o n b i r

18.1K 1K 294
                                    

Tuna: *konum*

(Görüldü)
__

"Neden çağırdın beni buraya?" diye sordu elleri cebinde bana yaklaşırken. Şeytan diyordu konuşmadan dal şuna ama Tuğseme de dediğim gibi fiziksel zarar vermek benlik değildi. Çünkü biliyordum ki fiziksel zarar geçici, ruhsal yara ise kalıcıydı.

Ve ben sevdiğimi üzen insanda kalıcı bir hasar bırakmak istiyordum.

"Dün Tuğsemle ne konuştun? Ne üzdü onu bu kadar?" gözünden geçen hüzün dalgası canımı yaktı. İkisi de birbirini seviyordu ve böyle olmamalıydı. İkisi de birbirine bu kadar aşık ve yakınken ayrı düşmemelilerdi.

"Sadece..." diye mırıldandı zorlukla. Belki değerini anlayamıyordu ama seviyordu. "Sadece kırıyoruz birbirimizi sürekli. Onu üzdüğümü, yıprattığımı bilmek çok acıtıyor." yumruklarımı sıktım. En az benim kadar güzel seviyordu.

"Dün verdiğin kararın onu ne hale getirdiğini biliyor musun sen?" ayağa kalktım ve karşısına dikildim. "Dün benim omzumda ağladı. Benim onu sevdiğimi bile bile umursamadan beni paramparça ederek bana seni anlattı." kaşlarını çattı.

"Onu mu seviyorsun?"

"Hem de köpek gibi. Ama ben senin gibi kıymet bilmemezlik yapmıyorum. Bana arkadaş olma fırsatını tanıdı ve ben canım acısa da kabul ettim. Sırf ona yakın olmak, dertlerini bilmek için neredeyse kankası oldum." sinirle elini saçından geçirdi.

"Sen mi bozdun aramızı lan?!" diye üzerime geldi.

"Ben Tuğsem mutlu olsun diye kankası oldum diyorum sen ne diyorsun." dedim. "Ayrıca göreceğimi gördüm ben. Aranızı düzelteceğim." son cümleyi söylerken başımı öne eğmiş yumruklarımı sıkmıştım.

"Ne gördün?"

"Ona olan aşkını." dedim sessizce. "Ama onu bir kez daha üzersen sikerim belanı. Son şansın bu."

__

fırtına 'textingWhere stories live. Discover now