Bölüm 26: Barınak

1.1K 114 278
                                    

Playlist: Birdy~shelter

Genç adam ellerine bulaşan kırmızı sıvıya dikti zümrüt yeşillerini. Sahi ne kadar olmuştu parmaklarında bu sıvıyı hissetmeyeli.

1 hafta belki daha az.

Oysaki sarışına söz vermişti. Sadece yarım kalan küçük işleri vardı.Zaten artık eskisi kadar zevk vermiyordu bu koyu kırmızı sıvı.

Uzun parmaklarını musluğa göütürdü küvetin içine dolan su kanla karışıp kırmıza bürünürken zümrütlerini duvardaki yazıya çevirdi.

Nasıl bu kadar usursuz bıçak kullanan bir katil bu denli çirkin yazabilirdi. Elinin titrediği barizdi. Bıçak tutarken tepkisizce duran birsi yazıyı da tepkisizce yazabilirdi oysaki.

Düşüncelerini bir kenara itip musluğu kapattı. Bu iğrenç görünümü birisi temizlemeliydi.

........

Televizyonun karşısına oturmuş dizlerimi kendime çekmiştim. Kapı açıldığında başımı yasladığım dizlerimden kaldırdım. Endişeli maviler beni bulduğunda adımlarını büyüttü ve kollarını etrafıma sardı. Kafamı tepkisizce göğsüne yasladım.

Bütün bunlar ağır gelmişti. Kaldıramayacağım kadar ağır. Kurumuş dudaklarımı araladım.

''Sting? Delirmiş gibi mi görünüyorum.''

Gözleri bir an şaşkınlıkla açılsada kısa sürede kendini toparladı ve kaşlarını çattı. ''Hayır! Bunu kim söyledi. Eğer Natsu ise gerçekten kafasını kıracağım onun.''

''Delirdiğimi düşünüyorum. O ise sadece korktuğumu.''

Sözlerimle mavilerini bir kaç saniye kapalı tuttu. Sonrasında beni kendine daha çok çekti.

''Ben buradayım. Her zaman. Her korktuğunda. Ama o öyle değil. Seni kendine alıştırdıktan sonra bırakıp gidecek. Her düştüğünde yardım ettiğini sanıyorsun ama her düştüğünde seni daha da yaralamaktan başka bir şey yapmıyor. Yapmayacak. Bedenini teslim ettiğin adam seni terk edip gidecek ama ben her zaman burada olacağım.''

Dudaklarım şaşkınlıkla aralandı. '' Sen Nereden?''

''Seni tahmin edemeyeceğinden çok daha iyi tanıyorum Lucy. Mesela şuan bu kadar kötü olmanın sebebi Plue değilde Dragneel'in seni bırakıp gitmesinden korktuğun için. Seni senden daha iyi tanıyorum.''

Kafamı yasladığım göğsünden kaldırdım. Gözlerimi Sting'den uzak bir yere çevirdim Televizyona.

''Lucy. Yapma. O adam için benden uzaklaşamazsın.''

Boğazıma oturan yumruyu göndermek için sertçe yutkundum. Verecek bir cevabım yoktu sessiz kalmayı tercih ettim. Tam Sting tekrar konuşacakken televizyonda çıkan görüntüyle ikimizde televizyona odaklandık.

''Evinde ölü olarak bulunan Japonya'nın en ünlü stilistlerinden olan Akina Isabell Anderson hakkında polis soruşturma başlattı. Cesedin yüzü tanınamayacak derecede. Adli tıpa gönderilen raporlarda ise cesedin gerçek olmadığı hakkında duyumlar aldık. Yoksa geçen gün yaşanan patlamanın sebebi de bu cinayetle mi alakalı? Konu ile ilgili uzman kişilerin görüşleri ekrana geliyor şimdi de.''

Adım sesleriyle Dragneel'in geldiğini anlamıştım. Kollarını bağlamış büyük bir zevkle televizyona bakıyordu.

Çelikten dudakları büyük bir zevkle kıvrıldı. Gözlerini ekrandan çekmeden konuştu.

''Heartilia fotoğraflar hala sende mi?''

Sessizce onayladım. Ne yapmaya çalışıyordu?

Eline siyah telefonu aldı bir kaç tuşlayıştan sonra sırıtarak konuşmaya başladı.

DEMON-NaluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin