ABİM İÇERDE

463 36 0
                                    

Yarın okula gitmek zorundaydım. Devamsızlığım sınırdaydı. Hem ayağım da iyiydi. Üç günlük tatil bana yeterdi sanırım.

Son tatil günümü de yatarak geçirmeyi planladığım için bilgisayarımı alıp salona indim. Kendime bir kahve yapıp koltuğa yayıldım. Karın ağrılı geçirdiğim günler bitmişti ama hala hafif hafif sancı vardı.

Abim bugün okula gitmişti.

Tam filme odaklanmıştım ki kapı çaldı. Abim erken geleceğini söylemişti. O gelmiştir heralde diye düşünüp kapıya baktım.

-Mert? Ne işin var senin burda gerizekalı?"dedim kapıyı tutarak.
-Kaç gündür okula gelmiyorsun. Merak ettim. Kızlara soruyorum cevap bile vermiyorlar.
-Merak falan etme beni. Bak abim içerde olay çıkarmadan git burdan.
-Abini okulda olduğunu biliyorum."dedi tek kaşını kaldırıp alayla gülümsedi.
-Evimi mi dikizliyorsun sen?
-İçeri almayacak mısın beni?"dedi sırıtarak. Abimin arabasının garaja yaklaşmak üzere olduğunu görünce kırmızı görmüş boğa gibi kaldım. Mert'in yakasından tuttuğum gibi içeri çektip kapıyı kapattım. Bir hafta içinde ikinci kez abime yakalanmaktan son anda kurtulmuştum. İnşallah Mert'i kapıda görmemiştir.
-Şşşt sakin. Beni eve atmaya bu kadar meraklı olduğunu bilmiyordum."deyip yanağımı okşadı. Ellerini ittim.
-Kes sesini ya. Abim geldi gerizekalı."deyip elimi anlıma koydup düşündüm.
-Ee? Şimdi ne yapıyoruz."deyip elini belime koydu. Ellerini geri çektim.
-Sırnaşma çarparım. Çabuk...Yukarı."deyip kolundan tuttarak odama çıkardım. Ben odamın kapısını kapatır kapatmaz dış kapının açılma sesi geldi. Hemen odamın kapısını kilitledim. İlk defa abimden başka bir erkek odama giriyordu.
-Odan güzelmiş."deyip yatağıma uzandı.
-Allah'ım sen beni neyle sınıyorsun Yarabbim."dedim kapıya yaslanıp. Abimin sesini duyunca elim ayağıma dolaşmıştı.
-Ece? Nerdesin?"diye bağırdı.
-Odamdayım abi. Geliyorum."diye bağırdım.Mert'e dönüp;
-Sen burda dur ve sakın ses çıkarma."deyip kapıyı açıp odadan çıktım. Abim televizyonu açmıştı. Karşısına oturdum. Abimi evden uzaklaştırıp Mert'i evden çıkarmam gerekiyordu.
-Abi şey..."dedim bir yandan ne diyeceğimi düşünerek.
-Ne? Ne istiyorsun yine?"dedi bana bakmadan.
-Benim şeyim bitmiş şey işte...Imm...Ped."dedim ilk aklıma geleni söyleyip.
-Gidip almamı beklemiyorsun heralde."dedi gözlerini devirerek.
-Ya abi lütfen.
-Saçmalama Ece. Rezil mi olayım millete. Git kendin al.
-Lütfen bak söz başka bir şey istemeyeceğim. Hem nasıl gideyim bu ayakla...Lütfen."
-Sen nasıl bir baş belasısın?"deyip oflayarak ayağa kalktı. Ohh. Sanırım başarmıştım.

Abim evden çıkınca bende çabucak odama çıktım. Mert yatağıma oturmuş yastığımı kokluyordu. Sapık mıdır nedir ya?

-Ne yapıyorsun sen ya? Hadi kalk çabuk. Abim gelmeden git."dedim ve elindeyi yastığımı aldım.
-Gelsin."dedi omuz silkip ayağa kalkarak.
-Ne demek gelsin ya? Eğer çok ölmek istiyorsan git kendini köprüden at. Şimdi yürü."deyip kolundan tuttuğum gibi aşşağı indirdim. Demir kapıyı açacaktım ki beni engelledi.
-Bir kere öpseydin bari."dedi yüzüme yaklaşıp. Öpeceğim ama şimdi. Tövbe tövbe.
-Abim öpsün istersen seni? Hıh? Ne dersin?
-Hadi ama. Sarıl bari. Bak gitmem yoksa. Abine de kardeşin beni zorla eve attı derim."deyip tek kaşını kaldırdı. Kollarını iki yana açtı ve bir anda sarıldı. Tepkisiz kalmıştım. Kendimi hemen geri çektim.
-Git hadi."dedim kapıyı açıp.
-İyi bak kendine."deyip gülümsedi. O çıkar çıkmaz kapıyı kapattım. Gidiyor mu diye kapının deliğinden baktım. Oh. Gitmişti.

¤¤

Abim paketi yüzüme doğru fırlattı.
-Sayende rezil oldum.
-Ölmezsin merak etme."deyip sırıtarak ayağa kalktım ve odama çıktım.

Masamın üzerindeki Canson kâğıtlarından birini alıp resim içmeye başladım.

Saat 4 olmuştu ve sıkıntıdan patlamak üzereydim. Telefonumu elime alıp İnstgrama girdim. Birsürü takip isteği vardı. Kızları onayladım. Erkeklerin isteklerini tek tek reddettim. Can da istek atmıştı. Profiline bile girmeden isteği reddettim. Abimden kesin emir vardı. O hariç hiçbir erkek beni takip edemezdi. Zaten pek bir şey paylaşmıyorum gerek yok.

Pelin arıyordu. Hemen cevapladım.
-Napıyorsun kaçak? İyi tatil yaptın ya."dedi gülerek. Arkadan Sema'nın sesi geliyordu.
-Kıskanma kızım. Ee çıktınız mı okuldan? Hadi bize gelin. Patladım sıkıntıdan.
-An itibari ile mahalledeyiz. Sen kapıyı açana kadar gelmiş oluruz."deyip kapattı. Kendimce ve ayağımın el verdiği kadar minik bir sevinç dansı yapıp aşşağı indim. Kapıyı açtığımda Pelin ve Sema bahçeden içeri gitmişlerdi bile.

Koala gibi yapıştım onlara. En BFF'sinden.

¤¤

-Bıktım kızım senin şu kırığından. Üç gündür başımın etini yedi Ece nerde diye."diye sitem etti Pelin kendini yatağıma bırakıp. Sema da onun yanına oturdu. Bende çalışma masamın sandalyesine oturup bir sağa bir sola döndüm.
-Kim? Mert mi?
-Başka kim sever seni Allasen. O çocuğun beyninde bir sorun var."deyip göz devirdi. Kıskanç Bich.
-Kıskanma lütfen. Çocuk eve kadar geldi beni görmek için.
-Oha harbimi lan."diye bağırdı Sema.
-Heralde. Az daha abime yakalanıyorduk. Salak ya."dedim. Aklıma gelince sinirlenmiştim. Sema;
-Kızım bir şans ver şu çocuğa. Çok da yakışıklı neyini beğenmiyorsun? Üstelik zengin."dedi zengine baskı yaparak.
-İstemiyorum Sema. Beğendiysen senin olsun.
-Anıl'dan sonra mı? Yok istemem kalsın.
-Aferin. Sevgili çok günah.
-Evde kalan kız itemi."deyip göz deviren Pelin'e dil çıkardım ve ikinci bombayı da patlattım.
-Dün de Can bize geldi.
-Ev ev değil ekşın merkezi adeta. Ee niye gelmiş Can?"dedi Sema.
-Doğum günüymüş de abimi İzmir'e götürmek için geldi. Ama abim gitmedi. Malum Çolak bir kardeşi var."deyip incittiğim ayağımı havaya kaldırdım.
-Salak senin bu abin ya. Kesin Buğra da gitmiştir. İnanamıyorum."deyip Elini anlına koydu Pelin.
-Abimden sanane kızım. Sanki gitse seni de götürecek.
-Olsun. Belki fotoğraf falan çekerlerdi. Neyse neyse hadi biz gidelim. Akşam teyzemlerde kalıcam. Biraz da ben devamsızlık hakkımı kullanayım."deyip yatakta doğruldu Pelin.
-Bende yarın gitmicem. Ders işlemiyoruz zaten."deyip omuz silkti Sema.
-Ya benim gitmem lazım. Devamsızlığım 9 buçuk gün."dedim çatık kaşlarla.
-Sana kolay gelsin bebeğim. Hadi bays."deyip çantasını fırlattığı yerden alan Pelin ve Sema beni bir başıma kör kuyularda bırakıp gittiler. Tek başına okula mı gidilir? Üstelik kimse gelmiyordu bile. Bana ya bende filmlerdeki gibi sınırsız devamsızlık, sarı okul otobüsü, kolidorda dolap ve benzbol sopalı kaslı erkek istiyorum. Tamam şu son istediğim olmasa da olur. Abimciğime sevgilerle.

¤¤

Alarmı kapatıp sıcacık yatağıma veda ettim. Bırakma beni der gibi bana bakan çiçek desenli yastığıma 'Üzgünüm' bakışlarımı atarak yataktan kalktım. Son haftada olmamıza rağmen formalarımı giydim. Bugün hava çok sıcaktı. İnce polarlarımdan birini üzerime geçirdim. İtiraf etmek gerekirse bir mağzadakinden daha çok polarım vardı. Hepsinin ayrı bir adı, bir anısı vardı.

¤¤

Abim bile okula gitmiyordu. Ama sırf ben otobüse binmeyeyim diye beni okula kadar getirmişti.

Tam arabadan inecekken beni durdurdu.
-Paran var mı?"diye sordu.
-Yook."dedim. Vardı ama olsun. Fazla para göz çıkarmaz.
-Bir kere de paran olsun."deyip cebinden çıkardığı elliliği uzattı.
-Ne demiş atalarımız para buldun al, dayak buldun kaç."deyip yanağına öpücük kondurdum. Elliliğin verdiği zenginlik havamla arabadan inip okula doğru yürüdüm. Dolabıma bir polar daha eklemenin vakti geldi.

Şaka gibi. Sınıfta sadece dört kişi var. Sadece dört. Benimle beraber dört. Mert bey her zamanki gibi sırıtarak sırama oturmuş beni bekliyordu.
-Hayır anlamıyorum çalışkan falan da değilsin neden son hafta okula geliyorsun?"dedim onu anlamaya çalışarak.
-Sırf seni görmek için."dedi omuz silkip.
-İyi de benim okula geleceğimi nerden biliyorsun?
-Devamsızlığın 9 buçuk gün. Gelmek zorundasın.
-Lan sen devamsızlığımı nerden biliyorsun?"dedim. E oha yani.
-Sensiz geçen her dakikayı sayıyorum ben. Dokuz günün lafı mı olur?
-Uzak dur benden ruh hastası."deyip çantamı sıraya bıraktım. Zilin çalmasına 15 dakika vardı. Biraz bahçede takılsam iyi olacaktı. Okuldaki öğrenci sayısı bir elin parmaklarını geçmezdi. Gelenler de benim gibi sınır mahkumlarıydı.

Bir de kolejde böyle sıkıntılar olmaz derler. Yok sınavlar kolay olurmuş da, müdür akrabamız olurmuşta, devamsızlık olmazmış da falan filan. Hiç de öyle değil valla.

¤¤

Hoca gelenlerin numarasını alıp serbest bıraktı. Ben de bahçeye inip sürekli oturduğumuz kamelyaya oturdum. Kulaklığımı telefonuma takıp bir müzik açtım. Telefonumu masaya bırakarıp arkama yaslandım.

İçimden şarkıyı mırıldanırken sol kulaklığım sertçe çıkarıldı.


KülkedisiWhere stories live. Discover now