0.1

19.4K 903 234
                                    

pşştttt

bu uzun süredir aklımda vardı ama ne yapacağımı, nasıl yapacağımı bilmiyordum, yayımlasam mı onu da bilmiyordum :d

az önce kuzim süper bi kapak yaptı,  ben de boşa gitmesin diye yaziom şu an

okuyun bari

&

"Evet, sanırım bunu yapabilirim." Derin bir nefes aldım ve elimdeki kağıda baktım. Yapabilir miydim?

Sıradan bir lise öğrencisiydim. 11. sınıftım ve derslere önem veren bir tiptim. Öyle anlatabileceğim çok bir şeyim yoktu.

Bunların yanında, 3 yıldır 12/B sınıfındaki Anıl'dan hoşlanıyordum. O bunu biliyor muydu hiç emin değilim ama birkaç kez benimle dalga geçmişti. Ayrıca... Sevgilisi de vardı. Öyle çok büyük arkadaş çevrem yoktu, çok sosyal bir insan da sayılmazdım. Ama bunun nedeni ben değildim, okulumdaki insanlardı. O kadar salak insan vardı ki bazen nefes alamadığımı hissediyordum. 

Normalde burada yaşamıyordum, lise okumak için gelmiştim. Puanım bu liseye yetiyordu ve Türkiye'deki en iyi 25 lise arasındaydı. Kolej olmasına rağmen! Ben buraya burslu gelmiştim. Bazen bu kadar başarılı insanların salak taklidi yaptıklarını düşünüyordum. 

Elimdeki nota bir kez daha baktım. Şu an Anıl'ın dolabının önündeydim. Dolabı açtım ve yazdığım şeyi bir daha okudum. Okul bitmek üzereydi ve bu son şansımdı.

Merhaba, Anıl

3 yıldır senden hoşlanıyorum, açılamıyorum.

Biliyorum, sevgilin var. Ama...

Beni biraz bile olsun merak ediyorsan, lütfen bu numarayı ara; 0 (554)...

Kendi numaramı vermemiştim, eğer verirsem ifşalayacağını biliyordum. Geçen hafta, biriktirdiğim paramla bir hat almıştım. Bununla uğraştığım için geçen hafta okula bile gidememiştim. Görünce nasıl bir tepki vereceğini merak ediyordum, belki troll diye düşünüp umursamayacaktı, belki de cidden merak edip peşine düşecekti. Anıl biraz dengesiz biriydi, bu yüzden ne yapacağını kestiremiyordum.

Notu katladım ve zarfın içine koyup dolabına attım. Çok fazla düşünürsem yapmayacağımı biliyordum. Birden arkamı dönmemle Anıl'la karşılaşmam bir oldu. Çarpışmıştık. Ah, tabi dizilerdeki gibi aşk sahnesi değil. Birden beni itti.

"Dikkat etsene be!" Kaşlarımı çattım. "Kusura bakma," dedim boğuk bir sesle. Üzerinde cüppesi vardı.

"Ne arıyorsun dolabımın önünde?" Sinirlenmişti. İyi de, sanki bilerek çarptım. Bunda bu kadar sinirlenecek ne vardı? Birden kaşlarını çattı. "Ah, pardon. Eski dolabım." Elini dolabının üstüne götürdü ve sever gibi yaptı. Ne demek eski dolabım?

"Nasıl yani?" Anıl hiçbir şey söylemeyip gözlerini devirdi ve arkadaşlarının yanına gitti. Hiçbir şey anlamamıştım. 

"Kep atma töreni var, bütün öğrenciler bahçede bekleniyor." Hoparlörden müdürün sesi duyulduğunda ben de diğer öğrenciler gibi bahçeye gittim. 

12. sınıflar okulun kapısının önündeki merdivenlerde dizilmişti, biz de aşağıdan onlara bakıyorduk. Anıl çok güzel gözüküyordu. Yanında da... Pelin. Onu görünce sinirle nefes aldım ve arkama döndüm. Başak'ı görünce koşarak onun yanına gittim.

"Ay, çok güzel değil mi Nisan?" Başımı aşağı yukarı salladım. "Evet, çok güzel. Seneye biz de böyle olacağız," Gülümseyerek Başak'a baktım. O da aynen bana bakıyordu.

Kepler atıldığında Anıl'a baktım. Notu ne zaman bulacaktı merak ediyordum. Hepsi okulun içine girerken kalbim ağzımda atıyordu. Büyük ihtimalle cüppesini koymak için dolabına gidiyordu.

Birden telefonum titrediğinde kalp krizi geçiriyormuş gibi hissettim. Başak'ın yanından uzaklaşıp okulun arkasına gittim ve Whatsapp'ı açtım.

Tanımadığım bir numaraydı.

Evet, Anıl! Mesaj atacağını biliyordum.

0 (530)...: Sanırım dolabıma not bırakmışsın

Ellerim titreyerek cevap yazdım.

Nisan: Evet?

0 (530)...: Sorun şu ki ben Anıl değilim :)

Nasıl yani?

0 (530)...: Geçen hafta dolaplar değişti

0 (530)...: O dolabın yeni sahibi benim

Geçen hafta okula gidememiştim, bilmemem normaldi sanırım.

0 (530)...:  Adım da Oğuzhan Acar

0 (530)...: Ama Oğuz demeni tercih ederim  

Bunu tanıyordum. 11/A sınıfındaydı. Çok uzak değildik, ama çok yakın da değildik. Arada bir konuşurduk.

0 (530)...:  Seninkini de öğrenebilir miyim?

Tabi ki öğrenebilirsin, salak şey. Hemen gidip cevap yazdım.

Nisan: Hayır

Sadece tek bir şey yapmak istemiştim, ve sanırım onu da elime yüzüme bulaştırmıştım.

Yanlış NotWhere stories live. Discover now