y i r m i d ö r t

13.2K 683 114
                                    

"Hadi Mine!" diye bağırdım atkımı boynuma dolarken. "Nerede kaldın?"

"Geldim ya. Bağırma." diyerek kapının önüne geldi ve eğilip botlarını giymeye başladı. "Ayrıca sana n'oluyor? Hala neden benimle gelmek istediğini çözemedim."

"Çağanın evine gidiyorum dedin. Nasıl gelmeyeyim Mine?!" diye homurdadım istemsizce.

Yaklaşık bir aydır Tuğsemle konuşmuyorduk ve daha iyi hissediyordum. Hala ölümüne seviyordum belki ama onun da mutlu olduğunu görüyordum. Yektayla barışmasalar da konuşuyorlardı ve ikisinin de hala birbirini sevdiğini görebiliyordum. En yakın zamanda da barışacakları belliydi zaten. Ne kadar sonunda yine ayrılacaklarını bilsem de artık umursamamaya çalışıyordum. 

"Ya Matem ve Çağrı da ordadır zaten. O yüzden öyle dedim. Kimse yoksa zaten Matemlerin yanına giderdik." dedi ve botların bağcıklarını bağlamayı bitirip ayağa kalktı.

"Yalnız Çağan seni görünce yüz ifadesinin dönüşeceği şekli merak ediyorum." diye murıldandı ve güldü.

"Bana bak, sakın laflarıma atlama, düzeltme beni." dedim merdivenden aşağı inerken.

"Ya kesinlikle düzeltmem merak etme."
__

"Onu üzenin ağzına sı..." diyemeden Mine lafıma atladı tekrar.

"Ben de onu üzerim diyor." Çağan dediği çocuk bembeyaz olmuş yüzüyle bir Mineye bir bana bakıyordu. Matem ve Çağrının lunaparka gittiğini söylemişti. Mineyle aralarında bu soğukta ne kadar sakat oldukları konusunda bir muhabbet dönmüştü tabii Çağan konuşamıyordu bile doğru düzgün.

Bakışlarımı Mineye çevirdim sinirle.

"Ben bir şey hazırlayayım." diyerek mutfağa kaçtı Çağan. Fırsattan istifade Mineye döndüm.

"İyi ki uyardım laflarıma atlama diye."

"Ya abi zaten çocuk gerildi. Bir de sen gitme üzerine."

"Eğer bu günü rahat geçirirse söz bir daha bulaşmam." dedim sırıtarak. Ofladı.

"Peki abi ya."
__

fırtına 'textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin