7

1.9K 187 34
                                    


Taehyung hala önden yürürken az önce yaşadığı değişik tecrübenin zihnini karıştırmaması için üstün bir çaba harcıyordu.

"Bu taraftan." dedi yola çıktıklarından beri ilk kez konuşurken. Hava iyice kararmıştı ve zaten ilk kez geldiği bu yerleri karıştırmamak için tüm dikkatini ayrıntılara veriyordu. Biraz daha ilerlediklerinde ağaca yaslanmış ve kıpırdamadan oturan Yoongi'nin saçlarını fark ettiler ilk. Jimin henüz görünmemişti ve Taehyung bu ayrıntıyla daha da hızlanarak birkaç adım sonra Yoongi'nin yanında bitmişti.

Yoongi kollarıyla Jimin'i sararken kanlanmış ellerini ona sürmemeye çalışarak transa girmiş gibi Jimin'e bakıyordu.

"Ne oldu ona?" diye sordu Taehyung hiddetle yere, yanlarına çökerken. Endişe tüm bedenini esiri altına almıştı ve elleri daha şimdiden titriyordu. Durumu fark eden Hoseok sessizce yanlarına geldi ve Taehyung'ın yana çekilmesini sağlayarak Yoongi'ye döndü.

"Sen iyi misin?"

Yoongi'nin bakışları anında onu bulmuştu ama dilinin tüm gücünü yitirmiş gibi, konuşmak için açtığı ağzını tekrar geri kapıyordu. Kelimeleri kaybolmuştu.

"İzin ver de bakayım, tamam mı?" Hoseok bir kez daha yumuşakça konuşmuş ve Yoongi'nin kollarını yavaşça çekerken Jimin'i sarsmamaya özen gösterip yarasına bakmıştı. "Dikişleri açılmış." Eliyle çocuğun terli alnına donundu sonra. "Ve ateşi yükselmiş. Ona bu şekilde burada müdahale edemeyiz. Malzeme lazım."

"M-malzeme var." dedi Taehyung araya girerken. "Çantada. Aldık."

"Yine de burda bir şey yapamayız. Hijyenik değil. Mikrop kaparsa yaptığımız hiçbir şey işe yaramaz."

"Eski araziye gidiyorduk." dedi Yoongi sonunda konuşabildiğinde.

"Tamam." dedi Hoseok ona dönerken. "Öyleyse gidelim." Elleri Jimin'i kaldırmak için hareketlenirken Yoongi'nin kollarını onu durdurmuştu. Derin bir nefes alarak ona döndü. "Sen onu bu halde taşıyamazsın. İzin ver. Vakit kaybediyoruz."

Yoongi tepkisizce durduğunda araya giren bu sefer Jungkook olmuştu. "Hyung..." diye mırıldandı elleri büyüğünün omuzlarını tutarken. Yoongi'nin bakışları tekrar Jimin'e kaymış ve bir şey demeden ellerini çekmişti. Hoseok Jimin'i sarsmamaya özen gösterirken, Jungkook da Yoongi'yi koltuk altlarından destekleyerek kaldırmış ve ağırlığını alarak yürütmeye başlamıştı. "Noldu?" diye sordu başı Taehyung'a dönerken.

Taehyung bir süre sessiz kalmış ve bakışları Jungkook'la kesiştiğinde boğazını temizleyerek "Hiç." demişti. "Önemli bir şey olmadı."

Yoongi inanmasa da üstelememişti. Zaten bir şekilde öğrenirdi.

Yolculuk sessiz ormanda, en az orman kadar sessiz geçmişti. Jimin'in daha da kötülediğini anlayan Hoseok diğerlerine çaktırmamaya çalışarak hızlanırken bir yandan da yakalanacak olma ihtimali ile bunu yaptığını söyleyerek onları da kendine uyduruyordu.

Nihayet araziye giriş yaptıklarında Jungkook Yoongi'yi destek alacağı bir yere yaslayarak kapıyı zorlamış ve birkaç denemenin sonunda Taehyung'ın da yardımıyla nihayet açmıştı. İçerisi fazlasıyla karanlıktı yine de uzun zamandır kullanılmıyor olmasına rağmen iş görecek düzeydeydi. Bu burayı onlardan önce birilerinin de kullandığını kanıtlar nitelikteydi.

Taehyung duvarlarda düğme benzeri bir şey ararken bulmuş ve etrafın aydınlanmasına izin verirken Hoseok ilerdeki masaya doğru yürürken o da peşinden gitmiş, masanın üstünü boşaltarak ona alan açmıştı. Jungkook Yoongi'nin de girdiğinden emin olduktan sonra kapıyı ardından kapayarak içten kilitlemiş ve destek için birkaç ağır eşyayı önüme dizmişti.

brave | yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin