Bayanın adı Rosamary...

36.5K 1K 44
                                    

Arabadan indiğimde derin bir nefes aldım artık buradayım kendi evimde.Bu akşam sosyeteye taktimim yapılacaktı,bu nedenle eve girer girmez odama çıkmam gerekiyordu ne de olsa akşama çok kalmamıştı.Hızlı bir şekilde açık kapıdan içeri girdim ve koşarak büyük salona doğru ilerledim içeri girdiğimde ağabeyim,babam ve bir bey konuşuyorlardı.Bana bakmalarını sağlamak için boğazımı temizledim.Fakat  varlığımı fark  etmemişlerdi.

"Lordum misafiriniz geldi."dedim,sakince.

"Biraz beklemesini söyle önemli bir görüşmemiz var."babam bunu arkasına dönmeden söylemişti.Ağabeyim ise sanki beni bir yerden hatırlayacak gibi bakıyordu.Belliki tanımamıştı,aslında tanımamakta biraz haklıydı en son on beş yaşındayken görmüştü beni.

Babamın dikkatini çekmek için biraz daha yaklaşarak;

"Ama efendim bayanın adı Rosamary ve sizin onu tanıdığınızı söylüyor."dediğimde babam bana baktı ve sakince gülümsedi.Bu sırada ağabeyim gülen gözlerle cama doğru ilerlemişti bile.

"Aslında oğlum beklediğimiz kişi çok yakında hatta kapının önünde."babamın bu sözleri üzerine ağabeyim bana döndü ve en güzel gülümsemelerinden birini takınarak kollarını açtı,koşarak boynuna atladım.

"Nefes alamıyorum güzel bayan."dedi sessiz bir şekilde.Onadan ayrıldım ve babama sarıldım.

Ellerimi havaya kaldırarak kendi etrafımda döndüm ve soran gözlerle;

"Aslında hiç değişmedim nasıl olurda beni tanımazsın?"

"Emin ol çok değişmişsin ama hala aynı kokuyorsun elma gibi."

"Teşkkür ederim bu arada sende çok yakışıklı olmuşsun ayrıca namın bana kadar geldi."

"Çok abartıyorlar."

"Emin ol  öyledir yoksa sen kim çapkınlık kim!"dedim dalga geçercesine.

"Değil mi ama?"benim aksime ciddiyetle konuştu.

"Neyse benim akşam için hazırlanmam gerekiyor."dedim ve arkamı döndüm.Tam o anda aklıma odada biri daha olduğu aklıma geldi tekrar geri dönüp.

"Sizden de gerçekten özür dilerim konuşmanızı böldüm."dedim küçük bir gülümsemeyle ve terkrar arkamı dönüp salondan çıktım.

Odama girer girmez  direkt hizmetli zilini çaldım,birkaç dakika sonra odama genç bir hizmetçi girdi.Banyoyu hazırladı ve odaya girip eşyalarımı yerleştirmeye başladı.Banyomuyaptıktan sonra odama girip yatağın üzerinde duran elbiseyi giydim daha sonra aynanın karşısına geçip saçlarımın yapılışını izledim,saçlarımla işini bitiren hizmetçi daha sonra makyajımı yaptı ve yanımdan ayrıldı. İçinde büyük kavanozlar olan bir tepsiyle geri döndü,içinde eyeşil sıvı olan kovanozu alarak kapağını açtım ve birazının parmaklarıma dökülmesine izin verdim daha sonra parmaklarımı boynumda gezdirdim.Elma bu hayatta herhalde bıkmayacağım tekşeydi.Hizmeyçiye teşekkür ederek gitmesine izin verdim.Aynanın karşısına geçerek yansımama baktım,erkeklerin bende bulduğu şeyi hala anlamış değildim.Bunları düşünürken bir anda kapı çaldı gir dedim, aynadaki yansımamı izlemeye geri döndüm.Kendi yansımamın yanında babamınkini gördüğümde gülümsedim ve ona sarıldım.

"Ne kadar büyüdün?"dedi babam buruk bir gülümsemeyle.

"Ben büyümedim sadece görüntüm büyüdü."dedim şımarık bir sesle.

"Keşke annende senin büyüdüğünü görebilseydi."gözleri dolmuştu oda bizim kadar annemi özlüyordu.

"Bence o beni herzaman görüyor ve yardım ediyor."dedim ona sarılarak.

"Bu kadar sarılma yeter yoksa  Londra'da gideceğin ilk balonu kaçıracaksın."

"Aslında tam bir balo sayılmaz sadece bir sosyeteye taktim."dedim bilmiş bir tavırla.

Babam ile aşağıya indiğimizde ağbeyim koltuğa oturmuş şampanyasını yudumluyordu.Bir ara duraksadı,şampanyasını bitirdi ve bana doğru yürümeye başladı.Elimi nazik bir biçimde öptükten sonra yavaşça kendi etrafımda dönmemi sağladı.

"Bu kotilyonda(Sosyeteye taktim)size eşlik etmeme izin verirmisiniz güzel bayan dedi eğilerek.

"Tabiki sizin gibi yakışıklı bir beye nasıl hayır derim."dedim küçük bir kıkırdamanın ardından.

Birlikte arbaya bindik ve balonun yapılacağı binaya doğru ilerlemeye başladık.Ben sadece Londra'nın büyüleyici güzelliğini izliyordum.Ufak bir sarsıntıyla arabanın durduğunu anlamıştım ,önce babam indi daha sonra ağabeyim indi ve bana arabadan inmem için yardım etti.Balo salonuna girdiğimizde bir anda bütün gözler üzerime çevrildi,bu durum bazı insanlara rahatsız edici gelebilirdi fakat ben bu bakışlara alışmıştım.Babam arkadaşlarının yanına gittikten sonra ağabeyimle başbaşa kalmıştık tam bu sırada renkli gözleriyle insanı büyüleyen bir kız yanımıza geldi.

"Leonard bu düşündüğüm kişi olamaz herhalde?"bu sözleri söylerken şaşkınlığı gözlerinden okunuyordu.

"Bende hala gözlerime inanamıyorum ama galiba bu güzelşey Rosamary."dedi alayla.

Adını bilmediğim ama garip bir şekilde tanıdık gelen kız bana sıkıca sarılmıştı.Kokusunu içime çekerçekmez tanımıştım bu benim biricik arkadaşım Gardenia'yaydı.

"Sen çok güzelsin!"dedim ondan yavaşça ayrılarak.

"Ben mi sen hiç aynaya bakmıyorsun herhalde."dedi en içten gülümsemelerinden birini takınarak.

"Dalga geçme."dedim huysuzca gülümseyerek.

"Seni gerçekten özledim,sensiz burası tımarhane gibiydi."dedi tekrar sarılarak.

"Birde bana sor."dedim bıkkın bir suratla.

"Birazdan isimlerimiz okunacak heyecanlımısın?"heyecanı gözlerinden okunuyordu.Eskiden ne zaman bir suç işleyecek olsam peşimden koşarak gelir ve benimle birlikte cezasını üstlenirdi.Sadece arkadaşım değil aynı zamanda hiç olmayan kız kardeşim olmuşru.

"Belki biraz."dedim dudaklarımı bükerek.

Tam bu sırada yanımıza oldukça yakışıklı bir bey yanaştı ve selam verdikten sonra elimi öpmesine izin verdim.

"Ben Hactor Clarke bayan..."dedi soran gözlerle.

"Rosamary Waltner."dedim küçük bir gülümseme eşliğinde.

"Tanıştığıma memnun oldum bayan Waltner."dedi elimi tekrar öperek.

Gardenia'ya baktığımda gülen gözlerle bana bakıyordu.Bu sırada Gardenia'nın koluna bu gün gördüğüm yakışıklı bey girdi ve bana dönerek;

"Gardenia beni bu güzel bayanla tanıştırmayacakmısın?"dedi baştan çıkarıcı gülümsemesiyle.

Tam bu sırada ağabeyim koluma girerek,tamam yavaşça sürükleyerek,beni dans pistine çıkardı.Elinde bir kağıtla orta yaşlarda bir bayan sırayla isimleri ve kavalyelerin isimlerini okuyordu.Arkama döndüğümde Gardenia'nında sırada olduğunu anladım,sadece dudaklarımı oynatarak 'iyi şanslar'dedim.Bu sıranın bana geldiğini farkettim,isimleri duyuran bayan elindeki kağıda bakarak sesli bir biçimde;

"Bayan Rosamary Waltner ve ağabeyi Simon Waltner."dedi.

Ağabeyim bana hafif bir selamdan sonra elimi elime alarak beni dast pistinin diğer tarafına çekti.Biraz sonra Gardenia'dan sonra duyduğum isim kafamı biraz önce geldiğim yöne çevirmeme neden olmuştu...

Arkadaşlar eğer hikayem hakında yorum yaparsanız beni çok mutlu edersiniz.:D

GİZLİ TUTKULAR- Yazım hataları düzenlenmedi-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin