8 | AKES

96 18 0
                                    

Benim gözlerim geri ellerimize döndüğünde bana beni derinden sarsacak bir şey söylemişti.

"Kim olduğumu sorgulama ve beni arama, anlaştık mı. Seni evine bırakacağım ve uyuyacaksın. Kimseye de bahsetmeyeceksin."

Hala şaşkın şaşkın yüzünü göremesem de ona bakıyordum.

Tekrar "anlaştık mı?" Diye sinirle bağırdığında ona "Tamam, teşekkür ederim." Demiştim.

"Teşekkür etme bana, zaten bunu yapmam zorunlu"

Cevaplamamıştım. Ne diyebilirdim ki. Daha 5 dakika önce sarılıp, saçlarımı okşayan yabancı değişmişti.

Ellerimizi birleştirildiğinde gözlerinin dolu olduğunu görmüştüm ama şu an bir aslan kadar sert davranıyordu.

Kim olduğunu bilmeden on dakika içinde ne yaptıklarımı unuttaracak kadar önemli biri miydi aslında o?

Uyandığımda ilk iş hemen annemin telefonundan Stefano'ya mesaj atmak olmuştu.

Sonra annem benim yanıma geldi ve "Güzelliğim ne oldu gözlerin şiş, gece de çok geç geldin?"

Tam annemi cevaplayacağım sırada gözlerimin kararması beni sessiz bırakmıştı.

Gözlerimi açtığımda annemin gözlerı kıpkırmızıydı ve beni seyrediyordu.

Stef de vardı yanı başımda. Sonra stef içeride oturan çocukları çağırmaya gidecekken, annem ona baktı ve "Bir şey konuşacağız da oğlum." Dediğinde Stef onu gözleriyle onaylayıp gitti.

"Güzel kuzum, doktorla konuştuk. 13 sene önceki hafıza kaybın gibi bir nedeni olmadığını ama sadece dinlenip enerji kazanmanı söyledi."

"Ve akşam seninle özel bir şey konuşacağız baban da gelince" dediğinde gözlerinin dolduğunu farkettim.

Dün olanlar aklımdan çıkmıyordu. Kendimi boşlukta ve kopmuş gibi hissediyordum.

O sırada babam gelmişti ve annemle beraber benim yanıma gelmişlerdi.

Bana bakarlarken ben artık dayanamadım. "Hadi anne, baba söyleyin ne olduysa"

Annem babama baktı ve "Lütfen öğrenince sakin ol benim balım. Seni çok seviyoruz."

Babam en sonunda "Kızım, güzel Miray'ım. Sana başından beri anlatacağız." Dediğinde "Hadi anlatın neyi anlatacaksanız." Diye cevapladım

Annem gözlerime bakarak başladı anlatmaya "O gün Mehmet ile birlikte güzel bir güne başlamıştık. Evleneli daha 4 ay oluyordu ama biz hala ilk günki gibi güne uyanıyorduk. Pazar günleri hep dışarı çıkıp, gezerdik. Üzerimizi giyinip lunaparka gidecektik. Zaten daha 20 yaşındaydık. Sonra üzerimizi giyinip kapıyı açtık. O sırada yerde bir sepetin içerisinde minicik bir yüz gördük. O kadar değişik ve güzeldi ki bizden olmadığını anlamamız uzun sürmedi. Melek gibiydi. Bize gülümseyerek bakıyordu. Ona baktığım an içimden bir parçanın o bebeği bırakmamaya zorladığını hissettim. Ondan kimselere bahsetmedik. O sırada Mehmet de araştırmaya başladı. Bir çok gizli siteye girdi ve onun gibi 8 tane bebeğin daha olduğunu bulduk. Gizli bir çok sayfalardan bilgi topladık. Bu bebek bir mucizeydi çünkü bir kere bizi kurtarmıştı. O bebeklerin aileleri ile buluştuk ama bir bebek gelmemişti. Ailesi onu saklamıştı haber alamıyorduk ama yakında olduğunu biliyorduk. Her neyse sonra 8 yıl sonra birbirimizin izini kaybettik ve bir daha her ne olduysa bulamadık. O bebek sendin Miray. Aslında sen benim melekler gibi büyüttüğüm kızım olarak benimsediğim o küçük bebeksin. Her ne öğrenirsen öğren bizi bırakma Miray. Ve sanırım anladığım kadarı ile de öğrenmişsin güçlerini. " dediğinde şu yaşımda her ne kadar şey öğrendiğimi farkettim çok şaşkındım.

Ruh Bağı -Ateş Ve Buzun DansıWhere stories live. Discover now