🌕 GÖREV ZAMANI | BÖLÜM▪︎28▪︎🍂

148K 10.1K 6.6K
                                    

Hellö💦

Fotoğraflar kitabım için özel çizimlerdir gençler. Hepsini sizler için tasarladım. Temsili ama hayalinizi süslesin diye yaptım. 🌷🌸🌺



Delilik... Tam olarak hangi anlama gelirdi? Onun o soluk mavi gözlerinde gördüğüm anlam, tüylerimin derimden şaha kalkmasına neden olacak kadar korkutucu bir etki bırakmıştı. Belki de bunu tanımlayabileceğim kelime dağarcığına sahip değildim. Yine de ondan şimşek çakarcasına korkmama neden olan o sözleri sindirmeye çalışırken nefesimi tutmak zorunda hissetmiştim.

 Yine de ondan şimşek çakarcasına korkmama neden olan o sözleri sindirmeye çalışırken nefesimi tutmak zorunda hissetmiştim

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Sana layık kadın mı? Bu ne demek oluyor?"

Dudakları usulca yukarı kıvrıldı. Onun bu çekici kıvrımları karşısında kafamın karışmasına sebep olmasına rağmen dudaklarının arasından çıkan sesinin tonunda bile barınan tehlike, düşüncelerimin yönünü anında değiştirmeye hazır bir kırbaç gibiydi.

"Güçsüz olman..." dedi ve başını bir an iki yana salladıktan hemen sonra uzanıp dudağımın kenarını baş parmağıyla usulca okşadı. "Seninle vakit geçirebileceğim bir hâlden ibaretti. Burada, senin gibi kadınlar dolanıyor mu sanıyorsun?" demesine karşın bir an elini iki yanında açtı ve çevremizden bahsetti.

"Burada, kadınlar zorlukların farkındadır ve gecenin bir yarısında senin gibi yardım istemek yerine yardım isteyecekleri insanlara gard alırlar. Çünkü bu sokaklarda kimseden yadım isteyemezsin güzelim." demesine karşın hoşlanmadığım bir konuşmanın daha beraberinde geleceğinin farkındaydım. Ruhum daralmış, kucağındayken sanki onun ağırlığını ben taşıyormuş gibi hissediyordum. Hâkimiyeti, üzerime nam salmış, sözleri ise beni ehlileştirmeye çalışan bir gardiyan görevini üstlenmişti.

"Ne varmış hâlimde?" diye kaşlarımı çatarak ona sormama karşın bir an gülecekmiş gibi oldu ama sadece gözlerinde bir parıltı yakalamakla kalmıştım. Neden bu kadar soğuk ve dokunulmaz davranıyordu anlayamıyordum.

"Bir çocuk gibi hâlâ pembe giyiyorsun. Pahalı çantalar ve pahalı ayakkabılarla bu bozuk kaldırımlarda geziyorsun. Altında ise son model bir rolls royce var." dediğinde bir an şaşkınlıkla gözlerimi kırpıştırdım.

"Ne yani, sen de benim kadar zenginsin. Hatta benden daha zenginsin. Ne fark eder? Gülcan ve Beyza da zengin."

"Onlar, senin gibi yasal yoldan mı zenginler sanıyorsun? Birisinin babası kaçakçı, diğerinin babası kartel, diğeri ise..." dedi ve bir an gülüp duraksadı. "Bak, nasıl gözlerin dehşete düşmüş gibi parıldadı. Bunlar, senin buraya ait olmadığının kanıtı. Ama güzel rol kesiyorsun." dediğinde bir an ne dediğini kavramaya çalışarak kafamda tekrarladım ama hayır, hepsinin yolu aynısına çıkmıştı. Ne yani, Çeko ona gerçekleri söylemiş miydi yoksa?

Sesli bir yutkunma.

Sır, bir kişi bilirse sır olurdu. İkincisi öğrendiğinde ise sır olmaktan çıkardı. Şimdi ise bu hâl, daha da büyümeye yüz tutmuş bir etkenden ibaretti ve başımın yanacağını düşünmeye başlamam için fazla uzun bir zamana ihtiyacım yoktu.

Karanlık Esaret KİTAP OLUYORWhere stories live. Discover now