2.5

11.1K 722 329
                                    

alın bakalım, upuzuuun bir bölüm. iyi okumalar❤️

Balo günü.

Bütün kızlar aynı kuaförü seçtiğimiz için kuaförün içi tıklım tıklımdı. Ben, saçlarıma bir şey yaptırmayacaktım ancak makyaj yapmayı beceremediğim ve evde tek hazırlanmak istemediğim için kuaföre gelmiştim. Herkes çok heyecanlıydı, ben de dahil. Ama bizim dönemin heyecanı gereksizdi, çünkü bizim için düzenlenen bir balo değildi.

Makyajım tamamlandıktan sonra koltuklara oturunca Başak yanıma geldi. Elbiseme göz attıktan sonra konuştu. "Çok güzel olmuş elbisen, şu balkona geç de bir fotoğrafını çekeyim şöyle," dedi kuaförün içindeki balkonu işaret ederek. Başımı sağa sola salladım. "Hadi Nisan, 40 yılın başı fotoğraf çekineceksin zaten. Bir yere atmana gerek yok!"

Başımı aşağı yukarı salladım ve balkona geçip demirlere yaslandım. Başak fotoğrafımı çekince suratımdaki kasıntı ifadeyi orada bırakarak fotoğrafa baktım. Güzel çıkmıştım. Hayatımda güzel çıktığım fotoğraf sayısı 1 ya da 2'ydi.

Yaren kuaföre giriş yapınca bakışlarımı ona doğru çevirdim

اوووه! هذه الصورة لا تتبع إرشادات المحتوى الخاصة بنا. لمتابعة النشر، يرجى إزالتها أو تحميل صورة أخرى.

Yaren kuaföre giriş yapınca bakışlarımı ona doğru çevirdim. Üzerimdeki kıyafeti Oğuz'un aldığını bilse beni kaç kere bıçaklardı acaba? Neyse ki kıyafetin fiyatını ödememiştik, çünkü adam Oğuz'un babasının arkadaşıydı. Oğuz'un babasının hatrına ücretsiz giyiniyorduk, ikimiz de. Ama ben ona defalarca bunun borç olduğunu, en kısa zamanda ödeyeceğimi söylemiştim.

"Selam Nisan," dedi Yaren yanıma gelip. Üzerinde siyah bir elbise vardı ve topuklu ayakkabı giyiyordu. "Gelsene iki dakika," Kolumdan tutup beni tekrar balkona çıkardı. Üşüyordum.

"Söyledin mi?" dediğinde başımı sağa sola salladım. Ne diyecektim ki? Hatta Güneş olduğumu söylememiş, bir de takım elbiseli fotoğrafını da ben çekmiştim. Beraber kıyafet denemiştik, ah! Kalbim sağa sola sallanıyor gibi hissediyordum.

"Aferin. Bugün son günün. Demek, baloda rezil olmayı seçtin," dedi ve yanımdan uzaklaştı. Geri zekalı!

"Herkes hazır mı?" diye bir ses duyunca içeri geçtim. Lale hocanın sesiydi. Herkes hazırlanmıştı. Bizim dönemin kızları sanki kendi balolarıymış gibi o kadar abartmışlardı ki en sade giyinen bendim.

Hesabı ödeyip dışarı çıktık ve kapının önünde bizi bekleyen servise binip balo alanına gittik. Serviste Başak'la birlikte oturmuştum. Başak en yakın arkadaşım değildi ama arkadaşlarım arasında bana en yakınımdı. Vay be, garip bir cümle oldu ama Başak benim için tam bunu ifade ediyordu.

Balo alanına geldiğimizde herkesin gelmiş olduğunu gördüm. Bütün 12'ler ve 11'lerdeki neredeyse herkes gelmişti. Hepimiz bir masaya oturunca gözlerimin Oğuz'u aramasına engel olamıyordum. Bu... Neden oluyordu?

Gözlerim Yaren'i aradığında cam tarafına yaslanmış biriyle konuştuğunu gördüm. Kimle konuştuğunu görmek için başımı biraz sağa yatırdım. Hayır! Halil'di. Oğuz nerede? Tanrım, neden bu kadar arıyorum onu?

Yanlış Notحيث تعيش القصص. اكتشف الآن