🐧 10 🐻

1.2K 117 113
                                    


Kopan iplerle kopan fırtınadan kopan tüm ipler sonrası, her fırtına sonrası gibi her yer her şey dağınık ama gökyüzü berraktı..

Gerçekten de o sabah, şafak sökün ettikten sonra göğü koyu, kalın bulutlar sarmış ve gök yarılmışçasına yağmuru şehre boca etmişti.

Alkol kokusunu alıp götürsün diye aralık bıraktığı pencereden otel odasına doluşan soğuklukta örtüye biraz daha sokulmuş, yanı sıra uzanan bedenden yayılan sıcaklığa doğru kıvrılmıştı..

Bir kol omzuna dolanıp da sırtında usulca gezindiğinde titreyerek, bulduğu sıcaklığa doğru kaydı..

Gözleri kıpraştığı ilk seferden gün ışığına maruz kalınca uyanmak istemeyerek örtünün içine doğru kaydı.
Başı diğer bedene çarpınca durdu.
Eli ile yokladığında onun karnına çarpmış olduğunu farkedince gülümseyerek başını karnına yasladı.
Tuhaf sesler geliyordu..
Gurul gurul gur gur..
Ve güm güm gümgüm gümgümgüm..
Göğsü hızla kalkıp iniyor sonra duruluyor ve aniden yükseliyordu.
KyungSoo onun kendini tuttuğunu anlamıştı da yine de bir kolunu beline sardığında hızlanan güm güm güm atışlarını dinlerken bir kahkaha kaçırmamak için kendini zor tutuyordu.

Uykudan zerre kalmamıştı gözünde artık. Sadece ondaki etkisini dinliyordu. Bu denli sevilmek inanılması güç gelse de göğsünde hasıl ettiği sancıları sevmeye alışıyordu..
Zaman zaman onu yoklayan ve ne yana dönse canına batan eski aşkından kalma kırıklıklar bu tatlı sancılarla bir bir süpürülüyordu.

"Acıkmadık mı?" Jongin sorunca kıpırdamadan hareketsiz kaldı.
Bu sıcaklığı bırakmak istemiyordu.

"Kyung uyandığını biliyorum. Gün öğlenin üçü olmuş. Acıktım. Çişim de geldi."

KyungSoo, beline bir fiske vurarak doğruldu. Örtü de kendisi ile birlikte havalanınca Jongin aniden maruz kaldığı soğukla ürpererek örtüyü ondan kapmaya çalıştıysa da KyungSoo etrafına dolayarak yataktan ayrıldı.

Jongin kollarını kendine dolayarak ısınmaya çalışırken KyungSoo'nun örtüye sarınmış banyoya ilerleyişi tenini tutuşturuvermişti.
Başını dizlerine yasladı, hayalinde belirenlerle içi gıdıklanırken kıkırtılarla gülüyordu.

KyungSoo banyo kapısından dönüp ona baktı. Kaşları çatıldı.

"Neye gülüyorsun?

Jongin dudaklarını birbirine bastırarak alnını dizlerine yasladı, yüzü kollarının gizinde kaldı.

"Yok bir şey." dedi. Ama hayalinde daha fazlası devam ederken sakin kalamıyordu ve bu hali KyungSoo'nun şüpheli bakışlarını daha çok üzerine çekiyordu. Sonra iri gözleri genişledi, beyaz yanaklarına allar oturdu.
Üzerindeki örtüyü çözerek birkaç adımda ona ulaşıp üzerine attı. Artık kahkahalarını tutmayan adamı yumruklamaya başladı.

"Ne fesatsın sen!"

Jongin boğuk çıkan sesi ile bir şeyler söylemeye çalışırken KyungSoo onu sardığı örtünün üzerinden rastgeldiği yerlerine vurdu.

"Kyung! Dur! Daha çok tahrik oluyorum. Beni durduramazsın!"

KyungSoo, içten içe keyiflenirken dışında sadece kızıyor ve bir şeyler çığırıyordu.

Bir Derdim Var, Nasıl Anlatsam Kibar Kibar?Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang