1|soy un chico malo|

25.6K 1.5K 1.1K
                                    

Bölüm Bir;

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Bölüm Bir;

ben kötü bir çocuğum

———

Kötü bir çocuğum ben. Aptalım, beyinsizim, geceyle barışık olduğu kadar gündüzle düşman bir çocuğum. Kimseye bir faydam yok. Bencilim. Kendimi düşünmeye o kadar çok alıştım ki -daha doğrusu mecbur kaldım- etrafımdaki her şeyi buğulu görmeye başladım. Hayır; şımarık, bir prens gibi yetiştirilmedim. Bencilliğim oradan gelmiyor. Bencilliğim, yalnızlığımdan geliyor.

Yalnızım, yapayalnızım. Yanımda hiç kimse yok. Tek başımayım bu dünyada. Ne beni seven biri, ne de içimdeki bütün fırtınaları dinleyen birisi, ikisi de yoktu. Kendi kendimin ilacım ben. Arada bir bu ilacın yan etkilerini de yaşıyordum elbette. Sevilmemek, bir insana ihtiyaç duymak, konuşma ihtiyacı duymak. Bunlar hep yan etkileriydi. Yalnızlığım, başıma buyruk hareket etmemi sağlıyordu. O an nasıl istersem öyle davranırdım ve kimse beni engelleyemezdi. Çünkü kimsem yoktu. Hiçbir şeyi umursamıyordum. Kaybolmuştum.

Kaybolmuştum ve kimse beni bulamazdı.

Öfkem ortaya çıkmıştı. Yalnızlığım ve bencilliğim birleşip, zavallı benliğimin altında saklanan derin bir öfkeyi ortaya çıkarmıştı. Etrafımdakilere karşı değildi, kendime öfkeliydim hem de delice. Bu öfke uyumamı engelliyordu, geceleri itici kabuslarımdan nefes nefese uyanmamı sağlıyordu. Aynaya bakıp yansımama tükürmemi sağlıyordu. Yatağa yattığımda yalnızlıktan üşümemi sağlıyordu. Beni bitiriyordu.

İğrenç alışkanlıklarım vardı benim. Aynı kendim gibi iticiydi. Bunlardan en kötüsü ot içmemdi. Pek sık yaptığım bir şey değildi. Ama her şeyi unutmamı sağlıyordu. Gökyüzünde kuşlarla birlikte uçuyordum. Kafam iyi oluyordu, hiçbir şey düşünmüyordum. Mutlu oluyordum ve ben kolay kolay mutlu olmazdım.

Güzel bulduğum şeyleri kaybetmeyi sevmezdim. Bu belki de bencilliğimden kaynaklanıyordu, bilemiyordum ama sevmiyordum işte. İkinci alışkanlığım da burada geliyordu. Fotoğrafçılık. Anı durdurup saatlerce izleyebileceğim fotoğraflar çekmeyi seviyordum. Beni özgür hissettiriyordu. Çektiğim şeyin güzelliğine bağlı olarak, suratıma ufak bir gülümseme yerleşiyordu. Acizliğimi unutuyordum.

Acizlik dünyadaki en kötü histi. Güçsüz olmak kadar mide bulandırıcı bir şey yoktu. Ben mide bulandırıcıydım. Acizliğim, beceriksizliğim, güşsüzlüğüm mide bulandırıcıydı. Kurtulamıyorum bu histen. Bir başkasına bakarken bile kendimi ezmeden edemiyordum. Ben buydum işte. Aciz Jeon Jungkook. Kendini savunmayı bile beceremeyen, babasından dayak yiyen birisiydim. Fiziksel olarak güçlü olmama rağmen, ruhum buna izin vermiyordu. İşte asıl sorun buydu, beni bitiriyordu. Ben daima yalnız olacaktım.

Bütün bu kötü özelliklerime rağmen hayatımda tek iyi bir şey yapmıştım. Bir arkadaş edinmiştim, Park Jimin'i.

Biraz asabi bir çocuktu. Tatlı dilliydi fakat canını sıktığınızda o dili bir yılana dönüşebiliyordu. Siyah saçları vardı ve hep siyah giyinirdi. Gözlerine siyah kalem çekmeden evden ayrılmazdı. Seksi olduğunu mu sanıyordu, bilmiyorum ama çekici göründüğü kesindi. Dolgun dudakları ve pembe yanakları asabi tavrına zıt olarak çok tatlıydı. Mıncırmak istiyordum onu. İyi bir arkadaştı. En mükemmel arkadaş değildi belki de ama yine de iyi birisiydi. Zor zamanlarımda pek yanımda değildi, ağladığımda teselli de vermemişti. Bazen bir sorunumun olup olmadığını soruyordu. Dilim hayır diyordu ama gözlerim, bir sorun olduğunu belirtircesine parlıyordu. Fakat beni sevdiğini hissedebiliyordum.

errantry ☂︎ taekookWhere stories live. Discover now