Kamelya...

8.2K 362 8
                                    

Koca kışı sevdiğimin dzinin dibinde güzel sözleriyle bitirdim.Baharın habercisi olan çiçekler her zamanki güzellikleri ile yerlerini almışlardı.Yeni sezon için bayan ve leydilerin hazırlıkları başlamış Londra sokakları canlanmıştı.Her sene olduğu gibi muhakkak ki bu sene de  yeni yüzler taktim edilecekti sosyeteye.Yepyeni aşıklar gezecekti bu sokaklarda,yepyeni hayatlar başlayacaktı...Yanağıma dokunan o sıcak el ile düşüncelerimden sıyrıldım.

"Ne düşünüyorsun?"

"Baharı"sözlerim ile kücük bir gülümseme yerleştirdi dudaklarına.Beni saran kolları sıkılaştı.Saçlarıma ufak bir öpücük bırakırken gülümsediği anı canlandırdım gözlerimde.Ne kadar fark ettirmemeye çalışsada gülümsüyordu.Sadece benim yanımdayken gülümsememeliydi,her zaman her şartta gülümsemeliydi bu adam...Ben olmadanda gülümsemeyi bilmeliydi...

"Peki sen neyi düşünüyorsun?"bir anda dökülü vermişti dudaklarımdan sözcükler.Sormamışlardı bile 'Bu sessizliği bu huzuru bozabilirmiyiz?'diye.

"Seni."

"Neden?"benim onu yanımday iken bile düşünmem normaldi fakat o neden beni kollarındayken düşünüyordu?

"Çünkü dünyanın en büyük günahkarısın sen!Yanımda değilken düşüncelerim hep senden yana,yanımda olduğunda ise hep bir dağınıklık hali.Bir türlü senden başka bir şey düşünemiyorum!"yüzünü yüzüme yaklaştırdı ve beni kendine çevirdi.

Beni her öptüğünde oluşan o his çoktan bütün vücudumu sarmıştı.Biraz sonra dudaklarıma uzandığında geri çekilme gerği duymadan dudaklarımı araladım ve o muhteşem öpücük için kendimi hazırladım.Her öpüşünde kalbim ilk öpücüğümmüş gibi göğsümde çırpınmaya devam ediyor...Ellerimi boynuna yerleştirdim ve dilinin ağzımda keşif yapmasına izin verdim.Biraz sonra dudakları dudaklarımdan ayrdı ve kulağımın hemen yanında durdu çok hızlı nefes alıyordu.

"Durmamı istediğinde söyle."neredeyse kendinin bile zor duyacağı bir ses ile konuştu.

Dudakları doynuma hafif ama bir o kadarda sarsıcı öpücükler kondururken elleri ben kendine daha çok bastırdı.Hissettiğim bu carip duygu ne korkuya ne de cesaretti.Bu ilk kez hissettiğim bir şeydi.Eric ile yaşadığım ilklerin arasında belki de en tuhafı ama en güzeliydi...

Biraz sonra sırtım soğuk zemin ile birleştiğinde Eric'i bütünüyle hissedebiliyordum.Dudakları göğsümün açıkta kalan yerine bir öpücük bıraktıktan sonra tenimden ayrıldı.Gözleri gözlerimle buluştuğunda sanki bir şeyler dememi bekilyordu.Hızla başını kavradım ve dudaklarına öncekilerden daha farklı bir öpücük bıraktım.Bu seferki utangaç bir kızın değil krşılık bekleyen bir aşığın öpücüğüydü.Bu kez ilkinden farklı olarak şehvetle dudaklarını dudaklarıma dastırdı.Elleri üzerimdeki pantolonun kıvrımlerında dolanırken dudaklarımdan ufak bir inleme koptu.Bir şeyin farkına varmış gibi durdu ve elmacık kemiğime bir öpücük bırakarak kamelyadan hızla çıktı.Bulunduğum durum aklıma geldiğinde hızla kendimi toparladım ve ayağa kalktım.Henüz gidişinin nedenini düşünmeye fırsatım olmadan elinde birkaç kamelya ile içeri girdi.Hiç duraksamadan elleri belimi kavradı ve alnını alnıma dayadı.

"Bayan Rosemary Waltner benimle evlenirmisiniz?En sevdiğiniz çiçek kamelya değil belki ama beni anlatacak tek çiçek.Kaderim senin ellerinde,eğer benimle evlenirsen dünyanın en mutlu adamı olurum ama beni korumaya çalışarak reddedersen,korumaya çalıştığın ünvanımdan vaz geçer ve Londra'yı terk ederim.Şimdi geç kalmadan geri dön ama senden en kısa zamanda bir cevap istiyorum."ellerime bıraktığı kamelyalar ile hızla oradan ayrıldım ve ahırda hazır beni bekleyen atıma atlayarak Londra'dan ayrıldım.

Soğuk rüzgarın aklımı başıma getirmesini umarak atımı daha da hızlandırdım.Bunu yapmaya hakkı yoktu.Koruması gereken bir ailesi varken beni seçmesi yanlıştı.Bunun doğru bir yanı yoktu sırf kendi isteklerimiz için başkalarının hayatlarını değiştiremezdik.

Aşkın kolay olması gerekiyordu...sonuçta bize anlatılanlarda öyle idi,güzel bir bayan ile yakışıklı bir kont evlenir ve hayat boyu mutlu yaşarlardı.Ya bize yanlış hikayeleri anlatmışlardı ya da doğru hikayeleri biz yanlış anlamıştık.Atımın eğerlerini kendime doğru çekerek turmasını sağladım.Önümdeki uzanan büyük şatoya baktığımda bir anlığına düşündüm,bütün bir kış nasıl huzur içinde olduğumu...bu adam karanfil ve tütünün yanında buram buram huzur kokuyordu.Ona aşık olma sebeplerimi kuşkusuz sayfalarca yazabilirim ama kalbimin böyle çarpma sebebine geldiğimde sadece o geliyordu aklıma.

Ağaçların ve çiçeklerin sakinliğinin aksine içimdeki fırtınada alabora olmak üzereydim ama beni kurtaracak kimse yoktu.Başımı gökyüzüne kaldırdım ve dışarı tuttuğumu bile bilmedğim nefesimi dışarı bıraktım.

"Anne biliyorum şu an hayatta olsaydın benim yanımda olur ve en doğru kararı almamı sağlardın.Peki anne benim yerimde sen olsaydın ne yapardın?Babamın ünvanını riske atacak dahi olsan yine de onunla evlenirmiydin?Sadece kendi aşk masalımı istedim,bana ait olacak bir masal...belki de çocuklarıma anlatacağım bir masal ama bu masalın prensesi ben olamayacak kadar korkağım galiba.Pes edecek kadar korkak!"eğerleri tekrar kendime çekerek atı büyük bahçeye doğru sürdüm.Buna başlarken ne kadar gizli kalacağını düşünmüştüm ki?

O gece bana sevdiğini söylediğinde gözümü karartmış ve buna başlamıştık acaba son bir kez gözümü karartıp devam ettirebilirmiyim?

ÜRÜN YERLEŞTİRME;)

Patron Kim?

Ritmi Hisset!

Ve 

Acemi Anne(!)

Hikayelerine davetlisiniz:)

------------------------------------------------------------------♚------------------------------------------------------------------

Çikolatalarım hikayemizin finaline son iki bölüm kaldı.Bu hikaye final verdikten sonra yeni bir tarihi kurgu hikayeye başlayacağım.Umarım desteklerinizi esirgemezsiniz:)Bu arada hikayenin taslağı kapağı ve adı hazır finali yayınladıktan sonra sizinde beğeninize sunacağım.Hikayenin adı 'Zengin Koca Avı!':)Tuhaf ama gerçek:)Son olarak aramıza yeni katılanlar hoş geldiniz.Biliyorum,biliyorum yine çenem düştü ama sizi seviyorum...

GİZLİ TUTKULAR- Yazım hataları düzenlenmedi-Where stories live. Discover now