1

5.4K 369 139
                                    


"Bir gün cidden yakalanacağız." dedi Taehyung, her gece arkadaşı Park Jimin'le buluşma yerine geldiğinde. "Namjoon artık şüphelenmeye başladı. Sıkıştırıp duruyor."

"Onunla aynı odada kalıyor olman tam bir felaket!" diye yanıtladı Jimin arkadaşına gülümsemesini sunarken. "Yine de dikkat etmelisin. Belki de her gece buluşma işine ara vermeliyiz. Yakalanmanı istemem."

"Ben yakalanırsam, sen de yakalanırsın Jiminie. Biraz da kendin için endişelenmelisin."

Jimin bu olasılığı düşününce kıkırdadı.

"Benim için sorun değil TaeTae. Yumruklarım yeni yüzlerle tanışmak için sabırsızlanıyor."

Taehyung kahkahasını bastırmak için elleriyle ağzını tutmak zorunda kaldı.

"O küçük ellerle gerçekten kavga edebildiğine inanmak çok zor dostum."

"Ahh, beni kavga ederken görmediğin için böyle konuşuyorsun."

"Sadece seni değil, kimseyi görmedim." dedi Taehyung kolunu arkadaşının omzuna atarken. "Kavgalardan hoşlanmıyorum. Ellerim bu tarz kaba şeyler için fazla narin. Ve yüzüm... ah, böyle muhteşem bir yüzü kavgada harcayamam. Değil mi ama?"

"Cidden Taehyung. Bilgeler'de olmana bazen o kadar şaşırıyorum ki. Eğer ordaki herkes senin gibiyse gerçekten yazık olmuş. IQ'nün ayakkabı numaramdan daha düşük olduğunu düşünüyorum."

"Bir Fedakar için fazla acımasız değil misin sence de?"

İkisi de gülüşmeye başladı. Mutluluklarına şahit olan tek şeyse etraftaki ağaçlıklardı.

"Yapılan bu ayrımı hiçbir zaman anlamayacağım." dedi Taehyung.

Jimin ise arkadaşını dinliyordu.

"Birileri daha zeki ya da daha güçlü diye üstün görülmemeli. Cesurlar'ın kullandığı her silah ve alet bizim tarafımızdan yapıldı. Ama biz kimseyi zekamızla ezmiyoruz. Onlarsa sırf güçlüler diye kendileri hariç herkesi görmezden geliyorlar. Duygular insanı güçsüz yapmaz. Aksine insan olmamızın temelindeki amaç budur. Ama burada yaşayan herkes bunun tam tersini düşünüyor. Sırf güzelliği için kızını öldürmeye çalışan kötü cadı gibiler. Hepsini o güzel kırmızı elmayla zehirlemek istiyorum!"

Taehyung'un gayet dramatik başlayan konuşmasının böyle noktalanması Jimin'i şaşırtmıştı. Bazen gerçekten arkadaşını tanıyamadığını düşünüyordu.

"Ne?" diye sordu Taehyung gözlerini büyütürken. Oysa gayet iyi konuştuğunu düşünmüştü.

"O bilgisayarların başında bütün gün çizgifilm mi izliyorsun Tae? Bu nasıl bir benzetme?"

"O bilgisayarların başında tüm gün ne yaptığımı görsen küçük dilini yutarsın Park Jimin."

"Öyle mi? Öyleyse bir gün şaşırt beni Kim Taehyung. Yoksa cidden arkadaşlığımızı gözden geçirmeye başlayacağım."

"Böyle bir şeyi yapamazsın!"

"Ya? Nedenmiş o?"

"Çünkü sen benim tek arkadaşımsın Jiminie."

Taehyung kollarını küçüğüne dolarken Jimin bir an boğulacağını hissetti. Kavga konusunda hünerli olsa da değerli yetenekleri bir yere kadardı. Küçük kolları kendisini saran kollardan kurtulacak kadar güçlü değildi. O da en iyi yaptığı şeyi yapmaya karar verdi: hile.

Minik parmakları Taehyung'un karnıyla buluşur buluşmaz kollar çözüldü ve Jimin özgürlüğüne kavuştu. Bunu fırsat bilerek Taehyung'un üzerine çıkarak bacaklarını sıkıştırdı. Ve bu ikisi de tamamen güçsüz kalana kadar devam etti. Nefes nefese kalmışlardı. Derin soluklarının arasından konuşmaya fırsat bulamamışlardı. Jimin hala arkadaşının üzerindeydi. Dikkatleri tamamen dağılmıştı. Gelen sesle ikisi de irkildi.

brave | yoonminWhere stories live. Discover now