Karanfil...

9.2K 431 11
                                    

Öhöm!Şimdi böyle başladım çünkü ciddi bir konu konuşacağım.Tamam bölümü beğenmeye bilirsiniz,ki sizi çok iyi anlıyorum,fakat artık bu yorumların azlığı gerçekten moralimi bozuyor:(Ya arkadaşlar ben mükemmel yazmıyorum,lütfen beğenmediğiniz yeri söyleyin en azından yanlışlarımı düzelteyim.Neyse bu çok sinir bozucu oldu:/Elma aşkına hepinizi kokulu kokulu öpüyorum ve hepimize Rosemary ve Eric'in aşkından birer tane göndermesi için dua etmeye gidiyorum:D

Göz kapaklarımı taciz eden güneş ile zorla da olsa uyandım.Güzel ve uzun bir gecenin ardından bu gün azap gibi gelecekti.Acı gerçek,Eric Londra'ya dönecekti.Aklıma dolan kötü düşünceler ile yüzümü buruşturdum ve hizmetçi zilini çaldım.İçeri giren genç kız günlük kıyafetlerimden birini giydirdikten sonra saçlarıma şekil verdi ve elma kokumu getirdi.Her gün büyük bir zevk ile kokladığım elma kokusu bile bu gün yüzümü güldürememişti.Odadan çıkmadan önce hizmetçiyi gönderdim ve aynanın karşısına geçip aşağı sarkmış dudaklarıma baktım.

"Tamam bu dünyanın sonu değil!Sonuçta o seni ne kadar sevdiğini söyledi. Ayrıca sen böyle surat asmaya devam edersen aklı sende kalır."


İçimde savaş veren iki yanımı bir kenara koydum ve huzursuzluk duygusuna aldırmadan yüzüme inandırıcı olduğunu düşündüğüm bir gülümseme yerleştirdim.Yavaşça odadan çıktım,dünkinin aksine sanki bir ölüm sessizliği vardı üzerimde.Artık gülesim dahi gelmiyordu.

Kolumu çekiştiren el ile çığlık atmaya yeltendim fakat dudaklarımı sıcak bir el kapadı.Yüzünü görmesem dahi tanırdım onu!Arkaya döndüğümde bir çift kol sardı ufak vücudumu.Onun kollarının arasında kayboldum ve o an fark ettim ki ben buraya aittim.Sanki daha önceleri de bu güvenli kollar sarmıştı beni...sanki bunca zaman bu güvenli kollar koruyup kollamıştı beni!

Araya giren soğuk hava ile bütün düşüncelerim bir anda dağılıverdi.Kolları aktık bütün bedenimi değil sadece kollarımı sarıyordu.Beni biraz daha kendine çekti ve sessiz bir şekilde konuştu.

"Benim elma kokulu sevgilim!Tahmin bile edemeyeceğim bir zamanda çıkagelen sevgilim!Bu bir veda ediş değil!Senden ayrılmak o kadar zor ki,bütün gece bunu düşünüp durdum ama bir çare bulamadım."alnını alnıma yasladı içine derin bir nefes çekip sessizce dışarı bıraktı.Elleri kollarımdan yanaklarıma çıktı ve elmacık kemiğimin üzerinde gezindi.Gözlerimi kapattım ve onun kokusundan cesaret alarak konuştum.

"Sen Bay Arthur,eğer Londra'ya gidince başka kızlara bakar ve beni unutursan seni kendi ellerimle öldürürüm!"dudakları yukarı kıvrıldı.Gözlerimi kapadım ve o gülüşü zihnime kazıdım.Hiç bu kadar güzel gülmemişti daha önce.Sanki bana özeldi...sanki sadece benimdi.Burunlarımız birbirine değdiğinde konuşmaya başladı.

"Seni unutmam imkansız gibi bir şey!Londra'ya geldiğin gün seni evde gördükten sonra her şey sen oldu.Her gördüğüm çiçekte sana ait bir şey var!Ah bir dakika."masanın üzerinde bulunan karanfillerden sadece bir tanesini çekti ve eski yerini almadan önce aramıza aldı bu yalnız çiçeği.

"Senin en sevdiğin çiçek karanfil olmalı!Her bir yapragı ayrı özel,kokusu insanın baştan çıkarıyor,tıpkı senin gibi!"dudaklarım bu sözler karşısında yukarı kıvrıldı fakat başım kızaran yanaklarımı saklamak istercesine aşağı eğildi.

"Karanfilleri severim,dediğin gibi her yaprağı ayrı güzeldir fakat en sevdiğim çiçek karanfil değil!"karanfili ellerimin arasına tutuşturdu ve dudakları ile keyif ile kıvrılmış olan dudaklarımı örttü.Ayaklarım yerden kesildi ve odada ondan başka hiç bir şey görünmez oldu gözüme.Elleri belimden aşağı kayarken dili ile ağzımı keşfe başlamıştı.Elimdeki karanfil yere sessiz bir şekilde düştü.Fırsattan istifade beni biraz daha kendine çekti.Dudakları sanki iz bırakmak istercesine hareket ediyordu.Nereden geldiğini bilmediğim bir cesaret ile ellerimi boynuna doladım ve acemice ona karşılık verdim.Biraz sonra soluk soluğa benden ayrıldığında ondan daha fazlasını istediğimi anladım.Onun kadını olmak istediğimi!

Kapının çarpma sesi ile Eric'in çoktan gitmiş olduğu gerçeği bütün bedenimi ele geçirdi.O yanlış kişi değildi,o yanlış bir arkadaş sahibiydi.Ailesi belki değil ama ağabeyim başlı başına bir sorundu.Güvendiği iki insanın da onu arkasından vurduğunu öğrense,bütün bu olanları bilse tahmin bile edemeyeceğim şeyler olurdu.Yıllarca arkadaşlıktan aşka dönüşen aşkları eleştirmiş ve  bu tip insanlardan uzak durmuştu.Fakat kız kardeşi en yakın arkadaşına aşıktı.

Eğilip yerde duran karanfili elime aldım ve kokusunu içime çektim.Onun kokusuna benziyordu.Karanfil ve tütün!Elimdeki karanfili biraz daha göğsüme bastırdım ve kızla odadan çıktım.Yetişmem gereken bir ayrılık vardı.Koşar adımlarla medivenleri indim ve hızla sokak kapısına doğru ilerledim.Biraz sonra Eric'i uğurlamak için toplanmış olan ufak kalabalığa baktım ve yavaşladım.Arabaya bindiğini gördüğümde içimde oluşan boşluk ve ağırlık ile nefesimi tuttum ve karanfili daha sıkı tuttum.Arabanın kapısı kapanır kapanmaz benden izinsiz firar eden göz yaşıma bu seferlik izin verdim ve içimde tarif edilemeyecek bir his ile bulunduğum elma ağacının arkasında arabanın uzaklaşışını izledim.

Bu korku ve hüzün ile karışık his nefesimi kesmeye yetiyordu fakat Eric'in Londra'ya gittiği gerçeği bütün vücudumu titretiyordu...

GİZLİ TUTKULAR- Yazım hataları düzenlenmedi-Where stories live. Discover now