3 | BORDO SIYAH

127 20 2
                                    

Benim bu hareketimden dolayı bir dede bu tarafa doğru geliyordu. Bir den gözlerini kısmış geliyordu. Sinirlendirdim onu galiba.

Bana baktı ve "Kızım buralarda gözlük gördün mü önümü hiç göremiyorum ve eve gitmem gerek." Dedi. Ay bi gözüme tatlı geldi pamuk dede.

"Görmedim ama bir bakayım, (elimle işaret ederek) orda gördüm. Getireyim hemen" dedim. "Teşekkür ederim kızım. Çok sağol." Dediğinde sevinmiştim.

Görmemişti ya, oh. Yoksa ne yapardım bilmiyorum. Sonra aklıma çekilme hissi geldi. Neden olmuştu ki acaba o. İlerde hastane görünüyordu. Bu kadar yürüdüm mü ben diyip kafama vurdum.

Erene gözükmeden eve gitmem gerek yoksa yine rezil olurum.

"Stef hoş geldin." Dedim ve gülümseyerek sarıldım. "Hoşbuldum Miray" dedi.

"Bulabildin mi kimseyi?" Diye sordum. Gözlerime baktı ve "Sanırım birini daha bulma yolundayım çünkü dün bir şey buldum çünkü dün birden bire yıldırımlar düşmeye başladı. Bu da demektir ki birimiz havayı kontrol ediyor." dedi.

O sırada ikimizin kolunda da iki yapraklı bir yonca belirdi. Nasıl olduğunu anlamaya çalışıyorken bir yaprak daha belirdi.

Demek ki biri daha yakındaydı ve o yoncalara dahil oldu. Bu arada kafeye gelmiştik.

İçeri girdiğimizde kavga vardı ve bir erkek nasıl yumruk attıysa karşısındaki kişi duvara çarptı. Nasıl hızlı vurduysa duvar baştan sona kadar yarılmıştı.

Birden koluna baktığını gördüm. Tam o sırada stef ile aynı anda birbirimize bakıp "güç" dedik çünkü yumruk attığı sırada da belli belirsiz sarı renk oluşmuştu.

Hemen ayağa kalkıp yanına gittik. Hemen koluna bakmak istiyordum o mu diye. Kolunu tutup baktığımda aynı yerde 3 yapraklı yonca duruyordu.

Stef'e bakıp "bu o" dediğimde çocuk sorgular ve sinirli bir biçimde "kimim?" Diye sordu. Stef "hemen başka yere gidelim sana anlatacağız Sarı" dedi.

Çocuk bu sefer "Sarı?"dedi şaşkın şaşkın. Ben göz devirdim ve "ya bekle bi soru sorma." Dedim

Stef her şeyi anlattığında çocuk aynı ilk bana anlattığı zaman ki gibi bakıyordu ve birden "OHA" dedi. Öyle demişti ki gülmemek için kendimi zor tutuyordum.

"Bu arada adım Aleksei, Rusum, 18 yaşındayım. Siz?" Diye sordu.

Ben sorusuna cevap olarak " Adım Miray, Türküm, ben de 18 yaşındayım. Sormadan söyleyeyim suyu kontrol ediyorum." Dedim. Sonra stef de söylediğinde Aleksei bana bakıp "havalıymış bir hareket göstersene ve renginiz ne" dedi ve biraz sonra devam etti " gerçi şu yonca renkli ya ben sarıyım Miray sen beyazsın galiba, gri de stefano" dedi. "Tam üstüne bastın" dedi gülümseyerek stef.

Ben ellerimi boş duvara sallayarak buz fırlattım. Hala nasıl yaptığımı bilmiyorum ama bu taktiği deneyince olmuştu o yüzden ellerimi salladım.

Stefano ve Aleksei oturuyordu ve ben ayaktaydım bu yüzden etkilenen ben olmuştum. Neyden mi etkilenmiştim?

Ben ayaktayken deprem olmuştu o yüzden ben de yere düşmüştüm. Normalde biri güç kullanınca hissediyorduk ama bunda hissetmemiştik ama bu normal olacak bir sey değildi.

Dövmemize baktığımızda yeni yaprak da çıkmamıştı. "Stef araştıralım biraz" dedi. Stef hemen bilgisayara girip kameraları hackledi.

Bir kız vardı kameralara takılan. Yolun ortasında ağlıyordu. Sesleri duyamıyorduk ama etrafında da 3-5 kişi vardı. Sanki onunla dalga geçiyorlardı. Ama biraz daha dikkatli bakınca dedim ki. O olsaydı yonca da yaprak çıkardı dedim.

Ruh Bağı -Ateş Ve Buzun DansıWhere stories live. Discover now