7

3.8K 239 117
                                    

8 GÜN SONRA;

"Beni bıraktın Shawn!" sesimi yükselttiğimde Shawn üzgün bir şekilde kaşlarını kaldırdı.

"Bırakmak zorundaydım." dediğinde koltuktan kalktım ve ellerimi sinirle saçlarımın arasından geçirdim.

"Bırakmak zorundaydım ne demek?"

"Adia anlamıyorsun."

"Anlamama izin ver o zaman!"

"Zor durumdayım!" diye bağırdı Shawn.
"Çok zor durumdayım tamam mı?"

"N-ne?"

"Sürekli burnun kanıyor, neredeyse her gece hastanedeyim, kriz geçiriyorum, param yok, mutlu değilim. Hayatımın en kötü günlerini yaşıyorum!"

"Ne?" dedim tekrardan ve onun yanına oturdum.

"Bunları benden sakladığına inanamıyorum." dedim şaşkınlıkla.
"Biz en yakın arkadaşlarız Shawn."

"Biliyorum." dedi ama hala bana bakmıyordu.
"Biliyorum, zaten söyleyecektim."

"Shawn, özür dilerim." dedim onu kendime çekip, kafasını boyun girintime koydu ve bana sıkıca sarıldı.

"İlaç kullanmaya başladım." ensesindeki saçlarla oynadım.

"Geçeceğinden eminim."

"Gidelim." dedi ani bir hareketle koltuktan kalkıp.

"Nereye?" dediğimde koltuğun üstündeki ceketi giydi.
"Öylesine, hayat bizi birkaç saatliğine nereye götürürse."

Hemen yanımdaki botlarımı ve montumu giyip onun elini tuttum. Shawn bu hayatta babamdan sonra en değer verdiğim kişi olabilirdi. Anahtarı alır almaz evden çıktığımızda Shawn merdivenleri de koşarak iniyordu dolayısıyla bende koşuyordum.
Evden çıkınca Shawn durdu ve beni kolları arasına alıp döndürürken kafamı geriye atıp gülmeye başladım.
Bir süre ne Shawn beni döndürmeyi bıraktı ne de ben gülmeyi.

-

"Üzgünüm Adia."

"Lütfen Bay Dolan." dediğimde başını iki yana salladı ve kitaplara döndü. Montumu giydim ve çantamı koluma takıp buradan da ayrıldım.

Şu an tek bir işim bile yoktu.
Neyi yanlış yapmıştım?

Göz yaşlarımı silmeyi bıraktım ve eve kadar yürümeye başladım.

Neden hayat bana gülmüyordu?
Herkes mükemmel bir hayat yaşarken benim neden hayatım böyleydi?

Binanın önünde büyük tanıdık arabalar gördüğümde kendimi küfür etmekten alıkoyamadım.
"Siktir!" eve koşmaya başladığımda sokaktaki kadınlar bana garip bir şekilde bakmaya başladı.
Onları umursamadım ve merdivenleri hızla tırmandım.

Kapımın önünde iki tane adam gördüm ve içimdeki ağlama isteğini biraz sonraya attım.

"Ben oturuyorum o evde." dediğimde bakışları bana döndü.

"Ödemenizde 14 gün gecikme oldu Bayan Valley."

"Ödeyeceğim." dedim ve titreyen ellerimle çantamdan cüzdanımı çıkardım. "Hemen şimdi ödeyeceğim bir saniye."
Çünkü eve girerlerse alacakları ilk şey televizyon ve kurutma makinesiydi ve her ikisi de babam için önemliydi.

Cüzdanımda birkaç kuruşun kaldığını görmemle gözlerimden akan yaşı engelleyemedim.

"Evi açmanız gerekiyor Bayan Valley." dediğinde çantamdan anahtarımı çıkardım ve evin kapısını açtıktan sonra kendimi merdivenlere bıraktım.
Avuç içlerimi gözlerime bastırdım ve ağlamayı sürdürdüm.
Babamın sesini duymamla ağlamam daha da katlandı.
Adamlara ne yaptıklarını soruyor, götürmemelerini emrediyordu.
Onun yüzüne bakamayacağım için daha çok ağladım.

Bana soracaktı, neler olduğunu, neden eşyalarımızı aldığını ama verecek bir cevabım yoktu.
En son kalan paramı Shawn'a vermiştim ve şu an öyle zor durumdaydım ki.

Merdivenlerden birinin çıktığını duyduğumda köşeye geçtim ama yüzümü açmadım.

"Neler oluyor?" Zayn'in sesini duydum,  yüzümdeki elimi çekmeye çalıştı.
Ellerimi yüzüme daha çok bastırdım ve açmasını engelledim.
Saçlarımı önümden çekti ve yavaş hareketlerle ellerimi yüzümden çekti.

"Neyin var Adia?" dedikten sonra yüzümü inceledi.
Korkunç göründüğümü biliyordum.
"Babana mı bir şey oldu?"
Belki de babamın öldüğünü düşünüyordu.
Kafamı iki yana salladım ve zorlu nefeslerim arasında konuşmaya çalıştım.

"E-eşyaları alıyorlar."

"Kim?" dedi onu da böyle yavaş konuşarak meraklandırdığımı biliyordum.

"Adamlar." dediğimde ayağa kalktı ve merdivenleri çıkacakken onu tuttum.

"Engelleyemezsin." dedim bende ayağa kalkıp.
"Almak zorundalar."

"Ne demek zorundalar?" dedi bana dönüp.
"Eşyalarını alamazlar."

"Borcumu ödeyemedim." dedim göz yaşlarımı silerken.
"Eğer bir hafta içinde ödemezsem bana haciz geleceğini en başta söylemişlerdi."
Zayn yüzümü dikkatle inceledi.

"Bunu engelleyebileceğimi biliyorsun değil mi?" dediğinde göz yaşlarımı sildim, bu görüş açımı engelliyordu çünkü.

"Nasıl?" dedim merakla.

"Borcunu kapatırım."

"Neden kapatasın?" dedim sırtımı duvara yaslayıp.
"Sen borç bile vermezsin."

"Kapatırsam bir karşılığı olur tabii." dedi üzerime gelip.

"Ne gibi?" dedim çünkü şu an her şeyi karşılamaya razıydım.

"Kendini bana vermeni istiyorum." dedi ama ne sesini kısmıştı ne de bundan utanmıştı.
Gözlerim kocaman olmuş ona bakıyordum.

"Sana uzun süre yetecek para verebilirim ama şartım bu." dediğinde bakışlarımı yere eğdim.
"Tamam." dedim neredeyse düşünmeden, gözlerime uzun bir süre baktı. Ne kaybederdim ki?
Zaten yeterince şey kaybetmiştim, bir şey daha kaybetsem sorun olmazdı.
"Anlaştık." dedim kesin olduğumu belirtmek isterce.

"Bu gece." dedi göz yaşlarımı silmeden önce. "Seni ana caddede bekleyeceğim."

-

BU KIZDA GİTTİ ELİMİZDEN HADİ HAYIRLISI

AMA APTALLIK YAPTI BABASININ YÜZÜNE ŞİMDİ BAKAMAZ, BİRİNİZ ŞUNA AKIL VERİN

#ZADIA

east of eden | zmWhere stories live. Discover now