5|vive el momento|

12K 1.1K 1.2K
                                    

Beşinci Bölüm;

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Beşinci Bölüm;

anı yaşa

...

Şaşırmaktan nefret ederdim. Jimin her ay beni bir türlü şaşırtırdı. Bir hediye alır, beni mutlu etmeye çalışırdı. Fakat gününü hiçbir zaman söylemezdi. Bu yüzden ben de ona hiç hediye alamamıştım. Kendi çapımda takılan birisi olduğum için, umursadığım da söylenmezdi. Kesin olan tek bir şey vardı. O da şaşırmayı sevmediğimdi. Ne yapacağımı bilmediğim için boş boş bakıyordum. Bu da berbat bir şeydi, komikti.

Ellerim titriyordu. Kalbim göğsümden çıkmak istercesine hızlı atıyordu. Buz gibi olmuştum, aşırı terlemiştik. Şakağımdan süzülen bir damla teri hissediyordum fakat durdurmak için hiçbir şey yapmıyordum, engelleyemiyordum. Her şey kontrolümden çıkmıştı. Çok şaşırmıştım ama bir o kadar da heyecanlanmıştım.

Ona aşık değildim. Öyle gözükebilirim ama değilim. Sadece saplantılıydım ve o, çok estetikti. Hayatım boyunca olmak istediğim her şey ondaydı. Hayranlık duyuyordum. Hem de aşırı derecede.

Rahattı. Ben hiçbir zaman rahat birisi olamamıştım. Kasıntı bir çocuk olarak büyümüştüm. Kendime güvendiğim konu sayısı o kadar azdı ki, birisiyle flört ederken kasılıyordum. Görünüşüm olmasa bunların hiçbiri olmayacaktı sanırım. Bakir birisi olarak ölebilirdim.

Arkadaş çevresi çok genişti. Ben tek tük kişiyle takılırken, onun bir sürü arkadaşı vardı. Partileriyle meşhurdu. Beni hep davet etmişti. Ona olan hayranlığımı fark edecek diye o kadar çok korkuyordum ki gitmeye pek cesaret edememiştim.

Olamadığım, ama olmak istediğim şeylerin bütünüydü Taehyung.

Ona hayranlık duymada kesinlikle yanlış değildim. Herkes onun içine düşüyordu adeta. Konuşmasıyla insanları etkilediği için zor olmuyordu da. Kalın sesi, düzgün telafuzu ve tatlı diliyle, herkesin kalbini kazanıyordu. Buna ben de dahildim.


Karşımda bana bakarken ne diyeceğimi bilmiyordum. Bakışlarımı ondan ayıramadığım gibi dilim de bir türlü çözülmüyordu. Derin bir nefes alırken konuşmak için dudaklarımı aralıyordum. Ama hiçbir şey olmuyordu. Dudaklarım aynı hızla kapanıyordu. Heyecanım beni o kadar iyi ele geçirmişti ki hareket edemiyordum. Adeta on iki yaşıma geri dönmüştüm. Ergen gibi davranmayı kesmeliydim.

O, omuz silkip yanımdaki dolaba ilerlemişti. Ben de bu sırada derin bir nefes almıştım. Ondan bir adım uzaklaşmıştım. Kendime gelmeli ve yaşıma göre davranmalıydım. Şu an yaptığım şey saçmalıktan ibaretti. Elimi yumruk yaptım ve dikkatim topladım. Cebimdeki, kağıda sarılmış otu çıkardım.

errantry ☂︎ taekookWhere stories live. Discover now