Lobide ki kızı arayarak içeriye kimseyi almamasını ve 2 tane kahve istediğini söyledi. Sandalyeyi tam karşısına koydum ve çantamı önümdeki küçük masaya koydum.
Serap Hanım " Lütfen çıkarın paltonuzu , rahat olun. " dedi. Paltomu çıkarıp oturduğum sandalyeye astım.Bir kaç dakika sonra kapı çaldı ve 2 tane kahve geldi.
Serap ayağa kalkarak kapıyı kitledi. Cebinden sigara çıkararak " içer misiniz ? " dedi. Uzattığı sigarayı aldım ve kahvemden bir yudum aldım.
" Ee ? " dedi Serap Hanım. Kaan geldiğinde beri yaşadıklarımı , Kaan'ın yaşadıklarını , eşim ve kızımı kaybettiğim kazayı , her şeyi anlattım. Fakat cisimi söyleyince yine huysuzlandı.
Elini saçlarının arasına zütürerek yolarcasına çekti." Hala onu mu görüyor ? " dedi." Bilmiyorum , ama ben görüyorum. " dedim.
Serap Hanım tam kahvesinden bir yudum alıcakken durdu ve bana bakarak " Siz mi ? " dedi. Kısık bir ses ile " Evet. " dedim ve kaza gecesi yolun ortasında ki çocuğu anlattım.
" Buraya gelmeniz bile benim için ne kadar tehlikeli , şuan da sizinle konuşmalıyı mıyım onu bile bilmiyorum. " dedi." Serap Hanım , size olanları anlattım ve adım gibi eminim bunların çok daha fazlasını siz yaşadınız. " dedim.
Serap sigarasını tüm gücüyle çekerek " Onunla 3 sene kaldım. Onun gibi biriyle 3 sene kalmak nasıldır bilir misiniz ? " dedi. Hiç birşey söylemedim." Bakın Ramazan Bey , Kaan buraya geldiğinde oldukça sakin , sıradan bir çocuktu.Onu ilk günler o kadar çok severdim ki , her gün bahçeye çıkarıp gezdirir , bilgisayardan oyunlar oynatır , sürekli onunla ilgilenirdim.
Çocuğum gibi severdim onu ama... " dedi." Ama gerçek yüzünü gördünüz. " dedim kısık bir ses ile. Serap Hanımın anlatıcak birşeyleri vardı fakat çekiniyordu veya korkuyordu.
" Asistanımın Kaan'ın sürekli geceleri kendi kendine konuştuğunu , yemek zütürmeye gittiğinde öylece pencereye baktığını , insanlara sert davrandığını söyledi. " dedi ve bana iyice yaklaşarak kısık bir ses ile " Ramazan Bey , ben bir pgibologum. Benim görevim insanları iyileştirmek fakat Kaan geldiğinden beri her günüm kabus ile geçmeye başladı , hastalarımdan bir farkım olmamaya başladı.En sonunda dayanamadım bunlara ve buradan gönderme kararı aldım.Ben ona yardım ettikçe , elimi uzattıkça kabuslarım daha artıyor , gördüklerim ... Gördüklerim daha da sık görünmeye başlıyor.Onu yolladıktan sonra garip bir şekilde gittiklerini , düzeldiğimi gördüm. " dedi.
" Size buraya gelmeden önce ki yaşadıklarını anlattı mı ? " diye sordu.
" Henüz hepsini değil. " dedim." Peki neden öğrenmek istiyorsunuz ? " diye sordu.
" Serap Hanım , 11 sene önce ki trafik kazasında o çocuğun elinde Kaan'ın anlattığı cisim vardı , inanın ama inanmayın onu gördüğüme yemin edebilirim. Nasıl bilmiyorum ama tuhaf bir şekilde bende bu işin içindeyim ve bu işin içinden sizin gibi Kaan'dan uzaklaşarak çıkabileceğimi zannetmiyorum. " dedim."
Diyelim ki herşeyi öğrendin , sonra ne olacak ? " diye sordu."
Bilmiyorum , elbette bir çaresi bulunur. Aklımda onlarca soru var , cevabını bulamadığım ve her cevapsız soru sanki kurşun gibi gün geçtikte beni öldürüyor , bitiriyor. Aklımı yitirmeye başladığı mı bile düşündüm Serap Hanım.Bir pgibolog için bu ne demektir , umarım anlıyorsunuzdur beni ? " dedim."
Anlıyorum fakat Kaan'a neden sormuyorsunuz , sonuçta bunları yaşayan o. " dedi.
"Bunları ona sormam imkansız , onunla bir daha aynı odada kalmam da öyle. Bunların cevabını ancak sizden öğrenebilirim. " dedim.
Serap Hanım sigarasını pencereden dışarı atarak derin bir nefes çekti ve " On beş dakika sonra işim bitiyor. Arabanız var mı ? " dedi.
" Evet. " dedim." Güzel , on beş dakika sonra çıkalım o zaman. " dedi. Dışarı çıktım ve Serap Hanım'ı beklemeye başladım.
Dediği gibi on beş dakika sonra çıktı , çantamı arabanın arka koltuğuna atarak arabaya bindik. Serap Hanım yolu tarif ediyor ben ise sürüyordum.
Yollar az da olsa açılmıştı , en azından kar yağışı azalmıştı." Onun yerinde benim oturmam gerekiyordu Ramazan. " diye bir ses duydum.
Serap Hanım'a döndüm , " Birşey mi oldu ? " dedi. Gözlerimi ovuşturarak yola devam etmeye çalıştım." Beni neden bıraktın Ramazan ? Çocuklarımızı neden bıraktın ? " diye bir ses geldi ve sanki boynuma bıçak batırılmışçasına anlık bir acı girdi boynuma.
Arabanın hakimiyetini bir anlık kaybettim fakat hızlı gitmediğimizden sorun olmadı. Arabayı durdum , kafamı direksiyona koydum , şimdide garip sesler duyuyordum. Eşimin sesiydi bu.Ağlamaklı oldum , Serap Hanım " iyi misiniz ? " dedi. Cevap vermedim , " isterseniz ben sürebilirim ? " dedi." Tansiyonum düştü sanırım , siz sürseniz daha iyi olur. " dedim ve yer değiştirdik.
Kafamı koltuğa yaslayarak yolu izlemeye başladım. Serap Hanıma göstermeden ağlıyordum fakat hakim olamıyordum kendime. Kendimi iyice kaptırmıştım , onları özlemiştim.
Bir kaç dakika sonra 3 katlı bir evin önünde durduk. Arabayı park etti , arka koltuktan çantamı aldım ve dışarı çıktım. Serap Hanım kapıyı kitleyerek anahtarı bana verdi.En üst katta oturuyordu , binaya girdik , evin kapısını açtı ve içeri girdik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaşanmış Korku Hikayeleri -2- (Gerçek)
HorrorYaşanmış Olayları konu alan 1. kitabımızın devamıdır.