7. Bölüm : "Ferya"

3.9K 271 28
                                    

Ezgi tavsiyesi : Eşref Ziya - Saadetler Dileriz

🌙🌙🌙

"(Ona), 'İşte bu kendi ellerinin önceden işledikleri yüzündendir. Allah, kesinlikle kullara zulmedici değildir'(denir)."

Hac Suresi 10. Ayet

Bazı kavramlar vardır, ağzına sakızdır. Ne anlamını bilirsin, ne kökenini, ne asıl karşılığını. Kullanırsın sadece. Duymuşsundur çünkü, popülerdir. Dolanır dilden dile.

Bu biraz da elden ele dolaşan karpuz gibidir. Üretici alır ilk eline, toptancıya verir, o da manava ve o da halka. Dolaşır öylece ve kimse bilmez içinin nasıl olduğunu. Önemsenmez de. Amaç elden çıkarmaktır çünkü. Karpuzdan anlayan biri çıkagelir, ve karpuzla hasbihal olursa ihtimaller dahilinde bilir içindekini. Ona bildiren önce karpuza sevgisi, sonra bu konuda ilmidir.

O yüzden önce sevmeliyiz bir işi, ilk basamaktır sevmek. Sonra bilgisinin peşinden koşmalıyız. Bildikten sonra ise, hayata uygulamalı. Teoride ki bilgi çürümeye mahkumdur. Pratik gerekir.

Ama sevgi de dahil her işin başı da kavramlardır. Kelimeler ya da. Kelimeler olmadan anlayamazsın, anlatamazsın.

Bu yüzden de elimizden imanımızı, kitabımızı alamayacaklarını anlayınca, kelimelerimizi aldılar. Kelimelerimizi çaldılar. Bizi sağır, dilsiz, kör bıraktılar.

Bir anda en âlimi ümmî oldu.

Böyle böyle yıktılar, parçaladılar, böldüler bizi. İlk önce aramızdaki iletişimi kestiler. Kardeşlerimizin feryat çığlıklarını dahi duyurtmadılar bize.

Koskoca bir ümmeti bugünlere, kelimelerimizi çalarak getirdiler.

Sonra bir takım insanlar çıktı ve bir takım insanlara, 'uyanın, silkelenin, cahillik uykusundasınız' dedi. Doğruları anlatmaya çalıştı ama anlamadılar. Kelimeleri yetersizdi çünkü anlamaya. Çalınan kelimeleri, içleri boşaltılıp, batılla doldurulup geri verilmişti onlara. Artık senin söylediklerin başka şeyler çağrıştırıyorlardı onlar da.

Eğer olurda birgün değişmek istersek, kelimelerimizden başlayalım. Bildiklerimizi unutup, en baştan, sıfırdan öğrenelim.

'Anne' ne demekti mesela? Eskiden çağrıştırdıkları; saygı, sevgi, hürmet idi. Şimdiler de ise; herşeye karışan, baskıcı, kavga, tartışma.

Bu sadece bir misal. Daha nicesi var. Popülarizmin, bozuk çağın kurbanları olmayalım.

'Ferya' da kurban kavramlardan..Ferya..Dostluk.. Nedir dostluk? Amerikan filmlerinde ki, 'Senin sorunun ne dostum' repliğinden bir alıntı mı? Her karşımıza çıkana kullanabileceğimiz? Mesela, birinin dostun olabilmesi için neler yapması gerekir? Senin için yalan söylemeli? Sonra.. annene babana karşı idare etmeli seni? Sana abisini ya da kuzenini ayarlamalı? Sigara içiyorsan, o da içmeli. Küfrediyorsan, etmeli. Birbirinize benzemelisiniz çünkü.. Aslında o kadar uğraşa gerek yok. Yanınıza kimi alırsanız alın dost olarak, 'ya huyundan ya suyundan'..

İşte tüm bu anlatılanların dostlukla uzaktan yakından alakası yok. Bir kelimeyi daha böyle böyle katlettiler. İçini boşalttılar ilk önce, sonra başka birşeyle doldurdular, biraz da süsleyip önümüze koydular. 'Arkadaş'. Ah, kulağa hoş geliyor.

Oysa ki dost, senin aynandı. Sen ne isen, o da oydu. Sen hangi yoldaysan, o da o yoldaydı. Dost, yoldan geçenden değil, yolundan geçenden seçilirdi. Seni temsil ederdi, onu temsil ederdin. Şey gibi bu; amblem. Bir markayı ambleminden tanırız ya hani, seni de dostundan tanırlardı. Onu da senden tabi. Basit bir iş değildi şimdiki gibi.

İMTİHANWhere stories live. Discover now