5.Bölüm

10.1K 179 7
                                    

Cevap vermek yerine bir kaç saniye yüzüme baktı ve tekrar önüne döndü. Ben de sessiz kaldım. Ama böyle olmamalıydı. 2 haftadır bana geldiği günden beri onu düşünüyordum. Kafamı bu kadar meşgul etmeye hakkı yoktu. Kafamı meşgul eden şey sadece sessizliği değildi. Bakışları da sürekli aklımdaydı. Bir insan sadece psikolojik destek almak için gittiği birine o kadar derin bakmazdı. Yine dayanamadım ve şansımı demedim.

"Hava bugün çok güzel değil mi" diye sordum.

"Öyle" dedi. DEDİ. KONUŞTU YANİ.

Heyecanla ona döndüm. Başka bir şey söylemedi. Karşımızda elinden kaçan yolu yakalamaya çalışan küçük çocuğu izliyordu.

"Daha öğlen olmadan buraya gelmişsin evin buralarda olmalı" diye gayet cevap vermesi kolay bir soru sordum. Uçuşup duran saçlarını kulağının arkasına sıkıştırdı ve yavaşça bana döndü. Galiba cevap vermesi zor bir soru sormuştum.

"Evet evim yakın" dedi. Konuşurken köpek dişinin birazcık yukarda ve biraz sivri olduğunu fark ettim. Bu detayı verdiğimde aklınızda kötü bir görüntü oluşmasın. Güzel minik bir kusurdu ve ona çok çekici bir hava katıyordu.

"Ben de buraya yakın oturuyorum. Caddenin sonundaki alışveriş merkezinin arkasında evim"

Yine konuşmadı. Galiba sadece sorulara cevap vermekle yetiniyordu.

"Çalışıyor musun" diye sordum ama konuşmak yerine başını sağa sola salladı. "Peki okuyor musun" dedim ve yine aynı hareketi yaptı.

Suratında acı bir ifade belirmişti. Onu üzecek bir şeyi hatırlattığımı düşündüm. Hatırlattığım şeyi nasıl unutturacağımı düşünürken bir anda bana döndü. Tam bir şey söyleyecek gibi oldu ama vazgeçti. Gözlerimin içine bakıyordu. Bir an ona dokunmak ve yüzünü, saçlarını okşamak istedim. Böyle susmasına sebep olan şeyin ne olduğunu sormak istedim. Ama çok saçma bir hareket olurdu.

Saçmalığını falan geçtim ben neden böyle bir şeyi yapmak istediğimi düşünmeye başladım. Tabii düşünürken ona bakıyordum. Cevabı karşımdaydı. Gözüme ciddi anlamda hoş görünüyordu. Kalkacak gibi oldu. Onu yanımda tutmak istiyordum gitmesini istemiyordum.

"Cansu kahvaltı yaptın mı" diye sordum.

"Hayır" dedi sürekli duymak isteyeceğim o sakin yumuşak sesiyle. Sesinin bende bıraktığı etkiden kurtulmaya çalışırken bir şey söylememi bekliyordu.

"Ben de yapmadım bana eşlik etsene yani eder misin"

"Üzgünüm yalnız takılsam iyi olur böyle iyi" dedi.

Kurduğu en uzun cümleydi ve sesini ilk defa bu kadar uzun duymuştum. Bu kız bana ne yapıyordu böyle. Daha adı dışında hiçbir şeyini bilmediğim bir kızın gözlerine bakıp dalıyordum, sesini duymak için elimden geleni yapıyordum. Bu böyle olmamalıydı hem o benim hastamdı ona karşı böyle şeyler hissetmem yanlıştı. O bana nasıl davranırsa davransın onun yaptığı normaldi çünkü zaten olması gerektiği gibi olsaydı bana gelmezdi.

"Peki o zaman sen bilirsin" dedim. Bir şey demeden kalkıp gitti. Ben de öylece arkasından baktım. Ona dair her şeyi deli gibi merak ediyordum. Yaşadıklarını, hayatını, hoşlandığı şeyleri, hoşlanmadığı şeylerı kısacası her şeyini. Öğrenmem zor olcaktı ama kafaya koymuştum öğrenecektim.

Fırına gidip yiyecek bir şeyler aldım. Yol boyu onu düşündüm. Eve vardığımda beni kapıda Ece karşıladı.

"Annenlerden mi geliyordum sevgilim"

"Hayır annemle gitmedim"

"Yalama başladın yani"

"Belki yalnız kalmak istemişimdir uzun zamandır bunu imkansız kılıyorsun ya hani"

"Beni istemiyor musun"

"İstemiyorum değil sadece son zamanlarda her şey boğuyor beni" dedim ve banyoya geçip ellerimi yıkadım. Mutfağa girdiğimde kahvaltı hazırdı ve Ece de masada oturuyordu. Karşısına oturdum. Eve neden ajan gibi girdiğini sormak istedim ama bir kere başlarsak asla susmazdı. Pazartesi olana kadar akıl sağlığım için onu idare etmeliydim.

"Ee ne yapıyoruz"

"Ne ne yapıyoruz"

"Evde mi oturacağız iki gün"

"Evet evde oturmayı düşünüyorum". İşimiz vardı anlaşılan.

TUTKU (LGBT)Where stories live. Discover now