-Eğitimler başlıyor-

4.4K 290 19
                                    

Anında yataktan doğrulurken derin nefesler alıyordum. Sabah olmuştu ama daha erkendi.Kabus görmüştüm.

Şöyle ki ilk başta biraz garipti. Bir kadın vardı ve karşımda duruyordu ama ne yaparsam yapıyım ona ulaşamıyordum. Kalçasına kadar gelen ince telli saçları vardı. Gözleri maviydi ve ten rengi açıktı. Üzerinde Mat bir kumaştan yapılmış uzun bir elbise vardı. Rengi lacivertti ve geniş yakalıydı. Hiç konuşmuyor ama gülümsüyordu.

Ardından ise alan değişti ve kendimi boşlukta buldum. İleride kutu gibi birşey vardı ama çok uzakta olduğundan ne olduğunu tam göremiyordum. Ve sonra içinden büyük bir gölge çıktı. Etraf siyah olmasına rağmen gölge çok daha koyuydu. Yukarı doğru yayılırken bir kahkaha sesi ve son.

Ah...sanırım korku filmi izlemeyi azaltmalıyım.

Bu sırada Olympos'ta

Zeus bana delici bakışlarla bakarken herkesin gözü üzerimdeydi. "Nasıl oluyor da senin kızın benim iki oğlumu yenebiliyor"

"Nereden bilebilirim. Belki de yorgundurlar"

"Yorgundurlar öyle mi! Bu nasıl olabilir?! "

Derin bir nefes aldım. "Ben de bilmiyorum ama bir sıkıntıları mutlaka vardır. Yoksa böyle birşeyin olması imkansız. Hem Hades' in oğlu da birşey yapmış olabilir" üzgünüm Andre.

Zeus biraz sakinleşirken dediklerimi düşünüyor gibiydi. İnanıcaktı. Başka çaresi yoktu. Çünkü olaya başka bir açıklama bulamazdı.

Bir süre düşündükten sonra tekrar bana baktı.

"Tamam Poseidon. Olayın altında bilmediğim birşey olmadığını varsayarak konuyu kapatıyorum, şimdilik"

Yüz ifademi bozmadan taht odasından çıkmasını izledim. Şimdilik yırtmıştım.

Kampta

Aria'yı bekliyordum. Kahvaltıya gidicektik ama Aria bir türlü hazırlanamamıştı. "Hadi!"

"Geldim!"

Merdivenlerden hızla iniş sesleri gelirken ayağa kalktım ve salondan çıktım. Aria gülümseyerek bana bakıyordu. Bu kız bu enerjiyi nereden buluyordu?

Ben de gülümserken evden çıktık. Bugün salıydı. Yani kahvaltıyı hızla yapıp eğitim alanına gitmemiz lazımdı.

Yemekhaneye varınca her zaman oturduğumuz masaya geçtik. Anabeth ve Laura oturuyorlardı. Kahvaltıda çok da birşey olmadı. Her zamanki selamlaşmalar ve birkaç günlük dedikodu.

Kahvaltı bitince hepimiz eğitim alanlarına dağıldık. Alex geçen gün çalıştığımız yerde beni bekliyordu.

"Evet Angel, bugün ısınmalarla başlıycaz. Ardından ise mızrak ile çalışıcaz"

"Neden mızrak?" zor bir silahtı ve ok ve yay bence çok daha zevkliydi.

"Çünkü ok ve yayda zaten iyisin. Kılıçta da fena sayılmazsın ama odaklanma sorunun var. Üç ana silahtan önce diğerlerine de geçemeyiz. Geriye ise mızrak kalıyor"

"Off peki"

Birkaç ısınma hareketi yaptıktan sonra Alex mızrağa ilerledi. Köşede duran mızrağı eline alıp bana döndü "İyi izle Angel" Önce ilerideki hedef tahtasına odaklandı , sağ elindeki mızrağı geriye götürdü ve hızla ileri attı. Ok sertçe tahtanın ikinci dairesine saplandı. Ama ben oraya kadar atamam ki! Hadi dedik bir mucize oldu, attım, o mızrak tahtaya deyip tekrar yere düşerdi!

"Sıra sende"

Olabildiğince oyalanmaya çalışarak yavaş adımlarla ilerledim. Belki zaman aşırı hızla geçer ve bir anda iki saat sonrasında dersin bitiş saatine gelirdik?

Mızrağa ulaştığımda son umut kırıntılarım da Alex'in bakışları altında gitti. Dalga geçercesine gülümsüyordu. Kaşlarımı çattım ve biraz önce Alex'in durduğu yere gittim.

Mızrağı attığımda tahtanın tepesinden uçup gidince bu iki saatin uzun geçiceğini anladım.

Aria

Brian alaycı bir gülümseyle bana bakarken sertçe nefes verdim. Ya herkes ok kullanımında iyi olmak zorunda mıydı? "Ya gülmesene! Sen sanki ilk seferde ortaya attın!"

"Yani ortaya atmadım ama tahtaya getirebilmiştim"

Bir ok daha alıp tahtayı hedef aldım ve yayı bıraktım. "Aa!" offf. Brian gülmeye başlarken korkmuş olan meleze baktım "Afedersin"

Kafasının yanında ağaca saplanmış olan oka bakıp cevap vermeden yürüyerek uzaklaştı. Brian ise gülmeyi hala bitirememişti.

"Kız bile beceriksizliğini tanımlayamadı" Sinir!

Anabeth

Sanırım tanımadığım birinin gelmesi o kadar da kötü değildi. Yani tam olarak tanımadığım, benim eğitmenim Aria'nın abisi Max'di. İyi birisiydi ama enerjilerimiz uyuşmuyordu (!)

Ya daaaaa çocuk yavşaktı! Bence bu daha uygun bir tanım oldu. Yani nasıl bir beyinsiz eğitim verirken sana asılabilirdi ki! Bir kere sözlü olarak çok belli etmesede her arkamı döndüğümde beni dikizlediğinden emindim!

Bu konuyu Ben ile konuşmalıyım.

Laura

Derin bir nefes alıp verdim. Herhalde eğitmen konusunda benden şanslısı(!) yoktur. "Ya lütfen bi konuşmayı keser misin!Sus ya, sus! Aaaa, her bi bokta ayrı bir aşağılama , ayrı bir kendini yüceltme! Farkında mısın bilmiyorum ama ben öğrenciyim, hatalarım olduğu için bu konumdayım"

"İşte sorun orada, hataların olmamalı, benim gibi"

Hayır, şuan bilerek, sırf beni sinir etmek için yapıyo!

Marcus

Laura tam bir sinir küpüydü. Amacım da bu siniri tecrübeye çevirmekti. Hırslıydı ama fazlası hareketlerini tutarsızlaştırıyordu. Düşünmeden işi yapıyor ve sonuç olarak da yeniliyordu. Bunu geçen gün kılıç çalıştırırken anlamıştım.

Beceriksiz savunmalarında herhangi bir alaycılık ifadesi gösterdiğin anda öfke küpüne dönüyordu. Ve bence bunu aşmasının yolu zamanla bu insanların bu hareketlerine alışması ve tepkilerini azaltmasıydı.

Ama o zamana kadar, tanrı ona sabır versin...

Çalışmalar bitti, gün ilerledi, akşam yemeği yenildi // sahilde

Dalgaların sesi, tuzlu suyun kokusu, bence en huzur verici ,rahatlatıcı şeylerdi. Sahilde ilerlerken denize yansıyan ayın görüntüsüne bakıyordum.

İlerlerken arka tarafta ormandan bir hışırtı sesi gelmesiyle durdum. Neyse, hayvandır diye düşünüp ilerlemeye devam edicekken tekrar hışırtı sesi gelmesiyle ağaçlara döndüm. Hayvandır bence...ama hangi hayvan olduğuna bakmaktan zarar gelmez.

Hızlı adımlarla ormana girdim. Etrafıma bakarken ağaçların arasında ilerledim. Sıklaşan ağaçlar sebebiyle ilerledikçe ışık azalıyordu. Arkama baktım, uzaklaştığımı fark edince geri dönmeye karar verdim. Rüzgar sesiydi herhalde.

Arkamda hissettiğim kıpırdamayla hızla geriye dönerken gözlerim tiksinti ve korku arası bir duyguyla açıldı.

"Hassiktir"

Selaaam!

Nasılsınıııız?

Bölümü nasıl buldunuz? (Bence eh işte)

Biliyorum haftanın sonuna bölüm atarım dedim ama hafta sonu hiç vaktim olmadı. Zaten yarın Matematik, perşembe Türkçe sınavım var. Onlardan önce şu bölümü bir tamamlayım dedim.

Hepinizden eleştiri yorumları bekliyoruum, beğendiyseniz yıldıza basmanızı daaaaa, beğendiyseniz de sorun değil .

Görüşürüz...

Melez TanrıçaWo Geschichten leben. Entdecke jetzt