Bonus Bölüm 7

590 55 87
                                    

PLaylist: The score-The Heat

Güneş tepeden üzerimize doğru sıcaklığını yayarken önümdeki küçük bedene bir daha baktım. Küçük parmakları parmaklarımı sıkı sıkı kavrarken babasından aldığı çekici gözleri Natsu'nun üzerindeydi.

''Ne zaman geleceksiniz?'' Küçük kelimelerine güven verici bir şekilde gülümsedim.

''Çok sürmeyecek bebeğim. En kısa zamanda geleceğiz ama o zamana kadar burada kalmak zorundasın. '' Somurttuğu küçük dudaklarını parmakalarımla gerdirdim ve yanaklarını sıktım.

''Üzülmek yok. Ayrıca Zeref amcanı yormayacaksın.'' Sözlerimle ellerime daha sıkı yapıştı.

''Hayır. Ben sizinle kalmak istiyorum Zevefle değil.'' Telaffuz edemediği ismi görmezden gelmeye çalışıp saçlarını okşadım.

''Oysaki ben senin için yeni oyunlar almıştım. ''

Zümrüt rengi gözleri Zeref'in alaylı ses tonuyla birlikte ona dönmüştü.

''Ne aldın?'' Çok kibardı. Aynı babası.

''Beğenmezsen gidip yenilerini de alabiliriz. Hadi gel.'' Zeref biraz yaklaşıp elini uzattığında önümdeki küçük beden ellerini ellerimden hızla çekti.

''Tamamm.'' Şaşkınlıkla açılan gözlerim Dragneel'in alaylı zümürtleriyle buluştu.Erkekler her yaşta aynıydı anlaşılan.

Birkaç adım ilerledikten sonra Zeref'in elini bırakıp bana doğru koştu. Küçük eller yanaklarımı kavrayıp onlara sulu bir çift öpücük bıraktığında gülümsedim.

Dragneel ona doğru ilerleyen küçük bedeni kavrayıp yüzüne yakın bir mesafeye getirdiğinde kendi aralarında fısıldaşmışlardı. İkisi de aynı anda gülerken manzaranın tadını çıkartmak bana düşmüştü.

Küçük Dragneel yanıma geldi ve elimi tuttu. ''Anne sende bizimle geliyormuşsun.'' Çatılan kaşlarımla Natsuya baktım bir süre. Sert bakışları değişmezken gözlerimi devirdim ve oğlumu Zeref'e doğru ittirdim.

''Bebeğim, baban her zamanki gibi saçmalıyor. Hadi git bakalım.'' Arkalarından el sallarken keskin bakışları sırtımda hissedebiliyordum.

''Kızdın mı?'' Çocukça çıkan sesime gözlerini devirdi ve ilerlemeye başladı.

''Saçmalıyorumdur Heartfilia.'' Sözleri bende şok etkisi yaratırken gülerek yanına yaklaştım.

''Trip mi atıyorsun sen?'' Sözlerimi duymazdan gelip arabanın kapısını araladı.

''Daha önemli işlerimiz olduğuna eminim.'' Derin bir nefes alıp bende arabaya geçtim. Haklıydı. Daha kim olduğunu bilmediğimiz bir adam tarafından cinayetler işleniyordu hatta bize karşı bir saldırı düzenleniyordu.

Levy'nin attığı adrese geldiğimde tüm grubu görmem beni mutlu etmişti. Maziye kısa bir dönüş yaşamıştım.

Arabadan inip sarı şeritli bölgeye adımımı attığımda ağır ölüm kokusu burnumu istila etmişti. Yüzümü buruştururken bana verilen eldivenleri giydim. Ayakta kollarını birbirine bağlamış Sting'in yanına geçtim.

''Hala bunun Dragneel'in işi olduğunu düşünüyorum.'' Mavi gözleri sert bir şekilde Dragneel'e bakarken Natsu keyifle yanımıza gelmişti.

''Mrs yalancı da buradaymış demek.'' Natsu'nun alaylı sözleri ile gözlerimi devirdim ve aralarından çekildim.

''Birbirinizi yiyebilirsiniz. Ama önce şu lanet katili bulalım.'' Sözlerim ile birbirlerine attıkları iğneleyici bakışları önümüzdeki cesede çevirdiler. Önüme gelen mavi saçlarla şaşkınlığım artarken arkasından gelen Gray'i görünce bir sevinç nidası atıp kollarına atmıştım kendimi.

DEMON-NaluWhere stories live. Discover now