4

3.9K 252 102
                                    

"Zayn mi?" Niall normal bir şekilde konuştu. "Malik burada mı?"

"Evet Bay Horan." dedi ardından işaret parmağıyla tam üst katta karşımızda oturan adamı gösterdi, Zayn elindeki içki bardağını kaldırdı ve bize küçük bir gülümseme bahşetti.

"Bu adamı tanıyorum." Shawn daha çok kendi kendine konuşuyor gibi inceliyordu daha sonra bana döndü. "Ben geldiğimde sen bununla aynı evdeydin."

"Hayır." dedim başımı iki yana sallayarak. "Sevgilisinin evindeydim, onunla arkadaşım ama bu adamı bilmiyorum, ben oradayken geldi."

"Hadi çocuklar." Niall ayağa kalkmıştı ve bizim kalkmamızı bekliyordu.

"Siz gidin ben geliyorum." Shawn burnuna elini bastırdı ve bize arkasını döndü.

"Nereye?" kolundan tuttum ama hızlı bir şekilde kolunu benden çekti ve bana dönmeden konuştu.
"İşemeye gidiyorum Adia, gelir misin?"

Ona gözlerimi devirdim ve birkaç adımda Niall'a yetiştim, üst kata çıkan gümüş merdivenleri bir bir çıkarken gergindim ama benim için çağırmamıştı, Niall ile arkadaştı. Ve bizi takip etmemişti sadece bir tesadüftü.
Ama bunca tesadüf beni fazlasıyla şaşırtmıştı.
Üst kata çıktığımızda Niall büyük adımlarla Zayn'in yanına gitti ve elini sıktı.
"Nasılsın?" dediğinde Zayn mesafeli bir gülümseme gönderdi. "İyiyim, sen?"
Elini aynı şekilde bana uzattığında önce eline daha sonra yüzüne baktım en sonunda uzatmak istemedim ve elini tuttum.
Benim soğuk ellerimin aksine elleri sıcaktı.

Niall'ın tam yanına oturduğumda barmen arkamızdan tepsileri masaya koydu.

"Kırmızı şarap getir." Zayn masaya baktıktan sonra konuştu.
"Hemen Efendim." barmen uzaklaştı ama tahmin ettiğimin aksine Zayn'in arkasındaki zengin görünümlü yerden bir şişe kırmızı şarap ve büyük bir kadeh aldı, kadehi Zayn'in önüne koydu ve kırmızı şarabın şişesini açtı, içindeki içki hafifçe köpürdükten sonra bardağa doldurdu ve Zayn'in önüne koydu.
"Buyrun Efendim."

O içkiden bir yudum aldığında onun ardından bende limonatamdan bir yudum aldım, burada limonata içmek biraz garip gelebilirdi çünkü normal barlarda bile herkesin giremediği daha doğrusu herkesin girmeyi isteyipte parasını karşılayamadığı yerdeydik öyle ki bu barın girişi bile daha pahalı görünüyordu, burasının pahalı olduğunu bu katta az insan olmasından anlayabilirdim.

Zayn'in yanına bir kız oturduğunda bakışlarımı aşağıdaki kızlardan aldım ve onlara çevirdim, kız yanağına bir öpücük kondurduğunda onun bakışları da kızı buldu, gözleri önce dudaklarına gitti ama beklediğimin aksine onu öpmedi.
Kulağına yaklaştı ve bir şeyler söyledi kızın gözleri Niall'ı bulduğunda oturduğu yerden kalktı ve yavaş adımlarla Niall'ın yanına oturdu.
Niall kıza baktıktan sonra telefonu kapattı ve beni hafifçe itti, kız dudaklarını Niall'ın boynuna bastırdığında bana kalan alan çok dardı.

"Buraya gelebilirsin." gürültüye rağmen Zayn'in sesini duyabildiğimde bu söylediğinin gerçekten bana olduğunu fark ettim, Niall ve kız beni biraz daha sıkıştırdığında umursamaz gibi görünmeye çalıştım ve oturduğum o küçük yerden kalkıp Zayn'in yanına oturdum, aramızda kesinlikle çok büyük bir boşluk vardı.

Boş boş oturmak yerine çantamdan telefonumu çıkardım ve mesajlara baktım, her zamanki gibi kimse mesaj falan atmamıştı.

"Okula falan gidiyor musun?" yanımdaki sert sesi beni gerginleştirse de telefonumu kapattım ve ona döndüm.
"Hayır." dedim bundan dolayı tabii ki üzgündüm annem bizi bırakıp gidinceye kadar hayallerimi onunla paylaşırdım bunun gercekleşmemesinin tek sebebi annemdi ve onu bu yüzden affedebileceğimi sanmıyordum.

"Neden?" dedi ama sorma tarzına bakılırsa bu çokta önemli değildi onun için.

"Babama bakıyorum." dedim ama bana cevap vermesini ve bir soru daha sormasını beklerken o cebindeki telefonu çıkardı ve biriyle mesajlaştı, bu kadar mıydı yani?

"Adia," Niall bir yandan kızın elini tutarken bir yandan bana seslendi. Bakışlarımı Zayn'den ona çevirdim.

"Giderken beni beklemeyin ben burada olacağım."

"Git-" cümlemi tamamlayamadan gitti.
Ve Zayn bana kötü bir şekilde baktı.

"Korkma, genelde küçük kızları ısırmıyorum." dediğinde içimde daha kötülerini yaptığına dair bir şüphe oluştu şüphe değildi aslında çünkü bunda emindim, geçen gün binada Candice'e resmen acı çektiren adam buydu.
Yanağında içler acısı iz bırakan, onu duvara doğru iten ve tüm gece acı çığlıklar atmasına sebep olan adam buydu.

Aklımdan geçirdiklerimle birden ayaklandım.
"Benim gitmem lazım." dedim ve telefonumla çantamı da aldım.

Shawn'ı aradım ve telefonu açmasını bekledim, sonuna kadar çalıyordu ama açan yoktu.
Beni eğlenir gibi izlerken alt dudağımı ısırdım ve ona yaklaştım.
Kolunu tam yanındaki koltuğun üst tarafına attı ve diyeceklerimi bekledi.

"Buradan," dedim ama aşağıda çılgınlarca dans ettikleri için ses seviyeside onlarla aynı oranda artıyordu beni duymamıştı.
"Buradan," diye tekrar ettim ses tonumu yükselterek bir de dizlerimin üzerinde çökmüştüm kaşlarını hafifçe yukarı kaldırdı ve bana yaklaştı.
"Nasıl eve gidebilirim?"

"Taksiyle." çok kolaymış gibi konuştuğunda bakışlarımı başka yere çektim, bana doğru eğilmeyi bıraktı ve tekrar yaslandı.
Benim taksiyi karşılayacak param yoktu, param varsa da babamın haplarını ödeme zamanım geliyordu, onu ödesem diğer bir sürü fatura bunu takip edecekti.
Evim buraya yakın değildi ve fazla para ödeyeceğimden emindim.

Tekrar ayağa kalktım ve bir çözüm yolu bulmaya çalıştım, ben ona baktığımda aşağıda dans eden kızlara bakmayı bıraktı ve o da bana döndü, bunu yapmasıyla aşağıdaki birkaç bakışı burada hissetmiştim.
"Bana," dedim boğazımı temizleyip, utanıyordum ama cümlemin sonunu getirecektim.
"Biraz borç verebilir misin? En kısa zamanda geri öderim."
Gözlerimi gözleriyle birleştirdim, yüzünde hiçbir ifade yoktu etrafa kısa süreli bir bakış attıktan sonra bana döndü.

"Hayır." dedi düz bir sesle. O an oracıkta ölmek istedim, yok olmayı ve bir daha var olmamayı.
Çantamı koluma taktım ve kendini yavaş yavaş belli eden gözyaşlarımı itmeye çalıştım.

Az önce çoraplarına kadar para dolu bir adamdan yardım istemiştim, ufacık bir yardımdı ve bu adam bunu bile fazla görmüştü, aslında yardım bile değildi bu, geri ödeyeceğim bir paraydı.

Merdivenlerin başında elimi gümüş tırabzana koydum ve birkaç basamak indim eve kadar taksiyle giderdim eve geçince de Candice'den biraz borç alırdım, onun vermesini umuyordum.

Beni üçüncü basamakta durduran şey elimin üzerine kapanan sıcak ellerdi.
Bakışlarımı ona çevirdiğimde bana kaşlarını kaldırarak bakmıştı dudakları aralıktı ve disko topundan gelen ışıklar ela gözlerine çarpıyordu.
Daha çok şaşırmış görünüyordu.

"Sana borç vermem ama seni evine bırakabilirim."

-

BAKALIM NELER OLACAK

LÜTFEN NELER DÜŞÜNDÜĞÜNÜZÜ YAZIN MERAK EDİYORUM VE SİZ YORUM YAPTIKÇA DAHA ÇOK YAZASIM GELİYOR HADİ BAKEM

#ZADIA

east of eden | zmWhere stories live. Discover now