Esnaf İşi Aşk (I-II-III)

Esnaf İşi Aşk'la ilgili ama ilgisiz bir tuhaf hikayecik...

Şimdi size ufacık tuhaf bir hikâye anlatacağım. Esnaf İşi Aşk'la ilgili ama hikâyenin içeriğiyle ilgili değil. Yine de bilmenizi istiyorum.

Çoğunuz biliyorsunuz, babam uzun bir hastalık sürecinden sonra vefat etti.

Bilinci kapanmadan önceki gün, hastanede durup dururken "Sezen," dedi. "Dün düşünürken aklıma geldi. Senin 'Esnaf İşi Aşk' diye bir hikayen var ya. Onun konusu ne?"

Ben de anlattım işte: "Bizim mahallede geçen, komik, tatlı bir hikâye. Kapalı Çarşı esnafı var. Komşu teyzeler var..."

Dinledi beni. "O zaman," dedi "Hikâyenin ismi uygun değil. Aşkı basitleştiriyor 'Esnaf İşi' kısmı."

Bu arada şunu da eklemeliyim: Babam dahiliye uzmanıydı ama kendisi de şiirler, tiyatro oyunları, denemeler yazardı... Kelimelerle arası iyiydi yani.

Birkaç sene önce ben de bu dediği konuda bir aydınlanma yaşamıştım. 'Esnaf İşi' argoda da karşılığı olan, bazen de yalapşap yapılan işleri anlatan bir kalıp (ikinci kısmı biliyordum ama çok umursamamıştım :))). Farklı anlamlarını bir kenara koyarsak, direkt karşılığı hikayeyi aslında iyi anlatıyor ama ilk bakışta göze tuhaf da gelebiliyor.

Dedim "Farkındayım, benim de değiştiresim var."

"O zaman sen değiştir onu," dedi.

O gün, uzun zaman sonra ilk kez akşama kadar güldük eğlendik, gece ben eve döndüm (annemle kalıyorlardı), ertesi gün babam komaya girdi ve benimle ciddi bir şekilde konuştuğu son konu bu oldu.

Esnaf İşi Aşk serinin adı bildiğiniz üzere. Kitapların her biri için farklı isimler düşünmüştüm halihazırda.

Biz kendi aramızda yine 'Esnaf İşi Aşk' deriz; çünkü argo olmadığını, ne anlam taşıdığını biliyoruz. Ama babamın tuhaf vasiyeti üzerine, kitabın kapağında Esnaf İşi Aşk yazmayacak, bunu da olayın gelişimiyle birlikte sizinle paylaşmak istedim.

Böyle canlar. Kitabı görünce şaşırmayın e mi :))