10

3.6K 245 193
                                    

"Ben geliyorum." dedim babamın alnına bir öpücük kondurup, bir market alışverişine ihtiyacım vardı ama bunu uzun zamandır ertelemiştim ve sabah kahvaltı için dolabı açtığımda hiçbir şey olmadığını görmüştüm.

Bereyi kafama geçirdim ve kulaklığımı takıp hızlı adımlarla merdivenlerden inerken biriyle çarpıştım.

"Özür dilerim." dedim yüzüne bile bakmadan ama beni tutmasıyla kafamı ona çevirdim.
Zayn'i görmemle kulaklığımı çıkardım ve ona baktım.

Tanrım, bu adam beni bırakmayacak mıydı?

"Merhaba." dedim yine de kaba görünmemek için.

"Nereye?" dedi çattığı kaşlarıyla bana bakarken.

"Markete." bende kaşlarımı kaldırdım ve o hala elimi tutarken merdivende bir basamak daha indim. Elimi bırakmamış daha sıkı tutmaya başlamıştı.

"Neden bana haber vermiyorsun?" dediğinde kaşlarımı bende çattım.

"Söylememe gerek yok, sadece markete gidiyorum."

"Bana nereye gidersen git haber ver." dediğinde onu onaylamadım ve elimi onun elinin arasından çektim. Merdivenleri tekrar inmeye başladığımda hemen arkamdan gelip beni durdurdu.

"Beni onayla." dediğinde ne yapacağımı bilemedim.

"Bana söyleyeceksin." dedi yüzümü sıkarken, neden bu kadar sinirlenmişti bilmiyordum.

"Sa-sadece markete gidiyorum." dedim yine.

"Nereye gidersen git, benim haberim olmalı." gözlerimi sıkıca kapattım.

"Candice duyacak." dediğimde beni biraz daha duvara bastırdı.

"Beni geçiştirme, siktiğimin cevabını ver bana."

"Ta-tamam." dedim hızla, yüzümü yavaş yavaş bıraktı. "Haberin olacak." Gitmek için baktım yüzüne ama o beni o an bırakacak gibi görünmüyordu.

"Hem sen Candice'i dert etme." dedi daha sonra. "İkinizin işi de aynı, bir şey diyemez."

Onu üzerimden ittim ve hızla adımlarla binadan ayrıldım.
İkinizin işi de aynı demişti bana.
Ben ve Candice sadece onun birlikte olup bıraktığı kişilerdik, ve bu o kadar kötü bir histi ki...

Kendimi kaldırımın üzerine bıraktığımda Candice'in peşinde dolanan uzun boylu adamla göz göze geldim.
Kaldırımdan kalktım ve koşarak evden uzaklaştım.

Ben ne bok yemiştim? Neden o teklifi kabul etmiştim?

En sonunda bir parka geldiğimde kendimi banka attım, bu ağlamamı daha da arttırmıştı.

Burnumun ucunun kırmızı olduğundan emindim, esen sert rüzgar yüzümü adeta yakarken bunun acısını hissetmiyordum bile.
"Ben orospu değilim." dedim kendi kendime, elimle yüzümü kapattım ve bunu tekrarlamaya devam ettim.
"Ben böyle biri değilim." dedim daha sonra. "Onun bana böyle bir şey yapmasına izin vermemeliydim."

Ellerimle yüzümü kapatıp ağlamaya devam ederken telefonumu çıkardım ve ani kararımla Shawn'ı aradım.
Yine açmamıştı ama şu an ona ihtiyacım vardı, o açana kadar aradım.

"Ne var?" dedi belki de 7. aramamda.

"Sana." dedim burnumu çektikten hemen sonra. "Sana ihtiyacım var Shawn."

"Bir aptallık yapıp pişman olduğun şeyleri ağlayarak bana anlatma olur mu?" dediğinde yüksek sesle konuştum, bunun üzerine birkaç kişinin gözü bana dönmüştü.

"Shawn lütfen dinle." dediğimde telefonu kapatmadı, bu beni mutlu etmişti. Zayn'le aramda geçen her şeyi ona anlattığım gün benimle arkadaşlığını bitirme kararı almıştı, haklıydı ama benim şu an ona ihtiyacım olduğunu görmüyordu.

"Lütfen buraya gel, bana yardım et."

"Gelemem." dediğinde gözlerimi sıkıca kapattım.

"Lütfen." dedim son kez ama cevabı gecikmedi.

"Üzgünüm." gözlerimi daha sıkı kapatıp gözyaşlarımı göndermek istedim.
"Kanımda bir orospuya yardım etmek yok."

-

IT ISN'T IN MY BLOOD

SHAWN AĞIR KOYDUN BE GARDAŞIM

ADIA ZAYN'İ KABUL EDEREK ÇOK BÜYÜK HATA YAPTIĞINI DAHA FARK ETMEDİ BİLE DESEM NE DERSİNİZ??

HERİF SAYKONUN TEKİ MANYAK TAKINTILI YA

#ZADIA

east of eden | zmWhere stories live. Discover now