1.Bölüm - Ilk gün

30K 503 164
                                    

Bölüm düzenlenmiştir.

Kelime yanlışlarım varsa affınıza sığınıyorum. Gözünüze çarpan olursa söylemeniz yeterli 😄. Hemen düzeltirim.

İlk bölümü hatırlayan okuyucularım bakalım aradaki farklılıklar dikkat edecekler mi😉?

Baştan yazdım diyebilirim nerdeyse.

Fazla uzatmadan...

...KEYİFLİ OKUMALAR...

▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪

Kan ter içinde yataktan doğruldum. Yine aynı rüya...yine aynı kasvet ve acı. Ne zaman önce iyi sonra kötüye giden kabuslardan kurtulacaktım? Canım zaten o gün yaşadığım acılarla yanmıştı. Rüyalarıma girerek tekrar tekrar yaşamama ne gerek vardı?Babamın özlemine zor dayanıyorken,anca rüyalarımda buluşuyorken, onunla geçen güzel anılarımızın arasına zebellah gibi inen Siyah'ın yaşattıkları korkunç günleri neden aynı zamanda görmek zorunda kalıyordum ki!

Terden yüzüme yapışan saçlarımı çekerek,üstümdeki pikeyi kaldırdım. Ayaklarımı yataktan sarkıttığım da gözlerim komidinin üstündeki küçük saate takıldı. Duş alacak kadar vaktim olmasa da ilk günden sorun almayacağını düşünerek ayaklarımı sürterek odamdaki banyoya girdim. Dün gece hastaneden geç dönmeme rağmen duşumu almıştım. Bangonun üstünde bıraktığım lastiği alarak klasik ev topuzunu gerçekleştirdim. Üstümdeki tüm kiyafetten kurtularak duşa kabine girip,suyu açtım. Ilık bir duş bedenime de ,düşüncelerime de iyi gelecekti. Yaz tatilinin ve dün gece Osman amcanın hastaneye götürmemizin...kısacası üstümde bulunan tüm yorgunluğu alacaktı. Özellikle üç aydır üstüme sinen hastane kokusunu kısmende olsa yok edecekti. Annemin,Amerikadaki hastanede gördüğü tedavide üç ay boyunca yanında durmuştum. Dün öğlen uçağı ile döndüğümde annemin kaldığı hastane kokusunu üstümden atamadan,Osman amca için hastane yollarına düşmüştüm. Yaşlı adamın Tekin den başka kimsesi yoktu. Biz bu kimse tarafına girmiyorduk. İki yıldır kocaman bir aile olmuştuk çünkü. Şimdide Ton ton hastanede şekerden yatarken yol yorgunluğu falan uçup,gitmiş yerine koca bir top endişe gelmişti. Kaybetme korkusu çok kötüydü. Osman amcaya bir şey olsa en çok Tekin'in canı yanardı. Dedesinden başka kan bağını taşıyan hiç kimse yanında değildi. Osman amca giderse hepten yalnız kalacaktı.

Banyodan çıktığım gibi alelacele okul formamı giyindim. Bunu gerçekleştirirken bir yandan da söylenmeyi ihmal etmiyordum. Allah aşkına bu kuralı kim çıkarmıştı? Ben okul pantolonumla gayet mutlu mesut sıralarda sürünüp gidiyordum. Çok mu iyi oldu şimdi. Bu eteğin geri kalanını fareler falan yemişti sanırım. İlk zaman giydiğim formanın eteği bile bundan daha uzundu. Oflayarak ceketimi alarak koşturarak odadan çıkıp,merdivenleri aşıp,kapıya ulaştım. Altı ayı geçkindir tek başıma yaşadığım için evde kahvaltı yapma alışkanlığım yoktu. Kantinde bizimkilerle nasıl olsa bir şeyler atıştırırdım.

Ceketimin fermuarını çekerek bahçe kapısına geldiğim gördüğüm arabayla gözlerimi devirdim. Hiç bıkmıycaktı anlaşılan Yaman Bey. Gidip ön camı tıklattım. Siyah filmli cam yavaşça aşağıya indi. Sonra onun sert olmasına karşı gülümseyen yüzü göründü. "Günaydın." Saklanmış notayı andıran sesi arbanın sürücü koltuğundan kulaklarıma ulaştı.

Onu kırmamaya dikkat ederek"Günaydın Yaman. Hayırdır? " dedim. Tabi benim söylediğim onu ne kadar incitir orası tartışılır. Benimse buna ayıracak hiç vaktim yok şu sıralar.

"İlk gününü otobüs köşelerinde harcama istedim. Kötü mü ettim?"

" Bir şey demiyorum bugün. Ama bu son olsun. Her zaman sen yanımda olamazsın. "

Siyahıma Beyaz Olur Musun?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin