↟ 2 ↟

290 45 8
                                    

2
↟↟
Tyler Dr.Paulson'un uzun bir gün geçirdiğini yüzünden anlayabiriyordu.

Tyler "Eşiniz ile her şey yolunda mı, Dr.Paulson?"diye sordu kibarca.

Doktor huysuzca "Muhteşem" dedi. Sandalyesindeyken eğildi ve çekmeceye yöneldi. "Çikolata mı yoksa Lolipop mu?"

Tyler "Lolipop" diye cevap verdi. Lolipopları arada sadece Dr.Paulson'un tepkilerini kontrol etmek için müstehcen bir şekilde emerek bitirmeyi seviyordu.

Lolipop kırmızıydı, tadı yeşil-kırmızı-sarıydı. Tıpkı vişneler gibi. Tyler dudaklarına sürerek olabildiğince dudaklarını kırmızılaştırıyordu.

Dr.Paulson "Bir önceki randevuda kitaplardan bahsetmiştik," dedi, Tyler'ın lolipopu emme şekline dikkat etmeyerek "Bir de baş ağrılarından."

Tyler "İkisi eş anlamlı olabilir." dedi. (Bunlar hep hastalıktan. Valla bak.)

"Evet,bunu bir çok kere dile getirmiştin." dedi Dr.Paulson,bıkmış ve yorgun bir sesle.

"Ve İncil'de-"

"O kadar küçük yazılar var ki aynı zamanda gökküşağına bakıyor olabiliriz." diye cümleyi Tyler'ın yerine tamamladı Dr.Paulson.

"İlk part ya-"

"-Yaratılışın hepsinin yeşil olmasına rağmen hepsini okuyabiliyoruz." dedi Dr.Paulson tekrar Tyler'ın cümlesini tamamlayarak. "İyi notlar alıyorum,hatırladın mı?"

"Hatırladım," dedi Tyler annesiyle konuşurken kullandığı mesafe dolu sesini kullanarak.

Tyler'ın ses tonlarına alışık olan Dr.Paulson direkt sesindeki değişikliği fark etti ve iç çekti.

"Özür dilerim Tyler,Bugün en iyi günüm sayılmaz," dedi öne eğilirken, Tyler o kadar hızlı geri çekildi ki,neredeyse ağzındaki lolipop boğazına kaçacaktı. Dr.Paulson geri çekilerek "Özür dilerim,özür dilerim," dedi ve gözlüklerini çıkartıp yüzünü ve şakaklarını ovaladı. "Çok üzgünüm Tyler."

Tyler hiçbir şey söylemedi. Çünkü eğer ağzını açarsa sadece Josh'un anladığı abuk sabuk cümleler döküleceğini düşünüyordu. Kalbi göğsünü tekmelerken elini kalbinin üzerine yerleştirdi. Hareketlerini inceleyen Dr.Paulson bu hareketiyle irkildi.

"Çok çok üzgünüm, Tyler," diye tekrarladı "Seni korkutmak istememiştim."

Tyler "Ben iyiyim," dedi ve ağzından dökülen kelimelerin 'normal' kelimeler olduğuna şükretti.

Dr.Paulson "Hayır değilsin,Tyler," dedi ve iç çekti "Değilsin." diye tekrarladı ve kafasını olumsuz şekilde salladı. "Bugün ne hakkında konuşmak istersin?"

Tyler omuzlarını silkerek "Bilmem." dedi.

Dr.Paulson "Hiç yazı yazıyor musun?" Diye bir soru yöneltti.

Tyler pantolonunda olan yırtıktan sarkan iplerden birini çekerken "Biraz" diye mırıldandı

"Özellikle garip olan veya dikkat çeken bir şey hakkında yazdın mı hiç?"

Tyler "Ağaçev" dedi bir şey söylememiş olmayı düşünükten hemen sonra. Çünkü Dr.Paulson'un gözleri mavi-turuncu-yeşil rengine dönüşmüş neredeyse aç bir şekile bürünmüştü. (Merak hissiyatı)

Dr.Paulson"Ağaçev tam olarak neye benziyor?" diye sordu kafasını not defterinden kaldırmadan.

"Bilmem. Odunsu." Sarı-Mor. Tebeşirin elde yaptığı hissiyat gibi. Piyanodaki en düşük B notası gibi.(Güvende olma hissiyatı)

Dr.Paulson"Annen ve babanın bu ağaçevden haberi var mı?" diye sordu.

Tylern"Bir önemi var mı?" diye cevapladı amaçladığından daha sert bir savunma ses tonuyla.

Dr.Paulson gözlerini kırpıştırdı."Sanırım yok" dedi yavaşça. "Sadece Onlarla konuşup konuşmadığını merak ettim."

Tyler "Bunu onlara sorabilirdin." dedi Dr. Paulson'u işaret ederek. "Bunu bana da sorabilirdin"

Dr.Paulson "Haklısın,Tyler. Üzgünüm," dedi gerçekten üzgün olduğunu belli eden bir ses tonuyla. "Hiç Ailenle konuşuyor musun?"

Tyler homurdandı. "Tam düşündüğüm gibi." Dr.Paulson yavaşça öne doğru eğildi ki Tyler tekrardan korkmasın. "Bence onlarla konuşmalısın,Tyler. Seni gerçekten önemsiyorlar."

Tyler"Önemsemiyorlar." dedi. Çocuksu bir cevap olduğunu biliyordu,tıpkı portakal kabuklarının kokusu gibi, ama umrunda değildi.

"Umursuyorlar,Tyler. Ve sana ne olduğunu duyunca çok üzüldüler."

"Bana hiçbir zaman inanmadılar."

Dr.Paulson "Tyler,eskiden kolayca anlaşılır bir insan değildin" Dedi kibarca. "Açıkçası,hala değilsin."

"Sen anlıyor gibisin." dedi Tyler.

"Seni uzun süredir tanıyorum.

"Onlar da tanıyor."

"Tanıyorlar mı cidden?" dedi Dr.Paulson. Tyler bir süre sessiz kaldı. "Hayır." dedi. Biraz duraksadı. "Beni hiç tanımıyorlar."

"Onlarla barış ilan etmeyi düşündün mü?" diye sordu Doktor. "Onların benimle barış ilan etmesi gerek." dedi Tyler.

"Deniyorlar,Tyler,gerçekten"dedi Doktor. "Fark etmediğini tahmin ediyorum ama telafi etmeye çalışıyorlar."

Tyler "İşlerini bok gibi yapıyorlar." diye homurdandı. Dr.Paulson bu yorumu göz ardı etti. "Seni daha çok dışarı çıkarmaya çalışıyorlar ve ailecek daha fazla etkinlik yapmaya davet ediyolar."

"Kalabalık yerlerden nefret ederim." dedi Tyler. "Masa oyunlarından ve televizyondan da nefret ediyorum"

Dr.Paulson"Ne sevdiğini bilmiyorlar,Tyler," diye cevapladı Tyler'ı. "Ama eminim yapmayı sevdiğin şey her neyse ailen seninle yapmaktan çok mutlu olacaklardır."

"Ben..." dedi Tyler duraksarken. "Yapmayı sevdiğim bir şey yok."

Dr.Paulson birkaç saniye sessiz kaldıktan sonra "Josh'ı seviyorsun" dedi.

Tyler gözlerini kırpıştırdı. "Ne?" dedi. Dr.Paulson daha önce Josh konusundan açık açık bahsetmemişti.

Doktor "Josh gerçek demiyorum Tyler," dedi hemen. "Ama ailene Josh'dan bahsetmeyi deneyebilirsin."

"Peki bu neye yol açıcak, tabi kuruntularımı ortaya çıkarmasını sağlamak dışında?" dedi Tyler iğneleyici bir tonda. Doktor İğneleyici havasını göz ardı ederek "Açılmanı sağlayacak" dedi. "Sen sevdiğin şeylerden bahsederken anlaşılman daha kolay oluyor."

Tyler bir süre düşündükten sonra "Aileme Josh hakkında konuşmamda bir sorun olmadığını sen söyleyeceksin." dedi.

Doktor iç çekti. "Onlara Josh'tan bahsetmeyi istememiştim Tyler. Özür dilerim."

Tyler omuz silkti "Her neyse" dedi.

Dr.Paulson kendi kendine kafasını salladı ve not defterine bir şeyler yazdı. "Onlarla konuşacağım."

↟↟

(Oy vermeyi unutmayın!)

ForestFic/Joshler | türkçeKde žijí příběhy. Začni objevovat