Bölüm 9: Hayal kırıklığı

1.5K 136 115
                                    

Bölüm 9

Geldiğimiz devasa gökdelene şaşkınlıkla bakıyordum.Bu kadın babamdan bile zengin olabilirdi.Arabanın kapılarını kilitleyip yanıma gelen Dragneel'de benim gibi şaşkın bakışlarla gökdelene bakıyordu.

"Bu kadın...Bu kadın hepimizi parasıyla ezebilir. "söylediği cümleye kıkırdadım.

"Cici annem hakkında doğru düzgün konuş."Alaylı sözlerim üzerine yeniden parmaklarını parmaklarıma kenetledi.Gökdelene doğru beni çekiştirirken konuşmayı da ihmal etmiyordu.

"Hadi cici annene sevgilini tanıştıralım."

Yaklaşık on dakikadır burada bekliyorduk.Yanımdaki Dragneel yavaş yavaş sinirlenmeye başlamış tuttuğu elimi sıkmaya başlamıştı.Bıkkınlıkla bir kez daha sekretere döndüm

"Bakın önemli bir görüşme diyorum.İçeri girmemiz lazım."

"Olmaz bayan.Şu anda bir görüşmesi var."

Sekreterle girdiğim tartışma şiddetlenirken yan taraftaki buzlu camdan oluşan kapı aralandı.Sarı saçları ve kırmızı ruju ile cici annem kapıdan çıktı.

"Ah.Jude'nin küçük kızı.Seni buralarda görmeyi beklemiyordum.Gelin içeride konuşalım."Bu sözlerin ardından  sekretere havalı bir şekilde sırıttım. Kırmızı ve siyah tonlarının bolca kullanıldığı oda zarif bir güzelliğe sahipti.Sarışın kadın sandalyesinde oturup bize döndü.

"Hosgeldiniz.Lucy ve ..." Dragneel'e gelince biraz duraksadı ve devam etti."Koruman falan mı?"

Sorusuyla dudaklarım yukarı kıvrıldı.Ben daha ağzımı açamadan Dragneel cevapladı.

"Heartfilia'nın erkek arkadaşıyım bayan.''

''Ah.Kabalığımı mazur görün.Jude bir sevgilin olduğundan bahsetmemişti. Aranız pek iyi değil sanırım.''

Son cümlesinde küçük alay kırıntıları ararken gülümseyip sağ bacağımı diğerinin üstüne attım.'' Hangi kız babasına sevgilisinden bahseder ki? Bu biraz komik kaçardı doğrusu.''

Sözlerimden sonra bozulsa da belli etmemeye çalışarak devam etti."Madem öyle küçük Lucy benimle hangi konu hakkında konuşacaktın."

Tatlı kız gülümsememi yüzüme yerleştirip konuşmaya başladım."Babamın evleneceği kadını tanımalıyım diye düşünmüştüm."

"Ah...tabi.İçecek birşeyler alır mısınız?"

"Espresso lütfen."Benden önce söze atılan Dragneel'e tuaf bir bakış attım.

"Ben böyle iyiyim."

Masasındaki telefonla birini arayıp birşeyler söyledikten sonra bize döndü."Ah Jude ile uzun bir geçmişimiz vardı.Layla'nın geçmişinden daha uzun bir geçmiş."

Kaşlarımı çattım.Nasıl bir geçmiş olabilirdi ki?

"Jude ile lise arkadaşıydık.Bilirsin şirket varisleri olarak özel okullarda eğitim görüyorduk.İlk o zaman tanışmıştık.Kısa süreli bir ilişkimiz olmuştu.Daha sonra ise baban Layla ile tanıştı.Normal bir ailenin kızı olmakla beraber hiç bir özelliği yoktu...Onun gibi birini nasıl sevmişti?Öyle sevmişti ki Layla'nın yarı zamanlı bir işi vardı.Onu görmek için sürekli o kafeye giderdi."

Sözlerini elimle kestim.Annemin bir kafede çalıştığını hiç duymamıştım."
Bu kafe?"

"Ah Tokyo'nun en işlek caddesindeki bir kafe idi.Hala çalışıyor.''

''Hala birbirinizi hatırlamanız beni şaşırttı doğrusu?'' Dragneel'in sohbete katılmasıyla sarı saçlı kadın yerinde biraz kıpırdandı.

DEMON-NaluWhere stories live. Discover now