🐻 3 🐧

1.1K 170 47
                                    

"Salata biraz daha alır mıydınız? Gerçi doğaçlama bir şey oldu ama."

"Ben tamamen doydum. Teşekkür ederim JiSoo. Gerçekten güzel olmuş her şey."

"Jongin?"

"Ben de öyle ablacım, pardon yoksa yenge mi demeliydim? Sahi o kadar ileriyi düşünüyor musu-
Ahhh!!"

Jongin, bacağına yediği çimdikle sızlanırken KyungSoo, kendilerini kararsız, mahcup bakışlarla süzen kadına gülümsedi.

"Jongin, biraz dışa dönük tiplerden ve şakalaşmayı çok sever."

"Ahh..Öyle mi? İyi anlaşırız öyleyse."

Jongin, kadına zoraki gülümsedi. Suyunu içecekken "hayır yani niye iyi anlaşıyoruz ki?!" homurdanmalarına KyungSoo'dan azar bakışları yiyince öksürüklere boğuldu. Abisi Mino onların bu hallerine bir kahkaha saldı.

"Abisi ben değilim de senmişsin gibi gerçekten, Soo. Onu senin yanına vermekle gerçekten doğru bir karar vermişim."

KyungSoo, bu sözlere gülmekte bocalayınca ayaklandı.

"Pastayı getireyim ben.."

JiSoo da ayaklanarak,
"Lütfen ben hazırlarım, siz oturun. Sonuçta bu daveti Mino'nun albümüne kattığın başarılı bestenin adına verdik." demesiyle KyungSoo'nun gülüşü yüzünde öylece kaldı. Bakışları, Mino ile yeni -aslında kendisi yeni öğrenmişti- sevgilisi arasında dolandı ve masaya kaydı. Yemek boyunca zorladığı iradesi artık gardını düşürüyordu. Ne diyeceğini ne yapacağını bilemez halde öylece dikildiği masada kilitlenen bedeni ve bulanan zihni ile bir çıkmazın eşiğindeydi.

Beklediği bu değildi. Hayal ettiği kesinlikle bu değildi. Mino'nun, onu yemeğe davet ederkenki içtenliği.. sürprizi olduğunu da söylemişti. Ama sürpriz olarak beklediği kesinlikle şirketindeki bir başka idol ile -üstelik kadın- ilişkisini kendisine tanıtması değildi. Hatta kendisine de değil.. Ne demişti? Ailem bildiğim sizlere.. Jongin ve kendisine..

KyungSoo'nun alt üst olmuş zihninde geçmiş ve şimdinin çatışması giderek büyürken dönen başı ile sendelediğinde bir kol aniden belini sardı. Görüşü bulanıyordu ama tüm sesler hala zihnine doluşuyordu; düşen bardak ve çatalın gürültüsü, JiSoo'nun paniklemesi, Mino'nun endişeyle sarfettiği sözler. KyungSoo, onun sesini duyması ile yanaklarına düşen yaşları da hissediyordu.

"Birkaç gündür, işine fazla yüklenmişti. Böyle olacağı belliydi."

"Ama bana programım yok demişti. Bilseydim.."

"Ambulans ya da doktor çağıralım!!"

"Abi sanki Kyungie'yi bilmiyorsun. Sana hangi bir gün hayır dediki?! Umursamaz umursamaz konuşuyorsun! Onu eve götüreceğim! Akşamınızı biraz bozmuş olduk. Kusura bakma yenge..
Ben KyungSoo ile ilgilenirim.. Siz.."

KyungSoo, sesleri tamamen kaybetmişti. Tekrar bulduğunda kendi yatağında yarı aydınlık odaya gözlerini araladı. Karnında ağırlık yapan kolu, kenara koyacakken boynuna düşünce irkildi.

"Off Jongin!"

KyungSoo, boğucu yakınlıklarına kızsa da akşam olanların üzerine buraya kadar kendisi ile ilgilenmesine minnet duyuyordu. Bir bacağını onun üzerine atarak ondan yana döndü. Dağınık saçlarını iyice dağıttı.
Bayıldığında akamayan yaşları hala yerli yerindeydi. Derin bir solukla yanaklarına süzülmeleri gecikmedi. İç çekerek Jongin'in saçlarını okşadı. Genç adam, uykusunda bir şeyler mırıldandı.

"Bana neden katlanıyorsun ki?!"

Jongin, uyku hali ile biraz dönünce neredeyse göğsüne kaymıştı. KyungSoo, ona doğru kayarak başını tamamen göğsüne yasladı. Kollarını omuzlarına sardı. Bacağını beline kadar çıkardı. Koca gövdesi, kucağında kaybolmuş değildi ama kucağına sığmıştı.

"Özür dilerim Jongin.. Ben ondan başkasını sevmeyi bilmiyorum ki. Bir kez onu sevdim ve hep öyle oldu gitti işte. Hep ona akan bir nehir oldum. Nehirler, aktığı denizi değiştirir mi? Ben bunca çıkmaza bayılıyor değilim. Sevdiğim kadar sevilmek istiyorum. Ne kadar yalnızım biliyor musun? Senden başka kimse bilmiyor ona sevgimi. Oysa onun sesinden bütün ülke dinledi. Ne onulmaz bir aşk dediler. Ama ne kadar yandığımı bir tek sen gördün ama sen de anlamadın beni."

KyungSoo, okşadığı saçlara yanağını yasladı, öptü.

"Ben de seni böyle yaktım değil mi? Ama inan bana elimde değil.. Beni defalarca yıksa da ne ondan vazgeçebiliyorum ne de seni vazgeçirebiliyorum."

KyungSoo'nun gözyaşlarının kuruduğu kirpiklerine yeniden uykular diziliyordu..

"Keşke ondan vazgeçmenin bir yolunu bilsem.." dedi, gözleri iyice ağırlaşarak kapanırken göğsünde uyuyan gence daha çok sarıldı.

"Kollarım seninle dolu iken iyi hissettiriyormuş.."

Gözlerindeki son ışık da görüntüsünü kaybettiğinde bir çift kol belini usulca sardı..

🐻🐧🐻🐧🐻🐧🐻🐧🐻🐧🐻🐧

Yessı Minnadesu🐘

Önce dedim ki okullar, dersler çıkan başladı, bölümleri haftasonu atayım da yazık olmasın🤔
Sonra emaaannn dedim😄
Ben atayım da isteyen istediği vakit okusun😁
Derslerinizle fic arasındaki seçimi yapabilme yetisi, iradesi size ait Jano.lar😏☝️

🌸💕🐻🐧💕🌸

Bir Derdim Var, Nasıl Anlatsam Kibar Kibar?Where stories live. Discover now