2 | BEYAZ

165 21 0
                                    

13 YIL ÖNCE

Karanlıktı. Çok karanlık hiç bir ışık yoktu. Ve odada sadece iki kişi vardı. Onlar da zaten birbirini göremiyordu.

Sonra birden iki çift göz parladı ikisi de birbirinin gözüne bakıyordu. Sarı, turuncu ve siyah renkleri ile parlayan bir çift göz karşısında duran mor, mavi ve beyaz renkleri ile parlayan bir çift göze bakıyordu. Kendilerinde değilleri.

Birinden mavi yıldırımlar birinden kırmızı yıldırımlar çıkmaya başladı o yıldırımlar birbirine karışmadan ikisinin ortasında birbirleri etrafında dönüyordu.

Bu olay büyüleyici kadar güzeldi. Ve önemli olan şey ise bunu ikisi de hatırlayamayacaktı. Hatırladıkları zaman ise ölümün kıyısında olacaklar.

Yazardan

Teknisyenler hastayı kaybedeceğiz diye bağırışıyordu. Tam o sırada ortaya çok büyük bir ışık çıkmıştı. Ve bu ışık dünyanın her yerine yayılmıştı.

Bu güç bir şeylerin habercisi. Ama kimse ne olduğunu bilmiyor.

Miraydan devam

Filmi izlerken uyuya kalmışım ve başım fena halde çatlıyordu. Aylarca beklediğim filmi de izleyememiştim. Çok kızgınım kendime.


1 ay sonra
Bugün de okul çıkışı salak gibi yürüye yürüye eve gidiyordum. Sonuçta karnelerimizi aldık. Kendi kendime bari deniz kenarından gideyim dedim.

Etrafa dikkat edince normalde ıssız olmayan yer neden bu kadar ıssız diye düşünmeden edemedim.

Birisi kolumu tuttu ve ağzımı kapattı. Beni bir yere götürüyordu. Suyun kenarındaydık ama ağzım kapalı olduğundan sesimi çıkartamıyordum.

Sarhoştu ama kim olduğunu bilmiyorum. Birden kemerini çıkarmaya başladı. Bana dokunmaya çalışıyordum. Ses tellerim yırtılacak kadar bağırıyordum ama sesim çıkmıyordu.

Ağlıyordum, birilerinden yardım bekliyordum ama ıssızdı kimse kurtaramazdı. Birden sinir dalgası vücuduma yayıldı. Gözümün önü sinirden kararmıştı ellerimi hareket ettirdiğimde deniz dalgaları büyümeye başladı.

Ne yaptığımın farkında değildim fakat devam ediyordum. O pisliği pişman edeceğim. Kendime doğru dalgayı çektiğimde, dalgalar asi bir şekilde çarpıp adamı götürmüştü. Dalgalar bana yaklaşmamıştı bile.

Biraz daha dikkatli baktığımda suyun üzerinde belli belirsiz ateş toplulukları vardı. Su yanıyordu!

Suyu boşver, ben neler yapmıştım. Bütün bu olanları ben yapmıştım ve bunları yaparken kendimde değildim.

Hem şaşkın hem sinirli hem üzgün bir biçimde koşa koşa eve gittim. Üzerimi değiştirip yatağıma girdim.

Delirmiş miydim acaba? Çünkü imkansız bir şeydi bu. Acaba ben şizofren miyim. Hem sesler duyuyorum hem suyu hareket ettiriyorum. Bu ben değilim veya bu kim. Allah'ım kafayı yiyeceğim.

Tabela vardı ve burası çok değişikti tabelada Alicia yazıyordu sanırım buranın adı Alicia.

Ruh Bağı -Ateş Ve Buzun DansıOnde histórias criam vida. Descubra agora