14.Bölüm

7.3K 208 17
                                    

Kendimi toparlayıp üstümdeki yorganı kaldırdım. Tam ayağa kalkacakken o yanıma oturdu. Bir şey söylemem gerekiyordu.

"Ben ne diyeceğimi bilmiyorum."

"Bir şey demek zorunda değilsin. Ben de demiyorum yazıyorum."

Karşımızdaki pencereden dışarı bakarken gülümsedim ve gözlerimi ayırmadan konuştum.

"Beni yazıyorsun."

Elleriyle yüzünü kapatıp utanarak cevap verdi.

"Evet."

Ellerimi ellerine götürüp yüzünden çekmesini sağladım. Dışarıdan içeri vuran ışık odayı loş bir şekilde aydınlatıyordu. Loş ışıkta ne kadar da güzeldi avuçlarımın arasındaki yüzü.

"Utanıyor musun?"

"Evet." dedi tekrar yüzünü kapatırken.

"Hadi ama utanılacak bir şey yok."

Yüzünü açıp heyecanla bana baktı.

"Yok mu?"

"Yok. Aksine hoşuma gitti."

"Tamam hadi dalgayı bırak da unutup yatalım."

Ayağa kalkmaya yeltendi. Bileğinden tutup kalkmasını engelledim. Pat diye oturduğu yerden şaşkınca yüzüme bakıyordu.

"Neden kaçıyorsun?"

"Kaçmıyorum."

"Kaçıyorsun. Ama ben seni yakaladım. Şimdi anlat."

"Neyi?"

"Neler yazdığını."

"Hayır. Anlatmak zorunda olmadığımı söylemiştin."

"Okumak için geçerliydi o. Ben anlat diyorum."

"Bana bunu yapma bırak gideyim çok utanıyorum demedim sayalım."

"Asla öyle bir şey olmaz. Bırakmıyorum."

"Tamam. Ne bilmek istiyorsun."

"Neden ben?"

"Çünkü sen." dedi gözlerimin içine bakarak. Sonra derin bir iç çekti.

"Ama bu cevabın ucu açık."

"Aşk gibi."

Bu sefer kalbim gerçekten durmuştu. Nefes almayı unutmuştum. Hiçbir şey söylemeden öylece yüzüne bakıyordum.

"Ben sana psikolojik destek almaya gelmedim biliyor musun?"

"Nasıl yani?"

"Sana geldim."

"Bir dakika kafam karıştı. Baştan anlatır mısın?"

"Tedavi gördüğüm rehabilitasyon merkezinde gördüm seni. Bir toplantıya gelmiştin. O gün girdin aklıma. Toplantı bittikten sonra katılımcı listesini çaldım. Ordan çıktıktan sonra da tek tek bakıp buldum seni. Sonra sana geldim."

"Sen yani-"

"Evet en başından beri. Gördüğüm ilk andan beri seni düşünüyordum. Normalde orada olmak umrumda değildi ama seni gördükten sonra gün saymaya başladım. Bulmak da kolay olmadı pek. Uğraştım ama değdi galiba."

Bu sefer gerçekten diyecek bir şey kalmamıştı. Benim için bunları yapan, beni düşünen biri... Sanki gerçek değilmiş gibi. Şu zamana kadar eksikliğiyle yaşadığım kadın karşımdaydı. Ve tamamen tesadüf değildi. Bunu o sağlamıştı.

"Sen ne kadar güzelsin böyle."

Gözlerimden birer damla yaş aktı. Ağlayacak bir şey yoktu ortada evet ama ben onu içimde hissettim. İçimdeki eksik parça yerine oturmuştu. Onunla birlikte ben de kendi kendime ona olan hislerimi yerine oturtmuştum. Ve sanki yıllardır aradığım huzur karşımda utanarak bana bakan güzellikteydi.

Güzel elleriyle yanağıma dokunup akan yaşları sildi. Yine göz gözeydik. İlk gün olduğu gibi.

"Neden ağlıyorsun?"

"Bilmiyorum."

"Gidebilirim."

"Gitme gel buraya." dedim ve onu kollarımın arasına aldım. Sımsıkı bastırdım sol tarafıma. Derin bir nefes alıp içimi onunla doldurdum. Sanki ben onu soluma bastırdıkça canıma can, ruhuma huzur ekleniyordu. Bana karşılık o da sıkıca sarıldı. Bir süre sonra ayrıldık.

"Niye en başta söylemedin."

"İstemezsin diye düşündüm. Zaten sevgilin vardı. Bugün telefonu o açtığında her şeyden vazgeçtim. Bir daha seni görmeyecektim. Kendime bunu yapamazdım."

"O an onu öldürmek istedim."

"O yüzden mi kovdun?"

"Evet sayılır."

"Anlıyorum. Neyse hadi artık yatalım. Bir kaç saat sonra gün doğacak."

"Doğdu bile." dedim gözlerinin içine bakarak. Yine utandı. O halini ömrümün sonuna kadar izleyebilirdim. Manzaramı bozup ayağa kalktı.

"Yarın konuşuruz. Yorulursun zaten dinlen şimdi."

"Peki."

Saçlarından bir tutamı elime aldım. Sonra saçını bırakıp boynuna donundum parmak uçlarımla. Dokunurken korkuyordum. O kadar kırılgandı ki. Sonra boynunu kavradım tamamen ve kulağına yaklaştım.

"İyi geceler."

Sonra geri çekilip yatağın başlığına yaslandım. Ne yapacağını bilemeden yüzüme bakıyordu. Sonunda o da iyi geceler dileyip ayağa kalktı. Kapıya yöneldi. Tam çıkacakken döndü.

"Seni uyandırmamı istediğin bir saat var mı?"

"Hayır. Sen de uyu güzelce. Koltukta rahatsız olursan yatağın burda biliyorsun."

Gülümsedi ve çıktı. Ben de yatağa girip kokusunun sindiği yastığına sarıldım. Ne yapmıştı bana böyle. Zaten yaralıydı. Nasıl kalkışmıştı böyle şeyler hissetmeye. Ya ben de deli gibi yanımda istemeseydim onu nasıl baş ederdi düşünemiyorum. Ama böyle bir şey yoktu. Kendi kendime söz verdim o gece. Benim kadınım yapacaktım onu. Ruhunda çiçekler açan, içinde baharı yaşayan, gözleri sürekli parıldayan, aşkla büyüyüp iyileşen güzel kadınım olacaktı benim.

TUTKU (LGBT)Where stories live. Discover now