşeye yığılmış plaj çantalarıydı.

Alex dümene geçerken diğerleri etrafa dağıldı. Alex'in yanına giderken Ben'in sesi duyuldu "Üç!İki!Bir...başla!"

İki gemi normal ilerlerken güçlü bir rüzgarla Marcus'ların gemisi öne geçti. Rüzgar sayesinde aramızı gittikçe açarlarken sinirlerim bozulmuştu. Hızla geminin en uç noktasına ilerledim. Daha önce iki kez denemiş olmama rağmen sonuçta ben Poseidon'un kızıyım. Yaparım! Yani sanırım , ama denemeden bilemem değil mi?

Derin bir nefes aldım ve elimi yavaşça suya uzattım. Dalgaların gemiyi ittiğini düşünürken içimde birşeylerin aktığını hissettim. Gemi bir anda sarsılırken gözlerimi aralayıp gemiye baktım. Dalgalar geminin gövdesine çarparken hızlanmıştık. Ama yine de yeterli değildi, onlara yetişemiyorduk. Arka taraftaki ler öne gelmiş ne olduğuna bakıyorlardı.

Öndeki gemiye baktım. Bu o kadar zorlamamıştı. Yani en fazla yapamazdım. Sol elimi ileri uzatırken Andre yanıma gelmişti. "Daha yeni öğrendiğin güçlerin için iki gemi çok fazla. Bu kadar kendini zorlarsan burun kanamaları veya bayılma gibi sorunlar çıkabilir"

"Bayılsam ne olur ki?" Yarışmayı kazanmayı çok istiyordum. Çünkü kaybetmeyi hiç sevmezdim. Hele de su ile ilgiliyse olay bitmiştir. Ya kazanıcam, ya da kazanıcam.

"Bayılman benim için hiç sorun değil ama arkadaşların endişelenebilir ki bulunduğum grup arkadaşlarından oluşuyor"

"Sadece deniycem tamam mı? "

Önüme dönüp gemimizin ilerlediğinden emin olduktan sonra ilerideki gemiye baktım. Dalgaların ters yönde gövdesine çarpıp onu yavaşlattığını geriye ittiğini düşündüm.

"Angel! Oha! Yavaşlıyorlar! Ohaa! "

Aria bağırırken gözlerimi araladım. Gerçekten gemi yavaşlıyordu. Tek sıkıntı oradakilerin anlamış olmasıydı. Aramızdaki fark metrelere inerken o grubun pek mutlu olduğu söylenemezdi.

Bir anda başlayan sert rüzgarla kontrolü kaybedip geriye birkaç adım attım. Ani bir sinirle sol elimi yukarı kaldırdığımda rüzgar anında kesildi. Şaşkınlıkla gemiye bakınca büyük bir dalganın geldiğini gördüm.

"Yok artık" diyerek dalganın geminin üzerine düşmesini izledim. Gemiler yan yanaydı ama onlarınki biraz öndeydi. Islanan Stephanie ağlamaklı bir yüz ifadesindeydi.

Gülmemi tutmaya çalışırken Anabeth ve Aria'nın kıkırdamasını duydum. Marcus ve Damon ise sinirli gözüküyordu ki dayanamayıp gülmeye başladım.

Bu sefer tutunmasam beni sürükleyebilecek bir rüzgar çıkarken yine aynı numarayla bir dalga gönderdim. Ama Damon onu havayla tuttu. Dalgayı bırakmayıp havayı itmeye çalışırken bir elim titriyordu. Güçlüydü. Dayanmaya çalışırken bir anda rüzgarın gücü iki katına çıkınca başımda anı bir ağrı başladı. İki elimde kontrolüm dışı titrerken baş ağrım artıyordu. Burnumdan sıcak bir sıvının aktığını hissederken Andre'ye seslendim.