~1.BÖLÜM~

313K 8.6K 1.5K
                                    

Herkese merhabalar. Aranızda beni 'Çömez' adlı hikâyemden dolayı tanıyanlarınız var.Şimdi de yeni bir hikâyeyle Wattpad raflarını süslemeye devam ediyorum.

İyi okumalar...

Annemin, kahvaltı masasında yaptığı 'görücü' muhabbetiyle çatalımdaki yumuşak beyaz peyniri sinirle tabağıma geri koydum.

"Hayır anne!İstemiyorum ben görücü falan."

"Kızım neden öyle diyorsun? Bak oğlanın-"

"Anne banane elin adamından ya. İstemiyorum dediysem istemiyorum işte zorla mı?"deyip, beyaz lake mutfak sandalyesinden kalkarak dublex evimizdeki merdivenlere doğru yürüdüm ve üst kattaki odama kendimi bir hışımla atıp,kapıyı kilitledim.Şuan düşünmeye ihtiyacım vardı.Tabii annem durur mu? O da hemen odamın kapısını tıklatmayla başladı.

"Suada! Aç kapıyı kızım. Bak zorlamıyorum.Gelsinler bir baktın beğenmedin, o zaman bir şey demeyeceğim. Tamam mı? Hadi aç kapıyı kızım. "

Allah'ım ya ben burada kendimi odaya kapatmışım,hâlâ görücüleri konuşuyor.Yok beğenmezsem zorlamayacakmış falan(!) ben buna sadece gülerim.Annem eğer o görücüyü eve çağırıyorsa,mutlaka bir planı vardır. Bir de beğenmedim diyelim ne diyeceğim? 'Kusura bakmayın,oğlunuz tipim değil' falan mı?

"Kızım..."

Kapıyı birden açtım.

"Ben Elçin'le buluşacağım."

Umursamaz adımlarla lavaboma girdim.Elimi yüzümü yıkayıp,dişlerimi fırçaladım.Yani rutin tuvalet işlerimi hallederek odama geri döndüm. Siyah renkli İspanyol paça bir pantolonu, zümrüt yeşili, kol kısmında süslemeleri olan tuniğimi, başıma da siyah şalımı takıp, siyah çapraz çantamı alarak merdivenlerden aşağı indim.

Evet, ailem dindardı ve ben de dindar, namazında niyazında başörtülü bir kızdım. Üniversite üçte, tıp okuyan ve kalp cerrahı olmayı planlayan birisi olarak,bana karşın, babam ve annem mimardı.

"Anne,ben çıkıyorum."derken, tuniğimin kollarındaki süslemeyle aynı renkte olan altın sarısı babetlerimi giydim ve kapıyı açıp bedenimi güneşin sıcaklığıyla buluşturdum.Bugün hava tam gezmelikti ve ne hoş ki,benim canım da havaya uyumlu olarak başıboş sokaklarda gezmeyi, düşünmeyi istiyordu.

Anneme Elçin'le buluşacağımı söylediğim için, üniversitenin ilk gününden bu yana en iyi arkadaş listemin ilk üçüne giren Elçin'e 'buluşalım mı?' diye mesaj attım. Anında cevap geldi 'Neredesin?' Bu cevabı beni memnun etmişti ve tebessüm etmeme sebep olmuştu. 'Sahildeki her zaman gittiğimiz kafede seni bekliyorum :)' yazarak,yoldan bir taksi çevirdim.Taksiciye "sahile" deyip, camdan dışarıyı izlemeye başladım.

Taksideki sessizliği, telefonumun zil sesi bozdu.Telefonuma baktığımda annem arıyordu. Meşgule attım. Açmayacaktım işte açmayacaktım.İnatçıydım,hem de fazlasıyla.

Taksiciye ücreti ödeyip, sahildeki kafeye doğru yürümeye başladım. Kafeden içeriye girdiğimde bana çılgınca el sallayan Elçin'i görmemle,kalabalık kafenin cam kenarındaki masasında oturan arkadaşımın yanına gittim. Ben gelince ayağa kalktı, sarıldık. Koltuklarımıza oturup saatlerce konuşacağımız bu günde, vakit kaybetmeden konuşmaya başladık.

MÜSTAKBELİMWo Geschichten leben. Entdecke jetzt