y i r m i

15K 820 58
                                    

Sinirle kafamı ellerim arasına aldım.

"Düşünmek zarar verir, dibe sürükler..." diye mırıldandım. "Neredeyse nerede sana ne?!"

Yaklaşık bir saat önce ailesi arayıp evde olmadığını ve ona ulaşamadıklarını söylemişti. Bana ne diyerek terslemiştim zaten telaşlı olan kadını. Sinirim üzerimdeydi ve bir de böyle bir haber alınca patlamıştım istemsizce.

Haberi alır almaz yaptığım tek şey Yekta'ya haber vermek olmuştu. O benim aksime hemen aramaya gitmişti.

"Bırak Yekta'yla barışsınlar ve en azından onlar için mutlu bir hayat olsun." dedim sırtımı yasladığım duvardan aşağı doğru kayarken. "Kimsenin hayatına girip, karıştırmaya hakkın yok."

"Abi!" Minenin neşeli sesini duyduğumda zorlukla ayağa kalkıp kapımı kilitledim. Mutluydu ve bozmak istemiyordum çünkü uzun zamandır ilk defa bu kadar mutluydu.

Ben tekrar yere çökerken kapım zorlandı.

"Abi, Açsana kapıyı."

"Hayır, Mine git." dedim normal çıkarmaya çalıştığım sesiyle.

"Eğer açmazsan gidip o kızın ağzına sıçarım! Delirtme beni!" diye bağırdı kapıya vurarak. Zaten morali bozuldu diye düşündüm ve kapıyı açtım. Mine anında kollarını bana doladı. Ben de ona sarıldım sıkıca. Sanki bir tür çukurdaymışım da Mine sayesinde yukarı çıkacaktım.

"Ağla..." diye mırıldandı. "Ağla ve kurtul şu yükten. Yeter artık." dediğini yaptım.

Gece bilmem kaça kadar kardeşimin kollarında ağladım.
__

fırtına 'textingWhere stories live. Discover now