~18. BÖLÜM~

109K 4.3K 278
                                    

"Suada?"

Adımın seslenilmesiyle yorganı başıma doğru çekiştirdim. Yorganın altında boğulmak istiyordum. Sıkıca tuttuğum yorganımın hafif hafif çekelenmesiyle daha da sıkı sarıldım.

"Hadi kızım, kalk artık şuradan."

Annemin sitem dolu bu sözüyle yorganı yüzümden çektim. Bir anda suratıma çarpan temiz havayla afalladım.

"Anne zorlama, giyerim bir elbise olur biter işte."

Çok saçma bir şey söylemişim gibi tuhaf tuhaf baktı.

"Ne demek bir elbise giyerim de biter? Suada farkında mısın, senin nişan kıyafetin söz konusu."

İstemediğim nişanımın kıyafeti.

"Elçin'e haber verdim, birazdan burada olur. Birlikte gidip güzelce bir kıyafet alırsınız. Zaten her şeye çok geç kaldık."

"Elçin mi?"

Elçin'i, nişan kıyafeti almamız için çağırmıştı ve Elçin alışveriş hastasıydı. Beni her mağazaya zorla sokar, her şeyin en güzelini almak için çabalardı ve ben bu sabah kendimi bu duruma gerçekten hazır hissetmiyorum.

"Neden öyle diyorsun? Hem en yakın arkadaşın değil mi senin? Nişanına çağırmadın mı yoksa?"

Elçin! Tabii ya! Kızın hiç bir şeyden haberi yoktu ki! Sadece anlattığım kadarını biliyordu. Bunu nasıl atlardım?

Annem bana dik dik baktıktan sonra, "Söylemedin." diye mırıldandı. Utançla yatakta doğrulup oturdum. "Sana inanamıyorum Suada! Kızım senin nişanın bu, benim değil."

İstemediğim bir nişan için hazırlık yapmam bekleniyordu ve bu kulağa komik gelse de, gülünemeyecek kadar gerçek olduğunu varsayıp gülemiyordum.

"Aile arası olmayacak mıydı?" diye sordum çekingen bir edayla.

"Bu gidişle öyle olacak."

Kendi kendine söylenip, bana keskin bir bakış fırlattı.

"Çabuk ol. Daha çok işimiz var, çok!"

Kapımı kapayarak odamı terk ettiğinde, yine yalnız kalmıştım. Ellerimi dağınık saçlarımın arasında gezindirip, nefesimi dışarıya doğru üfledim. Günün sonunda nişanlı bir kız olacaktım, bundan kaçışım yoktu. Belkide olaylara negatif yaklaşıyordum. Bu evliliği gerçek bir 'görücü' evliliği olarak düşünüp, onu tanımaya çalışabilirdim. Fakat hayır. Dün akşamki olayın üzerinden henüz yirmi dört saat bile geçmemişken bunu sadece ben değil, benim yerimde hangi kız olsa yapamaz. Keşke bende daha iyi bir izlenim bırakabilseydi.

Elimi komodinimin üzerindeki telefona uzandırıp, ekrandan saate baktım. Akşama daha çok vardı. Üstteki bildirimleri açtığımda mesaj amblemini gördüm. Yavaş hareketlerle bildirim çubuğunu aşağıya doğru çektim ve mesaj amblemine tıkladım.

Gönderen kişi: Dengesiz Herif

-Günaydın. Bugün için çok heyecanlıyım. Akşam için sana bir hediyem olacak, umarım beğenirsin.

Mesajını üç dört kez okuyup, gönderen kişinin Burak olduğundan emin olmak istedim. Zaten rehberimde bu isimde başka birisi de yoktu. Ne yapacağımı, ne yapmam gerektiğini ya da ne yapılması gerektiğini bulamadım. Hediye alıp almaması veya ne alıp ne almadığı umrumda değildi. Dün akşam beni resmen taciz etmişti. Bunun için benden özür dahi dilemedi ama böyle bir mesaj atması, kalbimi çok az da olsa yumuşattı. Belkide benden gizli bir özür diliyordu. Onun ne yapmaya çalıştığını anlayamıyordum, çok farklı bir karakteri vardı ve belkide kendimi böyle avutuyorum. Çünkü böyle bir adamla nasıl yıllarca aynı yastığa baş koyabileceğimi düşünüp durmaktan her fırsatta kaçmaya çalışsam da artık kaçacak alanım daralmaya başlıyordu.

MÜSTAKBELİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin