Siyahıma Beyaz Olur Musun?

51. BÖLÜM'KAĞAN'

      Selam okuyucu ailem. Ben geldim. Kağan ve Rüya çetesi olarak sizi çok özledik. 😍😍😍Siz de ozlediniz mi bizi?

       Çok uzun bir ara oldu. Inşallah yazdığım bölümü seversiniz. Bir belirsizlik varmış gibi geldi bana. Siz bakalım neler düşüneceksiniz? Bazı nedenlerden dolayı pek memnun kalmasam da sizler için en son yazdığım haliyle paylaşıyorum.

Yazardan not kısmına yorum yapan, mesaj atan herkese çok teşekkür ederim. Yorumlarınız, mesajlarınız beni kuvvetlendiriyor. Çok sağolun
😘😘😘💕💕

Kelime ve harf yanlışlarım varsa affiniza sığınıyorum . Denk gelirse söylemeniz yeterli hemen düzeltirim. Sizi bekletmeden paylaşmak istediğim için kontrol edemedim kusuruma bakmayın. 😊

...Keyifli okumalar...

              ▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪

        Soluduğum nefes gibisin...
Nefes aldıkça içime sokasım geliyor seni...

                                       -Matilda'm

              ▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪

   Öfke kusan,hiddeti çabucak sahiplenen ortamlarda çoğu kes bulunmuştum. Öncekilerle arkasındaki fark misli misli fazlaydı. Nasıl aşk gözlerde başlayıp kalpte son bulursa,gözlerini saran kabarmış öfke bütün vücuda yayılabiliyordu. Onunla da kalmayıp soğuk havada kasırgalar estirerek  bize ulaştırıyordu. İlk defa boğulduğum irislere bakmaktan çekindim. Suçum olmadığı halde utandım,kaçtım gördüklerimden. Eğdim başımı. Durumu açıklayacak cümleler dizesi araştırdım zihin kutumdan. Çıkanlarsa yarım yakalamaktı.

   "Kağan be-" Sesimi bulduğuma çığlıklar artarak sevinirken araya giren gürleme boykot etti. Rüzgarını üstüme saldı. Yerimden sıçrattı.

   "Çek ellerini!"

   Hala tokalaşmakta olan ellerimize gitti mavilerim. Kurtarmaya çalıştım Yağız'ın kafesinden. Bırakmadı,iyice kenetlendi acıtarak. "Yağız elim," duymuyordu veya öyle davranmak kolayına geliyordu. "Bıraksana elimi." Kağan'ın sinir harbında neler yapabileceğini adım gibi biliyorum. Kan gövdeyi götürmeden dur demeliyim. Siyah benden evel davranıp söküyor atıyor bir kenara. Duvarla bütünleşen sırtımın ağrısına ellerimde dahil oluyor. Sızlanmaya ise vakit yok. İki insanın kızgınlık aleviyle etraf tutuşuyordu.

   "Ne arıyorsun lan Rüya'nın yanında?"

    "Bu seni ilgilendirmez."

    "Kız benimse ilgilendirir!" Görmesem de hırladığını duyumsuyordum. Gözlerimi kapatmaya gelmiyor. Hemen yapışmışlar bir birilerinin yakasına hırlıyorlar. Sızı mı kalır o zaman biçare cılız bedende. İki güçlü varlığın arasına girmem kar etmiyor. Başarısızlık hanesine örneğin sırasına göre yazıldı. "Hey! Kağan,Yağız kesin şu kavgayı."

   Kağan'ın işini engellediğimden kenara itildim. Sendeledim. Geriye doğru düşmekte olduğumu görmedi. Aklım onları ayırmak senin neyine,kaçıp kurtulsaydın ya diyerek benimle dalga geçiyordu. "Kenarda dur. Seninle sonra hesaplaşıcaz. " dedi sıkılı dişlerinin arasından. Söz düellosuyla başlayan kavga kısa sürede yumruklara dönüştü. Hangi ara bu kısma geçtiğimizi anlamadım. Anlamadığım diğer konuysa Yağız'ın aldığı darbeye karşılık verip yumruğunun Siyah'ın çenesinde sertçe şakıması. Ardından kendinden beklenmeyecek desibelde tiz çığlığın çıkmasıydı. Çenem de  uyuşma oldu. Eski dejavu konuk olarak önümde canlandı. Yaman kardeşine vurduğunda zaman tıpkı şimdi ki gibi hissetmiştim. Ruhum içimden çekilirmişcesine canımı yakmıştı. Onun canı yandı ya ben daha çok yaralandım.