🐧 7 🐻

1K 133 61
                                    

Günlerin saatlere, dakikalara parçalanıp saniye saniye damlar gibi geçmek bilmediği zamanlar geriye dönüp bir de bakınca aslında yıllar yolu alınmıştır. Geçmek bilmeyen tüm o can sıkıcı anlar anılara karışmış kimisi geçmişa karışıp gitmiştir.

Zaman boğaza takılmış bir lokma gibi candan sökerek de olsa geçtiği bugünlerde KyungSoo avuçlarını yokladı.
Başparmağı ile işaret parmağının arasında bir leke vardı. Böyle bir doğum lekesine sahip olmadığından emindi, tüm o sıcak yaz günlerini geride bırakan güzün ne ara sonuna geldiğini anlamadığı kadar.. 
Parmağı ile biraz dürtüklediğinde canı yanınca bunun önceki günden kalma yanık izi olduğunu hatırladı, sıcak yağ sıçramıştı halbuki.
Dikkatsizliğinden değildi elbet..
Sözlerine özendiği besteleri kadar özenliydi yemek yaparken ..
Dikkatini dağıtan başka şeyler olmuştu ya..

Avuçlarını gerdi geriye, parmakları iyice aralandı ve kemikleri belirginleşti avuç sırtında.. yara da gerindi biraz acıdı hâliyle, kaşlarının arasına çizgiler doldu.
Bir kemiğinin üzerinden atılmış gibi duran damarları daha belirgindi..

"Zayıflamışsın.. " dedi gerisindeki ses.. Nefesini duyuyordu ama tenine ulaşmıyordu.. boğazına bir düğüm daha kuruldu..

Avuçlarında büyüdü bakışları. Dolu doluydu geniş aklarını çevreleyen kapakları, uçlarında kirpikleri hala nemliydi dünden..

"Hala konuşmayacak mısın, Kyung?"

Bir şeyler kayıp gidiyordu bu avuçlardan ama şu yanık yarası hep orada kalacak gibiydi..
Dün ondan duydukları ile yaktığı eli. Ona güzel bir akşam yemeği hazırlamak istemişti. Son zamanlarda eve geç gelip durmasından yakınmış ve sevgili konusunda ona takılacak olmuştu.. Derslerini ihmal etmemesini söylemişti..

"Kyung, biliyorsun.. hatta en iyi sen biliyorsun.." ağır ağır konuşması temkinindendi, belliydi. Buna dahi kızgın ya da kırgın gibi bir haller geliyordu KyungSoo'ya. Derin ve ağır solukları ile yüreği kabarıyor, ne söylese boğazına dizili düğümler daha çok yakıyor, anlam veremediği bir şeylere içerliyordu.

Bu acı yersizdi. En çok kendine kızıyordu. Bir şeyler avucundan, geçmez sandığı zamanlarda usulca kayıp gidiyor, o ise farkında bile olmuyordu..

"Ekonomi okumamı kaç kez söyledin ve haklıydın da. Ben artık kendime uygun yolu yürümek istiyorum. Senin de daha önceden söylediğin gibi. O şıllık da haklıydı. Benim müziğe yeteneğim yok ki!.."

Sol kolu düştü yanı sıra.. tezgahtaki tahta kaşığa uzanıp kaynamakta olan tencereyi karıştırarak ocağı kapattı.

"Dersin kaçtaydı? On bir mi on iki mi? Bir şeyler yemeden çıkma.."

Yanından geçip gidecekken kolunu saran geniş ayalı sert avuçları ile durdu. Tuttuğu yerde teni sıcacık olmuştu. Göğsüne de bir ılık akış düşünce gözleri kapandı..

"Çalışmama dönmem lâzım Jongin."

"Yapma böyle.. beni bırakıp yine ona gitme.."

Elini diğerinin tutuşuna yaslayarak ittirdi.

"Diğeri diye bir şey yok artık. Çalışmam gerekiyor o kadar.."

Jongin onu bir kez daha yakaladı. Bocalayışından fırsatla önüne geçti..
KyungSoo başını eğerek yüzünü gizleyince o da eğildi..

Bir Derdim Var, Nasıl Anlatsam Kibar Kibar?Where stories live. Discover now