~26.BÖLÜM~

94.8K 3.9K 221
                                    

Mor inekler ne alaka diye düşünmeye başlamıştım ki, bana biraz daha yaklaşınca dikkatim dağıldı.

"Bak ciddiyim."

"Bende ciddiyim."

Kesinlikle bana inanmamış, üstüne bir de yalan söylediğimi o saçma esprisiyle ima etmişti. Üstüme daha çok gelmeye başlayınca göğsünden ittirip, banyo kapısından çıktım ve koşar adımlarla Burak'ın oturmuş olduğu koltuğa bu sefer ben oturdum.

"Suada... Yapma bunu. Elbet bir gün olacak ve o gün, bugün."

Koltukta omuzlarımı dikleştirdim. Nasıl bu olayı ispatlayacağımı bilmiyordum.

"Sana olmaz diyorum, anlamıyor musun?"

Bana doğru yürüdü ve elimden tutarak beni ayağa kaldırdı.

"Eğer olsaydın namaz kılamazdın. Merak etme, o kadarını da biliyoruz."

Söylediklerinden sonra daha çok endişelenmeye, kalbimin atışlarını duymaya başladım.

"Bak-"

Bir şey dememe fırsat bırakmadan beni kendisine çekip ani bir hareketle öptü. Kollarından sıyrılmak için ona tutunduysam da buna izin vermiyordu. İlk seferki gibi zoraki bir öpücük değildi, daha nazikti. Ama ondan kurtulup, kendimi kenara çekmeme fırsat verecek kadar da nazik değildi.

Dizimin arka boşluğu yatağın kenarına çarpınca, yatağa düştüm. Doğrulmaya çalışıp, ayağa kalkacakken üzerime eğildi.

"Burak..."

Nefeslerimi düzene bindirmeye çalıştım. Olmazdı. En azından burada, şimdi olmamalıydı.

"Biz evlendik," Gözlerime dosdoğru baktı. "Kabullen şunu."

Başımı sağa sola salladım. O sırada kapı açıldı.

"Burak Bey... Ah şey, özür dilerim."

Burak'ı üzerimden ittirdim ve kapıdaki kişiye baktım. Ece şaşkın şaşkın bize bakıyordu. Üzerimdeki pijamayı çekiştirip düzelttim.

"Kapıyı çalmadan ne diye giriyorsun?"

Burak'ın sözleri sert ve bir o kadar da tehdit içerikliydi. Ece yanaklarını ısırıp, bakışlarıyla beraber başını yere indirdi.

"Şey... Özür dilerim ben akşam-"

"Defol!"

Kızın bir şey demesine izin vermeden bağırınca, içim titredi. Ben bile korkmuştum. Gerçekten de dengesizin tekiydi. Ece sanki bu olanlara alışmış gibi, hiçbir şey demeden kapıyı kapatıp, odadan çıktı.

"Nerede kalmıştık?"

Burak bana dönüp pis pis sırıtmaya başlayınca, yatakta iyice doğrularak ayağa kalktım.

"Aa hatırladım, ben sana öpüşmeyi öğretiyordum."

O yaklaştıkça ben geriye doğru gidiyordum ve en son tuvaletin içine kaçarak kapıyı kilitledim. Şuanda ne yaptığım hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Tek amacım, ondan bu gece kendimi uzak tutmayı başarabilmekti.

"Of! Suada..."

Kapının ardından söylenmeye başladı. Kendi kendime güldüm ve klozetin üzerine oturarak beklemeye başladım. Neyi bekliyorsam.

"Kapıyı aç dememe gerek var mı?"

"Söylediklerimde ciddiyim."

Kapının hemen arkasında duran bedenini hissediyordum. Derin derin nefes aldığını duydum.

MÜSTAKBELİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin