14|línea de sangre|

7.8K 888 347
                                    

On Dördüncü Bölüm:

К сожалению, это изображение не соответствует нашим правилам. Чтобы продолжить публикацию, пожалуйста, удалите изображение или загрузите другое.


On Dördüncü Bölüm:

kan bağı

...

İhanet çok yoğundu.

Ne yapacağımı bilmiyordum. Beynim işlevini yitirmişti. Sadece ağlamak istiyordum. Gözlerim yanana kadar ağlamak istiyordum. Güvenin, sadece bir kelime olarak kalması beni biraz daha zorluyordu.

Bir tarafım babama güvenmemem gerektiğini söylüyordu. Onun iyi bir yalancı olduğunu ve onca yıl boyunca beni evden atmak için zaman kolladığını fısıldayıp duruyordu. Belki de bunların hepsi babamın bir yalanıydı. Bu kadar kolay inanmamalıydım. Babama güvenmemeliydim. Onun daha önceden neler yaptığını görmüştüm. Arkadaşlarına nasıl yalan söylediğine an ve an şahit olmuştum. O iğrenç bir insandı. Onun gibi birisinden her şeyi beklerdim.

Bir tarafım da doğru söylediğini düşünüyordu.

Taehyung her zaman kapalı bir kutu gibiydi. Ne yaptığını, ne ettiğini söylemezdi. Ağzını açıp hiçbir şey hakkında yorum yapmazdı. İlk başlarda onun ruhsuz biri olduğunu düşünürdüm. Yoksa bir insan bu kadar tepkisiz kalamazdı. Kurallara aykırıydı. İnsanoğlu meraklıydı. Taehyung gibi tepkisiz değildi. Ama sonradan anladım ki, o sadece boş şeylerle aklını doldurmak istememişti. Belki de bu yüzden derdini anlatmıyordu. Belki de yaşadıklarının boş şeyler olduğunu düşünüyordu. Bilemezdim. Bunu kimse bilemezdi. Çünkü kimse Taehyung'u tam anlamıyla tanımıyordu. Buna emindim. Bu kişi Jimin bile olabilirdi. Sonuç değişmezdi.

Taehyung çözülemeyen bir problemdi.

Göğsümdeki ihanet hissini dindirmiyordu bu. Hala oradaydı. Ve ilk duyduğum anki kadar yoğundu. Yanıyordu.

Bu kadar kolay güvenmemeliydim.

Taehyung'la tanıştığımdan beri bunu bir sürü kez kendime söylüyordum. Çünkü o zamandan beri benliğime uygun davranmıyordum. Daha farklıydım. Daha kırılgan, daha sinirli, daha... garip? Bir sürü şeydim. Ama kendim değildim.

Güvenmek zaman isteyen bir işti. Yavaş yavaş işlerdi mürekkebini kalbine. Acı verirdi, yakardı, parçalardı ama bir daha işlendiği yerden çıkamazdı. Bir kişiye güvendiğiniz zaman kolayca vazgeçemezdiniz. Bu hayatın bir gerçeğiydi. İğrenç bir gerçeği.

Taehyung'a güvenmem uzun sürmüştü. Tamı tamına iki yıl. Onu gözlemlediğim süre boyunca hareketleri hoşuma gitmişti. Kendimle uyumlu bulmuştum. Sonra ona kapılmıştım. Kolay olmuştu. Uykuya dalmak kadar kolaydı hem de.

Belki de bu yüzden babamdan o kelimeleri duyunca yıkılmıştım. Çünkü ondan böyle bir şeyi beklememiştim. Güvendiğim tek insandı o. Beni mahvetmişti.

Eve yürürken derin derin nefes alıyordum. Parçaları birleştirmeye çalışıyordum. Aslında basitti. O gün, babamla tartıştığım gün, Taehyung'un orada ne işi vardı? Bunu biliyor olamazdı, öyle değil mi? Her şey onun planıydı. O gün orada beni bekliyordu. Çünkü evden atılacağımı çok iyi biliyordu.

errantry ☂︎ taekookМесто, где живут истории. Откройте их для себя