y i r m i b e ş

12.8K 681 49
                                    

"Mine neredesin?" diye sordum kapıyı açıp içeri girerken.

"Şey... Çağan!" dedi coşkuyla. "Çağan üzülmüş tavrına ya onun yanına gidip senin anlattıklarını söyleyeyim."

"Ara o zaman. Ya da mesaj at." montumu çıkarıp koltuğa fırlattım.

"Ya senin yüzünden gergindi konuşamadık zaten." sesindeki gerginliği sezdiğimde gözlerimi kıstım. Bir şeyler çeviriyordu ve bahanesi buydu. Çağanın yanına falan gitmeyecekti. Ne olursa olsun gideceği için izin verip telefonu kapattım. Nasılsa öğrenirdim.
__

Abim telefonu kapattıktan sonra bir kaç dakika önce vardığım kafenin içine girdim. Tuğsemi de çağırmıştım. Belki yaptığım yanlıştı ama konu oydu ve üzülecekti. E o üzülünce abim de üzülecekti. İkisinin de üzülmesini istemiyordum. Her ne kadar Tuğsem abimi üzmüş olsa da.

"Beni neden çağırdın?" diye sordu sandalyeye yerleştiğimde.

"Yektanın sevgilisi var." dedim direkt. Başta şaşkınlık esir alsa da yüzünü sonradan üzüntü sardı. En son çaktırmamaya çalışıp gülümsedi zorlukla.

"Olabilir. Biz.. Sadece arkadaşız." dedi ve yutkundu.

"Seni kıskandırmak için yapıyor." dedim daha da üstüne giderek. Yekta onu sevse de akıllanmayacaktı ve bunu anlaması lazımdı.

"Ben neden kıskanayım ki?"

"Kes bana rol yapmayı ya. Biliyorum onu sevdiğini. O da seni seviyor ama daha fazla izin verme buna. Sevgini kullanıyor, ilgi görmek, kıskanılmak hoşuna gidiyor ve sen bunu fazlasıyla yapıyorsun ona."

"İstemli yapmıyorum." dedi titrek bir sesle. "Cidden istemsiz oluyor. Koruma iç güdüsü gibi bir şey ya."

"Bak bunu abimle çık diye demiyorum. Ben de bir kızım ve anlayabiliyorum seni az çok."

"Fazlasına izin verme olur mu?" dedim ayağa kalkarken. "İzin verdikçe daha da kötü olacak. Bu hem seni hem abimi hem de beni üzer."

"Ben teşekkür ederim." dedi o da ayağa kalkarken. Cevabımı gülümseyerek verip kafeden çıktım.
__

fırtına 'textingWhere stories live. Discover now