6 | YILDIRIM

96 21 2
                                    

Her zamanki gibi olan şeyleri ikiside hatırlayamıyordu. Zaten hatırlayamazdı da. Bu olanlar ruh ile alakalıydı ve büyük bir enerji barındırıyordu.

Gülümseyerek yürüyorlardı hiç bilmedikleri yerde her zaman olduğu gibi. Ruhları zaten hiç ayrılmamıştı ayrılması da yüzde doksan sekiz imkansızdı ama bu imkansızlıklara güvenmemek gerekir.

Aralarında değiştirdikleri şeyden ikisinin de haberi yoktu. Bu öyle bir şey ki sonu ölüm. Eğer farkına varmazlarsa ölümün avucunda can veren iki güzel beden olacaklar.

Uyandığımda bir odadaydım. İyice kalkıp etrafa baktığımda hastane olduğunu anladım. Ne kadar bulanık görsem de başucumda uyuklayan Stefano'yu, yine köşede tartışan Aleksei ve Melanie'yi görmüştüm. Sola döndüğümde benim uyandığımı farkeden Klarissa'yı gördüm.

"Nasılsın Miray?" Diye sorduğunda endişelendiğini ses tonundan anlayabilmiştim.

Klarissa konuştuktan sonra birden bütün gözler bana dönmüştü. Sanki bir açıklama bekliyordu herkes.

Ellerimi havaya kaldırıp sallayarak "hey iyiyim sakin olun bir şeyim yok." dediğimde inanmaz gözlerle bana baktılar.

"Ya alt tarafı düşüp bayıldım ne var büyütecek" diyip ofladım.

Herkesin yüzü bir anda düşmüştü. Stef bana bakıp "Cidden düştün mü sanıyorsun." Diye sordu.

İlk defa Stefano'yu böyle görüyordum. Kendimden emin bir şekilde "Evet başım dönünce düşüp bayıldım." Dedim.

Melanie ciddi bir suratla yüzüme bakıyordu. Güçlerini kullandığını anlayıp göz devirdim. Neden inanmıyorlar ki bana.

"Herkes neden bir anda ciddi oldu acaba? Düşüp bayılmadıysam ne oldu." Diye sabırsızca sordum.

Sinirlenmeye başlıyordum. Sanki yalan söylüyorum da bana aval aval bakıyorlar.

Melanie "Hadi biz biraz dışarı çıkalım da dinlensin Miray." Dediğinde bir şeyler sezmiştim ama sinirimden hiç bir şey söylemedim ve kafamı yastığa gömdüm.

Başım ne kadar çatlasa da uykuya zar zor dalıverdim.

Gözlerimi yavaşça açtığımda Stefano'yu gördüm. Saçlarımı okşuyordu bunu hissediyordum.

O benim onu gördüğümü görmemişti, utanmasın diye gözlerimi kapatıp sanki yeni uyanıyormuş gibi esneyerek gözlerimi açtım.

O sırada zaten hemen çekmişti ellerini. Bana gülümseyerek bakıyordu. Gözlerimin en içine. Onu seviyordum. Her ne kadar yeni tanışmış olsak da sanki doğduğumdan beri yanımdaymış gibi hissediyorum.

Saçlarımdan dolayı dalga geçen Metin ve Murat'a karşı beni korumuş gibi hissediyordum. Gözlerim dolu dolu Stefano'ya bakıyordum.

Kendimi silkeleyip beynimi yerine getirdim. Çocuğa bayadır bakıyoruz şimdi ayıp oldu.

Ya onu bırakalım da ben niye duygusal ve aynı zamanda aşırı sinirliyim ki.

Yoksa. Aman Allah'ım düşman başına.

"AYYYY" diye çığlık atınca Stef hemen "ne oldu Miray" diye beni sakinleştirerek sormuştu. Ona söyleyemezdim her ne kadar utanılacak bir şey olmasa da utanıyordum işte yapım böyle ne yapayım.

Kızarmış yanaklarımdaki basıncı hissediyordum. Kafam eğik bir şekilde "Şey Stefano, kızları bir şey yani çağırır mısın?" dediğimde bana gülerek "1 gündür uyuyorsun Miray ve şu an gece 3. Eve gittiler sen uyanmayınca. Bana söyleyebilirsin ne olduysa." Dedi.

Ruh Bağı -Ateş Ve Buzun DansıWhere stories live. Discover now