Esnaf İşi Aşk (I-II-III)

4. Bölüm

Fatih Abilerinkine bitişik apartmanın kapısı sertçe açıldı.

Zeliha Abla yalınayak koşarak dışarı fırladı. Arkasından da yalpalayarak Kazım Abi.

Kafamı kaldırdığımda Fatih Abi terasta değildi artık.

Kazım Abi kısa sürede Zeliha Abla'ya yetişti. Kadını kolundan tuttuğu gibi elini havaya kaldırdı.

Eli Zeliha Abla'yı bulmadan Fatih Abi apartmandan koşarak çıkıp araya girdi.

Kazım Abi'yi yakasından tuttuğu gibi duvara çarptığında adamın duvarla buluşan kafasından çıkan ses kanımı dondurdu.

Yan odaya koştum hemen. Abimi sarstım. "Abi uyan! Fatih Abi, Kazım Abi'yi dövüyor!"

Abim gözlerini açmadı. Beynen büyük oranda uyuyordu. "Ne saçma... Git kızım başımdan..."

"Abi n'olur uyan, öldürecek adamı!"

Abimin gözleri hala kapalıydı. Ama sesi daha uyanık çıkıyordu artık. "Niye dövsün ki Kazım Abi'yi? Ne alaka?"

Sesli ofladım. "Zeliha Abla'yı kovalıyordu. Dövecekti kadını. Fatih Abi de o yüzden onu dövüyor."

Abim daha bir yerleşti sanki yatağa. Yastığına da sımsıkı sarıldı. "İyi ya. Dövsün. Beş dakika sonra kalkar ayırırım."

Sesler artık bize kadar geliyordu.

Daha şiddetli sarstım abimi. "Abi, Kazım Abi sarhoş. Öldürecek adamı diyorum. Duymuyor musun bağırışları? Kalksana!"

****

Biz nihayet aşağı inebildiğimizde epey bir kalabalık Uğurlar Sokak'ta toplanmıştı. Sokakta toplanandan daha fazlası da camdaydı.

Kalabalığın ortasında Fatih Abi'nin "Adam mısın lan sen?" diyerek Kazım Abi'nin suratına sağlı sollu balyoz gibi iki yumruk indirdiğini gördüm. Niyazi Abi ve Yusuf Amca iki kolundan tutunca üzerine bir tane de tekme geçirmeyi tercih etmişti.

Hayriye Teyze camdan sarkmış bağırıyordu. "Vur oğlum! Vur! Dağ başı mı burası Kazım?!"

Geçen haftaki kavganın aksine bu kavgada ringin hemen yanındaki VIP koltuğuna oturmuş zengin dullardan birine daha çok benziyordu, Hayriye Teyze. Bütün parasını da Fatih Abi'ye yatırmış gibiydi. "Senin boyun bosun devrilsin Kazım!"

Zeliha Abla'nın üst komşusu Münevver Nine de karşıdan ses verdi. "Allah senin cezanı versin Kazım! O Zeliha saçını süpürge etti senin gibi çulsuza. Kan kustu kızılcık şerbeti içtim dedi. Geldin yerleştin kızın babasının evine. Bir gün yüzü görmedi bu kız. Sana iki tane aslan gibi evlat verdi. Ne için? Babasının üç aylıkları senin elinde hiç oldu." Fatih Abi'ye seslenirken sesi yumuşacıktı. "Fatih oğlum kafasına kafasına vur belki biraz aklı başına gelir."

Yusuf Amca bir eli Fatih Abi'nin kolunda çaresiz yukarı baktı. İki kadını da susturma girişiminde bulundu. "Münevver Teyzeciğim, Hayriye Teyzeciğim. Yapmayın böyle. Yangına körükle gidiyorsunuz."

Hayriye Teyze'nin buruşuklarla dolu yüzü, aldığı ifadeyle daha da buruştu. "Yalan mı söylüyoruz çocuğum?"

Söylemiyorlardı.

Nuri Dede karısı Münevver Nine'nin yanından kafasını uzattı. "E canım hemen dövmek mi lazım iki kelam etmek varken?"

Münevver Nine hemen karşı çıktı. "Kaç nasihat bir kulağından girip diğerinden çıktı bunun. Ne demişler: Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir, tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir." Pencereden daha bir sarktı. "Ellerine sağlık Fatih." Eliyle işaret etti. "Kafasına vur, kafasına!"