19.Bölüm

4.8K 161 18
                                    

Yoğun bir iş gününden sonra koltukta uzanmış kardeşimle görüntülü konuşuyordum. Arkadaşlarıyla tatile yurt dışına çıkmıştı. Hevesle anlattığı şeyleri hevesle dinlemeye çalışırken esniyordum. Tam o sırada kapı çaldı.

"Canım kapı çalıyor kapatmam lazım."

"Kim bu saatte."

"Bilmem. Neyse görüşürüz sonra."

Aramayı bitirip telefonu koltuğa bıraktım. Kapıyı açtığımda karşımda güzel bir melek gördüm. Ama bu meleğin gözleri nemliydi sanki. Bir de burnu kızarmıştı.

"Güzelim ağladın mı sen?"

Cevap vermek yerine boynuma sarıldı.

"Tutku, aşkım."

O an kısa süreliğine de olsa onun için endişelenmeli unutup erimeye başladım. Ama hemen toparlandım.

"Aşkım. Gel şöyle içeri ne oldu?"

Elini tutup onu içeri çektim ve kapıyı kapattım. Birlikte salona geçip oturduk.

"Anlat güzelim."

"Ben bir anda çok korktum. Bir şey oluyor gibi oldu."

"Nasıl? Dur ben sana şu getireyim."

Mutfağa gidip bir bardak su aldım ve Cansu'nun yanına geri döndüm. Suyu uzattım. Bir kaç yudum aldıktan sonra bardağı sehpaya bıraktı ve konuşmaya başladı.

"Sanki kötü bir şey oluyormuş gibi hissettim. Korktum bir anda bilmiyorum."

"Gel şöyle kollarıma. Konuşma şimdi sonra konuşuruz. Annenlere ne diyerek çıktın? Haberleri var mı?"

"Hava almaya çıkıyorum dedim dışarı zor attım kendimi zaten."

Kollarımın arasına alıp göğsüme bastırdım onu. Bir yandan da saçlarını okşuyordum. Sanırım panik atak geçirmişti. Bir süre kollarımda sakinleştikten sonra kalktı.

"Kalbim çok hızlı çarptı. Sanki kötü bir şey olmuş da hissetmişim gibi."

"Daha önce panik atak geçirdin mi? Yani belki bir doktor falan söylemiştir?"

"Hayır. Panik atak mı?"

"Olabilir güzelim bilmiyorum. Sana yarım Atarax vereyim."

Kalkıp odamdaki ilaç kutusuna gittim. Hapların arasından bir kutu Atarax bulup içinden bir tane hap çıkardım. Mutfağa uğrayıp bir sürahi su alıp içeri geçtim. Biraz suyu Cansu'nun bardağına  doldurdum. Yanına oturup parmak uçlarımla tuttuğum hapı Cansu'nun ağzına uzattım.

"Yarısını ısır bebeğim."

Dediğimi yapıp elimdeki hapın yarısını ısırdı. O suyunu içerken kalan hapı sehpanın üzerine bıraktım.

"Ne yapalım bu gece? Eve bırakmanı ister misin?"

"Sende kalırım diye düşünmüştüm. Ama istemiyorsan gidebilirim."

"Hayır öyle değil. Hava almaya diye çıkmışsın ya merak ederler. Ara gelmeyeceğini söyle o zaman."

Alınmasın diye ellerimi beline atıp onu kendime çektim. Sırnaşmaya hazır bir kedi gibi içime sokuldu. Telefonunu çıkarıp annesine mesaj attı.

"Endişelenmezler mi senin için?"

"Bilmem."

"Uykun gelecek birazdan. Yatağa geçelim mi?"

"Sigara içeyim."

"Tamam hadi. Ben de sana pijama çıkarayım."

O kalkıp balkona yöneldi ben de yatak odasına. Odadayken aklıma havanın serin olduğu geldi.

TUTKU (LGBT)Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang