İKİ ALYANS BİR KALP

💍💍~İABK~ 2. BÖLÜM 💖

Bölüm adı

~ONU GÖRDÜNDEN BERİ ÖPMEK İSTEDİĞİ AL AL DUDAKLAR BİR SANTİM UZAĞINDAYDI ~

💍 💍 ☆ 💖

Keyifli okumalar 📚📚📚📚

Yanınıza kahve (☕)ve kurabiye (🍪) almayı unutmayın.

₺ Okuduğun tarihi yaz. €

Sevgili dost, kim kazandı? Atom bombasını Hiroşima'ya atan mı? Everestin tepesine ilk kez varan mı? Doksanıncı dakikada maçı alan mı? Diriler mi ölüler mi? Çobanlar mı sürüler mi? Efendiler mi köleler mi? Kim kazandı? Sevgili dost, herkes kaybetti ölüm kazandı.

~~●●~~○○~~●●~~○○~~

" İstekler, olanaklarla sınırlıdır o zaman elde edemeyeceğimiz birşeyin hayali peşinde koşmak anlamsızdır. "

☆☆♡♡☆☆♡♡☆☆♡♡☆☆

Ğate Hümman torunu Robar'a baktı yüzünde şaşkınlık ifadesi vardı
-gelini buraya geldiği için şaşırmıştır.- diğe düşündü. Kahverengi siyah karışımı bastonunu hala zemini ıslak avlu da yere vura vura sarı saçlı mavi gözlü gelininin yanına gitti. Genç kadını baştan aşağı süzdü onca olaydan sonra torunu bir daha evlenmez aşık olmaz diye düşünüyordu hatta bundan kesinlikle emindi. Ama karşında kusursuz güzelliğe sahip gelini duruyordu 'inşallah güzel olduğu kadar huyu da güzeldir' dedi.

-Hele paç bıke destemin bedev bugemin .(Öp bakalım eli mi güzel gelinim )

Sağ elini kaldırdı ruh hali çabuk değişen karşısındaki yaşlı kadın.  Genç kadın hiç birşey anlamasa da sonuçta babaannesi yaşında kadın vardı elini öpüp anlına koydu ayıp olmasını diğe.  Robar, Zehra ve Saliha Hanım tuttukları nefeslerini vermişlerdi sonuçta öpmeyip itebilirdi. Robar'ın işine yarıya bilirdi ama bu sefer de ilk görüşte hayran kaldığı kadını bir önceki gibi kaybedecekti. Görünüşe göre Hümman Hanım bu kadını beğenmişti. Bu daha kötü olmuştu üstüne üstün tek o değil annesinin yüz ifadesinden de kızı beğendiği belli oluyordu. Şimdi Robar'ın işi daha zordu bu iki kadın ellerinden gelen herşeyi yaparlardı evlenmeleri için.

Hümman hanımın her işine koşan Latife hanımın kocası Sefer avluya bir koç getirdi "Robar Ağam anca bunu buldum." dedi. Hümman hanımın sesi ile konaktaki çalışanlar telaşla avluya ve terasa koşturmuşlardı. "Sefer dıba evbe dunya alem buk dibine. (Sefer varsın bu olsun dünya alem gelin görsünler.)" Kahya ve konaktaki siyah takımlı korumalardan üç erkek hep beraber koçu yere yatırdılar biri ellerini ve ayaklarını bağlarken iki kişi ise koçu tutuyordular. Sefer ise bıçakları birbirine sürüp "YA BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM" dedi. Koçun boynundan tuttu elindeki keskin yaptığı bıçağı koçun gırtlağına yerleştirdi "BİSMİLLAH ALLAHU EKBER" dedi ve kesti. Kanlar akınca yarım saattir duran yağmurun  yerdeki su birikitisi ile karışıp anında küçük gölcük oluştu. Konakta birden çığlık sesi yükseldi genç kadın yere yığalacağı sırada hatırladığı tek şey biri tarafından yere düşmeden birinin onu tuttuğudu.

Yaşlı kadın bastonunu yere vurup önünde baygın halde belinden tutan torununa korku dolu gözlerle baktı. Koşarak yanlarına annesi ve kız kardeşi geldi. "Oğlum panik yapma . Sadece bayıldı. Ne yapalım biz şimdi. Ay gelinim bayıldı." Telaş içinde eli kolu birbirine dolaşarak konuştu. Genç adam kollarındaki kadını kucaklayıp önünde duran telaş içindeki babaannesine ve kendisi  telaş yaptığı halde ona söyleyen annesine baktı "Misafir odasına götürüp yatağa yatıracağım. Geri dönüp kaldığımız yerden devam edeceğiz Hümman ve Saliha Hanım." dedi sert ve gür sesle içinde dünya kadar ima ve kızgın olduğunu belirterek. Aralarından geçip taş sarı kalker merdivenden üst kata çıkmaya başladı. Yaşlı kadın torununun arkasından baktı. En son bu görüntüyü hiç hatırlamak istemediği o gün görmüştü. Her zamanki gibi desenli bastonunu yere vura vura odasına doğru yol aldı. Abdest alıp adadığı kurbanın namazını kılmaya gitti içindeki hüzün dolu dünyasıyla beraber.