20

1.2K 79 83
                                    

Onu arayıp yerini sorduğumda bana barda olduğunu söylemişti, yürümeyle gidemeyeceğim için taksiye binmek zorunda kalmıştım ama yapacaklarım buna değecekti.

Taksi ücretini ödedikten sonra cüzdanımda kalan az miktarda parayı bile önemsemeden bara girdim. Sabahın bu saatinde bile birkaç insan vardı. Gözlerim içeriyi taradığında alt katta olmayacağını bildiğimden direkt üst kata çıkan merdivenlere ilerledim. Orada dikilen adam çıkmamda her ne kadar sorun çıkaracak gibi görünse de karşısında dikildim.

"Çekil önümden. Üst kata çıkacağım."

"Üst kat için bir biletinin olması gerekiyor."

Onu itip üst kata çıkacağım zaman bunun etkisi olmadı ama bir süre sonra çekildi. Üst kattan onun beni görünce onayladığını anlamıştım.
Merdivenleri hızla tırmandım ve gözlerimi gezdirdim. Birkaç kişiye baktıktan sonra onu gördüğümde elindeki kadehi dudaklarına götürdü ve beni izledi. Masasına yaklaştığımda ayağa kalktı ve kollarını iki yana açtı.

"Seni bekliyordum."
Yanına gider gitmez attığım sert tokatla başı sola yattı ve yüzündeki gülücük tamamen yok oldu.

"Adisin sen."
Yavaşça tekrardan bana döndü, yine de içimdeki her şeyi söyleyecektim ona.

"Ne yaptın sen?" Hesap soracağını tabii ki biliyordum ama bu sorusuna cevap vermedim.

"Bana nasıl böyle bir şey yaparsın?" göz yaşlarımı tutmayı denemedim çünkü hem çok sinirliydim hem de çok üzgündüm.
"Ne yaptım ben sana?"

"Beni bırakmayı teklif ettin." Cevap gayet açıkmış gibi konuştu. "Kabul edemeyeceğim bir istekti."

"Bunun için Bay Horan ile konuştun öyle mi? Beni işten çıkarmasını istedin! Yoksa kitapçıdaki işimi de sen mi bozmuştun? En başından biliyordun, hatta bunu bekliyordun öyle değil mi?" Birkaç bakış bize döndüğünde bunu umursamadan konuşmaya devam edecektim ki Zayn etraftaki insanlarda gözlerini gezdirdikten sonra beni kolumdan tuttuğu gibi içeriye çekti. Karşı çıkmamıştım. Bu işin çözülmesi lazımdı.

Odası olduğunu anladığım yere girdikten sonra kapıyı arkasından kapattı.
"Çok kötü bir insansın." diye tekrardan söze başladım. Yatağa çöktüm ve ellerimle gözlerimi ovuşturdum.
"Benim bakmam gereken bir babam, ödemem gereken binlerce faturam var!"

"Ben öderim."

"Senden para isteyen yok."

"Unutma." dediğinde sözlerinin beni üzeceğini biliyordum. "Sana dokunmama izin veren sendin. Ben bir teklifte bulundum ve sen kabul ettin, hiçbir şey zorla gerçekleşmedi. Şimdi öyleymiş gibi davranma."

"Evet ama istememiştim, sadece o an yapacak başka bir şeyim yoktu."

"Şimdi de yok." ellerimi gözlerimden çektiğimde tam karşımdaki masaya yaslanmıştı ve ellerini göğsünde çaprazlamıştı. Bakışları korkunçtu ve o tokadın hırsını çıkaracağını çok iyi biliyordum.
"Benimle olmanı istiyorum ve bunun için her şeyi yapacağımdan emin olabilirsin."

"Hiçbir şey yapamazsın."
Bu söylediğime güldüğünde pür dikkat izliyordu beni. Bana zarar vermesinden öyle korkuyordum ki.

"Böyle yaparak seni daha çok yanımda tutmak istediğimi görmüyor musun?"
Gözyaşlarım daha hızlı akarken adım seslerini işittim. Önümde dizleri üzerine çöktü ve tam gözlerimin içine baktı.

"Sana ilk ve son kez söyleyeceğim."
Daha sonra söylediği diğer tüm sözler beni paramparça etmişti. Bana kendisinden başka bir seçenek sunmayacağını net bir şekilde söylemiş, girdiğim her işi bozmakta çekinmeyeceğini vurgulamıştı. Fakat babamın ölmesine izin vermeyeceğini de söyleyip kendince beni rahatlatmaya çalışmıştı.
Odadan çıkmadan önceyse hemen eve gidemeyeceğimi ve kendimi iyi hissettiğim zaman yanına gitmem gerektiğini söylemişti.

east of eden | zmHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin